Sabah olduğunda her zamanki kıyafetlerini giyinip çıktı. Ona verilen hançerleri kullanmayı sevmiyordu. Silah deposundan birşeyler bulmayı umutladı ama sonuç hayal kırıklığı.
Max ve Emma sevilen kişiler olmalıydılar, üçü göreve giderken herkes onları uğurladı.
Arkadan bir ses "Clary bekle" diye seslendi. Clary ismini duyunca olan mecburi bi merakla arkasına baktı. Seslenen mike tı. Veda etmeden mi gidiyordun? Clary birkez daha onların ikiz olduğunu düşündü. Seni göremeyince veda etmek aklıma gelmedi üzgünüm dedi alayla Clary. Mike sa sırıtmayı tercih etti, bol şanslar ve umarım sağ salim dönersin ve bunu diyip Clary nin dudaklarına eğildi. Sonrası malum. Tabi Clary birkaç saniye sonra onu yavaşça itti fakat mike bunun farkına varmadı.
Gitsek iyi olur, dedi max, göz temasından kaçınıyordu. Yaklaşık bir saat sonra onları engellemeye çalışan canavarlar ikili üçlü dalıyorlardı ve daha göreve gidemeden hepsi yorulmuştu.
Bir an Clary nin elinin üstüne bir el geldi. Anlamadan bakarken ağzından kaçırdı ne yapıyorsun kelimesini, gerizekalı. Emma ise Max ten aşırı hoşlandığını belli eden bir edayla iç çekmişti. Max se bir özür mırıldanıp elini çekmişti.
Yol boyunca öyle gittiler ve indiklerinde göreve başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yüzü
FantasyO da neydi, dedi Clary. Karanlığa baktı sadece, anlamlandıramadı..