Uke Jin x Seme Tae
Lovers
Her saniye yanan şeytanların tek kurtuluşu, aşklarıdır. Bir şeytan aşık olduğunda, eğer karşılıklıysa aşık olduğu kişinin bedenine geçerek yakıcı ölümsüzlükten kurtulabilir. Aşık olunanın ruhu ise cehenneme hapsedilir, çünkü şeytan onun yaşama hakkını alır. Eğer karşılıksızsa bu aşk, şeytan hareket etme hakkını, özgürlüğünü kaybeder ve sonsuza kadar cehennemde yanar. Bu yüzden Aşk, şeytanlar için çok önemlidir. Onları kurtarır ya da öldürür ve geriye sadece aşık olunanın ruhu kalır.
"Taehyung, biraz yavaşla. Huh." diye nefesimi verdiğimde ayak tabanlarımın altında hissettiğim kum taneciklerinin üstünde diz çökmüş, benden çok daha hızlı koşan sevgilimi yakalamaya çalışmayı bırakmıştım.
Dikkatim dağılmasa yetişebilirdim, tamam mı?
Ona çok ama çok yakışan sarı saçlarının parıltılarla kaplı göz bebeklerinin önüne inmesiyle, bana tüm dişleriyle gülümseyerek döndüğü her an cenneti yaşıyordum. Öyle güzel bakıyordu ki, her ayrıntısı öyle naif işlenmişti ki ona dokunmaya kıyamaz hâle geliyordum ama sonra dudaklarım ihtiyaç içinde yanıyordu, o zaman da öpüyordum her zerresini.
O şimdi böyle gecenin yarısında dalgalı denizin yumuşak kumsalında benden eğlenerek kaçıyordu ya, onun için her şeyi yapabilirim diye düşünüyordum. Sadece onun için, bu bulutsuz gecede kendisini aydınlatan yıldızlardan birini istese, düşünmeden koparır ve saçlarına kondururdum.
Yıldız, yanında sönük kalırdı.
"Bebeğim, yorulduysan gelirim hemen yanına. Önceden söylesene kaçmam senden." diye bağırarak biraz önce koştuğu yönün ters istikametine, bana, doğru hızla gelmeye başladığında çöktüğüm kumlara tamamen oturmuş ve onun yanıma gelip beni sevmesini beklemiştim.
"Kaçamazsın ki zaten sen benden." dediğimde hemen yanıma kurulmuş ve başını omzuma yaslamış, parmaklarını bol tişörtümün üzerinden karnıma getirmişti.
"Seokjin-ah," dedi her zaman kullandığı alçak ve derin ses tonuyla. "Kaçamam. Ama sen de kaçamazsın."
"Kaçmak isteyen kim?" diyerek karnımdaki elinin üzerine kendi elimi koyduğumda ilk yaptığı şey parmaklarımızı iç içe geçirmek olmuştu. Avuçlarımız birbirine değiyordu ve ayaklarıma çarpan denizin soğuk suyu bile ellerimden tüm bedenimi gezen sıcaklığı engelleyemiyordu.
Taehyung'un teni her zaman sıcaktı. Onun yanındayken asla üşümezdim, üşüsem bile hissetmezdim. Sahi ne zaman onun yanındayken soğuk duygular uğradı ki bana?
"Bakışların bir anda derinleşti sevgilim. Ne düşünüyorsun?" demişti birleşik ellerimizi yine sıcak olan dudaklarına yaklaştırıp naifçe kırmızılarını bastırarak. Ellerim kısa anlığına titredi ama sesim çok netti. "Seni." dediğimde gerçekten istediği cevabı vermiş olmalıyım ki sulu bir şekilde bastırdı bu sefer dudaklarını. Yandan bir sırıtış dudaklarının üzerinde asılıydı, bense tüm yüzümle gülüyordum ona. Sadece dudaklarımla değil; gözlerimle, yanaklarımla, kirpiklerimle ve kaşlarımla. Gözlerimin önündeki perdede hülyalar saçılıyordu, yanaklarım hafif pembeydi ve gülümsememle gerilmişti. Kirpiklerim ağırca inip kalkıyordu ve kaşlarım o kadar yumuşamıştı ki sevginin yüzümde yuva edindiğinin farkına varabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oneshots | BTS
FanfictionUyarı: Bölümlerde +18 sahneler olabilir. Her bölüme ayrı bir fanart! İstediğiniz shipin fanartını bana atabilirsiniz. Neyse işte sizi seviyorum ♡ ࿐Lena