-EPISODE 5-

1 0 0
                                    

Sorun şu ki Justisia annesinden kalmak için izin istememişti. Eve nasıl gidebilirdi bu durumda?
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandılar. Uyku sersemi iki arkadaş balkonda uyuyakaldıklarını biraz sonra anladılar. İkisi de kalkıp yüzlerini yıkadı ve aşağıya indiler. Herkes masada bekliyordu. Bu kez biraz geç kalmışlardı. Justisia Efendi Ra'nın sinirli halinin nasıl olduğunu bilmediği için çok korkuyordu. Masaya oturup kahvaltı yaptılar. Sanırım yine kavga etmiş olmalılar ki masada büyük bir sessizlik hakimdi. Yurani durumu anlamış ve sesini çıkarmadan yemeğini yemişti. Justisia olaydan habersiz Yurani'nin yanında oturuyordu. Yurani anne babasının bu durumundan hiç hoşnut değildi. Üzülüyordu kendince. Bir süre sonra ikisi de izin isteyip kalktılar. Tapınağa gitmek için hazırlanıp çıktılar. Justisia merakına yenik düşerek:

"Kötü bir şey yok değil mi?"

"Sanırım."

"Merak etme yoktur. Benim de ailem zaman zaman tartışıyor. Çok geçmeden barışıyorlar.

"Sorun barışıp barışmamaları diyil. Tabiki o da önemli. Ama sanki başka bir şey var gibi. Benimle alakalı bir şey. Ama malesef bilmiyorum.

Çok geçmeden tapınağa vardılar. Herhangi bir yere geçip oturdular ve biraz konuştular. Yurani'nin aklının bir kenarına halen Apocalypse vardı. Aile meselesinden sıra gelmemişti. Buradaki araştırmaları da yeterli değildi.

"Eve gitmek hiç istemiyorum Yurani. Sence ne yapmalıyım?"

"Eğer annenin kızacağını düşünüyorsan dert etme kızmaz. Eğer istersen seninle gelebilirim. Annenle birlikte konuşuruz."

"Araya aracı koyarsam daha çok kızacaktır. En iyisi kendim konuşmalıyım."

Justisia konuşmanın ardından eve doğru yol aldı. Yurani tek başına otururken tapınakta o günki kalabalığın arasındaki çocuğu gördü. Bir kaç saniyeliğine bakışını kaçırmasıyla çocuk kaybolmuştu. Gördüğüne emindi. Hayal görüyor olamazdı. Buna emindi. Çocuğu gördüğü yere tekrar görme umuduyla gitti. Orda olan tek şey parşömenlerle dolu raflardı. Kafasını umursamazca iki yana sallayıp yerine geri döndü. Yaptığı araştırmalara yeni bilgiler katmalıydı ve bunun için yeni yerler keşfetmeliydi. Fakat ailesi bu tapınak dışında başka bir yere gittiğini öğrenirse sonuç hiç de iyi olmazdı. Burada yapacak bir şeyi kalmayınca erken çıktı ve yeni yerler keşfetmek için kent meydanına gitti. Çarşıda babasının korumalarından birine görünmemek için Tanrı'ya yalvarıyordu.

-Bu sırada Justisia-

Justisia eve gelmişti. Kapıda bekleyip derin derin nefes alıyordu. Tam kapıya vuracakken annesi kapıyı açtı ve Justisia'nın eli havada kaldı. Sakince içeriye girdi ve anlatmaya başladı.

"Anne sana kalacağımı söyleyecektim ama.."

"Biliyordum zaten."

"nE?"

"Kalacağından haberim vardı. Tanrıça İris korumalarıyla haber gönderdi."

"İçim o kadar rahatladı ki."

"Senden tek istediğim benden birşey saklamaman. Öğrenmem gereken şeyi başkasından diyil senden öğrenmek istiyorum."

"Özür dilerim anne. Bir daha olmaz. Söz veriyorum."

Sarıldılar. Justisia gidip kardeşleriyle vakit geçirdi. Ertesi gün bu haberi Yurani'ye vermek için sabırsızlanıyordu.

-Yurani kent meydanında-

Bakıyordu. Sadece bakıyordu Yurani. Boş bakışlarla etrafı inceliyordu. Nerde ne bulabilirdi? En ücra köşelere bakmaya çalıştı. En sonunda şehrin dışına yaklaşmıştı. Kenarda bir mağara benzeri delik buldu. Gittikçe derinleşen bir delik. Burası yıldızları incelemek, Apocalypse'i araştırmak ve birazcık kafa dinlemek için çok uygun bir yerdi. Tabi burayı Justisia'ya da söylemeliydi. Çok geç kalmadan eve doğru yol aldı. Tapınağın önüne gelince duraksadı. Yine aynı sesler geliyordu kulağına. Ama daha net bir şekilde. Kenara bir yere geçip dinlemeye başladı. Bu sefer bu tartışmanın nedenini öğrenmeye niyetliydi.

"Neden hâlâ ısrarla söylemeyi reddediyorsun İris? Artık bunu idrak edebilecek yaşta."

"Sen neden söylemeyi düşünmüyorsun Ra? Birazcık ilgilensen ne olurdu?

"Siz iki bayan daha iyi anlaşabilirsiniz. Ben sadece dinlerim."

"Tek yapman gereken geçidin ismini söylemek Ra. Anla artık şunu. Sen yapmalısın. Çünkü o geçit.."

Yurani yine yapmıştı yapacağını. Daha iyi duyabilmek için yaklaşmaya çalışmış bu sırada sehpaya takılmıştı ve iyi ses çıkarmıştı. Yeni gelmiş gibi davranıp selam verdi ve odasına çıktı. Ra ve İris Yurani'nin birşey duymamış olduğunu düşünüp kendilerini avuttu. Yurani odasında gittiği yeri düşünüp hayal kurdu. Yıldızları orada daha rahat araştırabilir, inceleyebilirdi. Malzemelerini yarın oraya götürmeyi planlıyordu. Onun dışında duyduklarını kafasında analiz ediyordu. Geçit adı ne demekti acaba? Ne işe yarıyordu? Bunları tek başına düşünecek hali yoktu. Yarın hepsini Justisia'ya anlatmayı istiyordu. Balkona çıktı. Dolunay vardı. Ayın en sevdiği evresi buydu. Biraz izleyip bir günü daha geride bırakmak için yatmaya gitti..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 27, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

APOCALYPSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin