Uke Min x Seme Joon
Lovers
Sarı ol, sarı ol, sarı ol.
Namjoon'un bu sabah kahvaltıda söylediği cümle aklımdan hiç çıkmıyordu. ''Sarı ve morun uyumunu çok severim, biliyorsun. Saçlarımızı boyatalım mı, sen sarıya ben mora?''
Ben ise tam bir saf gibi, ''Saçımı seviyorum.'' demiştim. Saçım pamuk şeker renginde bir pembeydi ve Namjoon her zaman en sevdiğinin bu olduğunu, çok yenilesi göründüğümü ve yakıştığını söylerdi. Neredeyse her sabah, her gece yatağımızda birbirimize dolanmışken överdi saçlarımı, yüzümü ve standartlara göre küçük olan ellerimi. Tüm o anlarda bana kendimi sevmemi fısıldardı, ben de dinlerdim onu. Teşekkür ederdim bazen yanağına hafif bir öpücük ile, bazen sıkı bir sarılmayla, bazen ise başımı omzuna yaslamakla.
Bu yüzden, pembeden sıkıldığını düşünmüş olmalıyım ki boyatmak istediğini söylesin. Ama onu istemsizce dudaklarımdan salınan kelimelerle reddettiğimde yüzünde net bir şekilde okuduğum hayal kırıklığı, pişman olmamı sağlamıştı. Hem de ne pişman...
Ben de gittim, marketten iki kutu boya aldım ve eve gittiğim gibi banyoda saçlarımı tam da onun için belirlediğim mora uyacak açık sarıya boyadım. Hatta onu böyle küçük bir şey için üzdüğümü, kırdığımı bilmek ve o hüzünlü yüz ifadesine aksin hiçbir şey olmamış gibi beni öpmesi ve dışarı çıkarken gamzeleriyle veda etmesi, beni ağlatmıştı. Gözlerimden dökülen yaşları görse kendine kızacağını bilsem de durmamıştım kendimi.
Söz konusu sevgilim ise, çok duygusal olabiliyordum.
Banyodan çıkıp gardırobuma ilerleyerek beğenerek aldığım ama oldukça büyük durduğu için hiç giymediğim şapkamı taktım. Dışarı fırlayan birkaç sarı saç tutamını parmaklarımla şapkanın içine doğru sokuşturdum ve olabildiğince gizledim yeni saçlarımı. Aslında aynaya ilk baktığımda kendime yakıştırmıştım, tenimin rengine ve yüzüme uyum sağladığını hissetmiştim. Seçtiğim tondan memnundum ve tek dileğim Namjoon'un da aynı şeyi düşünmesiydi.
Açık krem rengindeki ince kazağımın geniş yakalarını düzelttim, boyun hattım öylece ortaya seriliyordu. Biraz çekeleyip düzeltmeye çalıştım ve masada duran telefonumu alarak aşağı kata sevgilimi beklemeye indim. Yakında, çok yakında geleceğini biliyordum ve ona yapacağım küçük sürprizi gerçekleştirmek için sabırsızlanıyordum. Hissettiğim o tatlı heyecan bedenimi titretti ve ben iki elimle şapkama asılıp aşağı doğru bastırdım. Kendimi sakinleştirmek için yaptığım harekete bakın, resmen boğulmaya çalışıyorum.
Hemen şapkamı düzelttim derin bir nefes sığdırdığımda göğsüme, kulağıma kapıdan gelen anahtar sesleri ilişti. Koşar adımlarla gitmiştim yanına, daha yeni içeri adım atıyordu ki dolgun dudaklarına dolgun dudaklarımla sıkı bir öpücük bıraktım ve attığı adımı geri atmasını sağlayarak onu elinden tutarak ittirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oneshots | BTS
FanfictionUyarı: Bölümlerde +18 sahneler olabilir. Her bölüme ayrı bir fanart! İstediğiniz shipin fanartını bana atabilirsiniz. Neyse işte sizi seviyorum ♡ ࿐Lena