1. Bölüm

39.2K 1K 25
                                    

Not: HİKAYE BENİM İLK YAZDIĞIM HİKAYELERİMDEN OLUP HİÇ BİR DÜZENLEME YAPILMADAN YAYINLANMAYA BAŞLANMIŞTIR. ACEMİLİK ZAMANIMDA YAZILAN -ki hala acemi olduğumu düşünüyorum- BU HİKAYENİN DİĞER YAYINLANAN HİKAYELERİMDEN FARKLI BİR YAZIM TARZI İLE YAZILDIĞINI BELİRTMEK İSTERİM. UMARIM YAZIM HATALARIMA FAZLA TAKILMAZ VE HOŞ GÖRÜRSÜNÜZ. BU HİKAYE İLE BENİM YAZIM ŞEKLİMİN NEREDEN NEREYE KADAR GELİŞTİĞİNİ GÖRMENİZİ UMUYORDUM. BU YÜZDEN DÜZENLEME YAPMIYOR SADECE OLDUĞU ŞEKİLDE YAYINLIYORUM. SİZDEN DESTEK BEKLEDİĞİMİ UNUTMAYIN ÇÜNKÜ "BKG VE GS" HİKAYELERİMİ OKUYANLAR OLARAK ARADAKİ DEV FARKI ANLAYACAĞINIZI UMUYORUM... UMARIM HİKAYEYİ OKURKEN GÜZEL VE EĞLENCELİ VAKİT GEÇİRİRSİNİZ. ÇÜNKÜ BE BU HİKAYEYİ YAZARKEN ÇOK EĞLENMİŞTİM...!!!

İYİ OKUMALAR VE BOL YORUMLU VOTELER!!!


Hye elindeki telefonu sert bir şekilde duvara çarpmıştı. Buraya taşınalı tam 10 yıl olmuştu. Kendi memleketinden kaçar gibi ayrılmıştı. Üstelik bu ülkede ilk başlarda sürekli dışlanmış ve psikolojik eziyet görmüştü. 


Kim bilebilirdi ki ülkenin vatandaşlığına kendi isteği dışında  alınacağını. Başta buna çok sevinse de şimdi lanetler yağdırıyordu. İstemediği bir şeye zorlanmak hayatında en nefret ettiği şeylerden biriydi. 


Güneyden Kuzeye kaçarken ardında sadece ilgisiz bir baba bırakmıştı. On yıl için de oldukça zor şeyler atlatmış ama yılmayarak hayatını kazanmayı başarmıştı. 


Belki başta pes edip ülkesine Güney Koreye dönseydi bu dert başına açılmayacaktı. Bu yıl çıkan kanuna göre kadınlar 27 yaşında erkekler de en geç 30 yaşında evlenmek zorundaydı. Ve bu kanuna uymayan kişi hapse atılabilecekti. Hye tekrar saçlarını karıştırmıştı. 


Bu lanet kanunda neyin nesiydi. 27 olmasına az kalmıştı. Birkaç ay içinde 27 yaşına girecekti ve henüz evlenmek gibi bir niyeti yoktu. Vatandaşlık aldığında başına bunun geleceğini bilseydi o kadar sevinmezdi. 


Ofisinin penceresinden bakarken hayatına müdahale edebilecek bir adamı istemediğini düşünüyordu. Buna asla izin veremezdi. Üstelikte bir Kuzey Koreli adamın hayatına müdahale etmesine dayanamazdı. 


Devlet o kadar ileriye gitmişti ki herkesin bir listesini almış çöpçatan birimleri kurarak statüye uygun evlilik görüşmeleri ayarlıyordu. Hye iş stresi yüzünden kendisine bile zaman ayıramazken nasıl olurda bu işler ile uğraşabilirdi. Kısa kesilmiş saçları omzuna kadar inmiyordu. Uzun buyu ile sırtından bakıldığında erkeğe bile benzeten oluyordu. Tüm randevularını iptal ettirmiş ve görüşme için kendisine sunulacak kişileri seçmeye, çöpçatan bürosuna gitmişti. Masa başında oturan adam Hye ye şaşkınlık ile bakmıştı. Hye kısa saçları ile sırtından ne kadar erkek gibi görünmeye çalışsa da kısa saçın bir kadına bu kadar yakışmasını haksızlık olarak görmüştü. Hye oldukça kadınsı bir hava yayıyordu etrafına. Adam boğazını temizleyerek...

- Evet sizi dinliyorum…

Hye içinden homurdanarak konuşmuştu  "Devletin saçmalıkları ile uğraşıyoruz işte“  Adam onun ne dediğini anlamamıştı.

- Anlayamadım… “Hye hemen ifadesini değiştirerek gayet ciddi bir ses tonu ile ”Ben evlilik görüşmesi için gelmiştim…"

- Onu anladık… İsim ne? “Adamın ters sözleri ile sinirlenmişti Hye ama belli etmemişti”

- Şu yaş sınırlamasını atlatmanın bir yolu yok mu? “Hye nin ani sorusu adamı güldürmüştü”

- Neden, hep bekâr mı duracaksın. Bu güzel vücudundan birinin faydalanması güzel olmaz mı? 

“Hye adamın sözleri ile kıpkırmızı olmuştu. O an yapabilse utancından yerin dibine girebilirdi. Kendisini toparlamaya çalışarak”


- Ben çifte vatandaşım… Bu kanun neden bizi de etkiliyor anlamış değilim. 

- O zaman ülkene geri dön… Ama orada da kanun geçerli… 

- Ne? Ama bu nasıl olur… “Hye hayret ile adamın yüzüne bakmıştı. Adamın şaka yaptığına dair hiç belirti yoktu.” 

- İstersen gidebilirsin?

- Bu imkânsız… Bu nasıl olur? 

- Denemek ister misin? Elindeki dosyayı artık alabilir miyim? “Adam Hye nin elindeki bilgileri almıştı. Acemice hazırlanan tanıtım yazısı Hye nin farklı kişiliğini adama aksettiriyordu. Adam kaşını kaldırıp Hye ye bakınca Hye tedirgin olarak”

- Bir sorun mu var?

- Burada yazanlar doğru mu? “Hye biraz gerilerek”

- Evet neden?

- Sadece tipin bu kadar fakir olmadığını çağrıştırıyor… 

- Öyle mi işte bu büyük bir iltifat teşekkürler. En azından tipim fakirliğimi kurtarıyor. Umarım statüme uygun biri bulabilirim…

- Neden? Zengin bir koca ayarlayabilirim sana. “Hye şaşkınlık ile adamın açık sözlülüğüne tepki vermişti. Yutkunarak”

- Ben… Ben istemem… Benim statümde olsun yeter.

- Bu hayatının fırsatı olabilir. 

- İstemez dedik ya! “Adam Hye'nin ani çıkışı ile gerilemişti. Birden kahkaha atarak”

- Anlaşılan tok gözlüyüz… Bu iyi bir erdem eminim mutlu olacaksın.

- Ne demezsin…

- Evlenmek istemiyor gibi bir havan var? 

- Burada kaç kişi tanımadığı biri ile evlenmek ister ki?

- O zaman kendine bir sevgili yapsaydın da buraya kadar gelmeseydin. “Hye sinir ile dişlerini sıkmıştı. Nefesini salarak”

- Bu kadar aşağıladığınız yeter. Siz burada insanları utandırmak için durmuyorsunuz. Şimdi işinizi yapın ve bana bir aday gösterin. 

- Ohoo küçük hanım sakin ol bakalım. Şuanda benim elimde olduğunu unutma. İstersem sana çok adi birini bulabilirim. “Hye gözlerini büyültmüştü”

- Ne? Bu çok saçma… 

- Neden olmasın. Bunu birkaç kez yapmıştım… “Hye iyice sinirlenmişti. Canı oldukça sıkılmıştı ve bu adamın şaka yapmadığını anlayacak kadar da insanları tanımıştı. Üstelik çifte vatandaş olması bu adamı yapmak istediğine körükleyebilirdi. Bunu kaldıramazdı. 



Kendi ülkesine dönse acaba ne olurdu. En azından ülkesinden biri ile evlenirdi ve bu saçmalıktan kurtulurdu. Sonra aklına gelen şey ile”


- Vatandaşlıktan çıkmak için ne yapmalıyım? “Adam kısılı gözleri ile Hye ye bakarken Hye çıldırmamak için tüm çabasını gösteriyordu.”

- Bunu yapamazsınız.

- Neden? Ben girmek istemedim vatandaşlığa…

- Ne? “Adam Hye nin sözleri ile ilk kez şaşırmıştı”

- Neden şaşırıyorsunuz ki? Benim isteğim dışında vatandaşlığa alındım ve şimdi de bu şekilde evlenmek sinirimi bozuyor.

- Vatandaşlık için sen başvurmadın mı? 

- Hayır vurmadım…

- Ama bu imkansız… Yani şahsi olarak başvuru yapmanız gerekiyor. Ya da evli… “Adam aklında ki düşünce ile duraklamıştı”

- Neden bana öyle bakıyorsunuz? “Adam sinsi bir şekilde gülümseyerek”

- Siz evlisiniz değil mi? Beni denemek için buradasınız?

- Ne? Saçmalamayın lütfen… Ben evli değilim…

- Üzgünüm ama bunu araştırmamız gerek…

- Evli olsam bilmez miydim? 

- Bunu benim sormam gerekmez mi? “Hye kısa saçlarının dibine ellerini geçirerek çekiştirmeye başlamış bir yandan da adama itiraz ediyordu. Aslında neden vatandaşlığı aldığını biliyordu ama bundan emin değildi.


Hye nin annesi de Kuzey Koreli bir kadındı ve daha Hye dört yaşında iken ölmüştü. Annesinin ailesinden küçük bir ev kalmıştı Hye ye. O eve güvenerek hiç bilemediği bu ülkeye taşınmaya cesaret edebilmişti. 


Ama sonucunun bu olacağını bilmiyordu. Miras yolu ile kendisine kalan bu ev tapuda adının geçmesine ve dolayısı ile annesinin kökleri nedeni ile çifte vatandaş olmuştu. Bu onun ülkede rahat hareket etmesini sağlasa da şuanda bu rahatlığın hiç önemi yoktu. 


Üstelik bu yöntem ile evlenmek… Evlenmek istemeyen Hye için işkence gibiydi. Adamın elindeki büyük ve kalabalık sayfalı defteri hızla çeken Hye adamın şaşkın bakışları arasında oradan uzaklaşırken adam arkasından bağırıyordu. 


- Hey… O defteri götüremezsin. 

- Merak etme yarın sana geri getireceğim. Daha fazla senin saçmalıklarına katlanamam…

- Sen kendinden büyüğün ile nasıl böyle saygısız konuşabilirsin?

- Saygısız… Sizin yaptığınız saygısızlığın yanında benim ki çok basit kalır. “Hye arkasını dönüp giderken adam gülümseyen yüzü ardından bakıyordu. Bu gülüş hiçte hayra alamet değildi. Hye bir an ürperdiğini hissetmişti.”

--------------------------

KAÇINILMAZ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin