Brenda
-"Sen iyi değilsin"
-"hiç böyle davranmamıştı"
-"E normal değil mi sence de?"
-"Doğru" dedim ve gözyaşlarımı sildi .
Yağmur yağıyordu .
Gözyaşlarım yağmurla beraber akıp gidiyordu.
Neden üzülüyorum ki?
Yüzümü ellerinin arasına aldı.
Yağmur şiddetlendi.
Tanrı aşkına neydi bu?
-"Seni seviyorum , hep sevdim" dedi sadece benim duyacağım kısık bir sesle
-"Seni unutamadım . Kendimle gurur duyuyorum"
diyip dudaklarımıza hakim olamadık .
Sokak ortasında.
Artık o senin.
..................................................................
-"Anne! Biz geldik!"
-"Nereye kayboldunuz bakalım"
-"Hiiç öylesine dışarı çıktık."
-"Islanmışsınız . Üstünüzdekileri çıkartın."
-"Tamam . Yukarı çıkalım Finn yürü"
odama geldik ve ben tişörtümü çıkardım . Dolabımı açıp yeni kazak giydim . Bakıp bakmaması umrumda bile değildi. Pantolonumu çıkardım ve eşofmanımı giydim.
Umrumda değil . Umrumda değil.
-"Ne bekliyorsun?"
-"He?"
-"Üstün ıslak çıkartmıyıcak mısın?"
-"Ben böyle iyiyim"
-"Saçmalama bir de hastalanır başıma kalırsın " diyip üstündeki sweat'i çıkarmasına yardımcı oldum . Onun bedenine uygun olucak kazaklarımdan verdim . Ayrıca eşofmanda.
-"Isındın mı?"
-"Hıhı"
-"Peki" diyip kucağına oturdum . Yatağım rahattı . Pembe battaniyem vardı . Tonu güzel , odamı bebek odasına benzetiyordu.
-"Şuan nasıl tekrar sevgili olduğumuzu düşünüyorum"
-"Ne var bunda"
-"En son seni unutmak için sevgili yaptım kendime lanet ediyorum"
-"şşş geçmişte kaldı o ."
-"Doğru."
-"Gideceğin gün neden havalimanındayken beni beklemedin"
-"Çünkü korkuyordum"
-"Neyden?"
-"Benden ayrılacağından , benim orda kalmamı istediğinde ve benim bunu yapamıcağımdan senin kalbini kıracağımdan korkuyordum"
-"İki türlüde kırıldı. Seni göremediğim yani en azından canlı göremediğim zaman ciddi anlamda hayattan kopmuştum"
-"Yaaa.... Özür dilerim bebeğim"
-"Peki Jaeden'ı seviyormuydun?"
-"Bilmiyorum ... Son zamanlara artık umudum kesilmişti . Umutsuzdum ve ona sarmaya başlamıştım . Ama gerçek aşk olmadığını biliyordum çünkü ben sana aşıktım. "
-"Umarım onun olmamışsındır"
-"Ne? Hayır tabikide"
-"Beni bekledin"
-"Niye daha önceden gelmedin?"
-"Eğitim görüyordum . "
-"Peki."
-"Tekrar Vancouver'a dönücekmisiniz?"
-"Annem ile babam barıştı. Büyük ihtimalle evet."
-"Ohhh çok iyi"
-"Tabi yokluğuma dayanamadın"
-"Evet."
-"İstek bir şarkın var mı?"
-"Hayır sen seç"
-"İyi o zaman" diyip yerimden kalktım ve hoparlörümden kısık seste bir yavaş şarkı açtım . Sözsüzdü . Bu tür şarkılar hep hoşuma gitmiştir.
Tekrar yatağa doğru döndüğümde Finn biraz sola kaymıştı. Bende boş kalan yere sığdım ve kafamı onun göğsüne yerleştirdim.
-"Kıyafetlerim yakıştı."
-"Evet çok güzel oldum sayende"
-"Ben mi dedim sana beni yağmurun altında öp diye"
-"Öpmesemiydim?"
"İyiki öptün bebeğim" dedim ve karnında parmaklarımla şarkının ritmini tuttum.
..........................................
Gece 02.57
Tanrı aşkına cidden uyuyamı kalmışım ben?
Finn'in üzerinde
Lanet!
Yapıcağım bir şey yoktu terkrar gözlerimi kapadım ve daha sıkı sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓗𝓪𝓻𝓭 𝓛𝓞𝓥𝓔 𝓽𝓸 𝓑𝓮𝓵𝓲𝓮𝓿𝓮
FanfictionOnun hala beni sevdiğini biliyorum ama onu unutmam gerek.