3. Bölüm

20.1K 894 16
                                    


Tanımadığı bir numara olduğu için önce açmak istememişti ama sonra ısrar ile çalan telefonu açınca hayatının değişeceğini düşünememişti. Telefonun karşısında sert bir ses çıkmıştı. 


- Hey cadı neden telefonuna bakmıyorsun? “Hye sesin sahibini tanımıyordu”

- Pardon ama yanlış numarayı aradınız galiba…

- Hayır seni aradım… Hye Su…

- Evet ama sizi tanımıyorum… “Karşıdan tiz bir kahkaha gelmişti”

- Ben seni tanıyorum. Bu arada sana iki güzel haberim var.

- Öyle mi nedir?

- Öncelikle evli değilsin… “Hye duraksayarak telefonu kulağından çekmiş ve numaraya bakmıştı. Sonra aklına ilk gelen şey ile”

- Sen… Sen şu çöpçatan değil misin?

- Bingo bildin açıktan on puan… “Hye sinirlenmişti.”

- Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz. Bu şaka uzadı artık… 

- Kes sesini de beni dinle… “Hye neye uğradığını şaşırmıştı. Bu neredeyse yaşlanmak üzere olan adam onunla nasıl olurda böyle konuşabiliyordu. Deyim yerinde ise sinirinden yerinde zıplıyordu.”


- Sen… Sen nasıl benimle bu şekilde konuşmaya cüret edersin yaşlı moruk…


- Yaşlı moruk mu? Sen bana moruk mu dedin? “Hye ise adam telefonda resmen kavga ediyor, ne garip ki ikisi de telefonu kapatmaya yeltenmiyordu. 


- Evet moruk… Sürekli dırdır eden bir moruksun? 

- Bana bak güzelim hazır sana iyi bir koca bulmuşken benden özür dilesen iyi olur…

- Ne? Sen ne dedin?

- Senin için uygun bir aday buldum. Yarın buraya gel. 

- Uygun bir aday mı? Senin bulduğu uygun adayı çok merak ettim doğrusu? 

- Eminim çok beğeneceksin? 

- Yah ne demezsin. Söylesene bu adam nasıl biri, senin gibi geveze mi?

- Aslında sayılır ama uysaldır…

- Uysal… “Hye nin aklında bir ampul yanmıştı. Ama adamın davranışları göz önünde bulundurulacak olursa hemen o ampulü söndürmüştü”

- Hey… Neden sustun?

- Baksana yaşlı moruk... Sence ben o kadar aptal mı gözüküyorum?

- Evet neden? 

- Yah… Sürekli bana hakaret edip durma. “Hye'nin sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki sanki tüm evin içinde yankılanmıştı. Adam da aynı ses tonu ile Hye ye karşılık vermişti.”

- Kendin söyledin aptal olduğunu bende onayladım neden beni suçluyorsun? 

- Tamam… Sakin olalım… Sen senin bulduğun biri ile evleneceğime inanıyor musun? 

- Evet neden? “Adam o kadar çabuk yanıt vermişti ki Hye oldukça şaşırmıştı. Duvardaki saate bakarak daha sekiz olmayan saati yanlış söyleyerek telefonu adamın suratına kapatmıştı”

- Saat on oldu… Bu saatte bir genç kızı aramak tacize girer… “Hye nin sözlerine cevap veremeden suratına kapanan telefon ile adam gülmeye başlamıştı. 


Nedense Hye ile uğraşmaktan hoşlanıyordu, sanki tüm stresini atıyordu. Hye ikinci katın balkonuna çıkarken karşı komşusu Se Na Hanım, Hye yi görerek el sallamıştı. Ama Hye nin onu görecek hali yoktu. Bunun üzerek kadın elinde birkaç atıştırmalık ile Hye nin kapısına dayanmıştı. Hye kapıyı açarken yüzü sıkıntıdan yere düşmüştü. Kadın kapıdan girer girmez…


- Senin sorunun ne? Neden beni görmüyorsun? 

- Acummaa…. “Hye Se Na ya sarılarak ağlamak istiyor ama bir türlü ağlamayı başaramıyordu. 

- Hye… Neden böyle davranıyorsun?

- Ben ne yapacağım… 

- Ne oldu? 

- Bu gidişle gerçekten kel biri ile evleneceğim. “Se Na gülmeye başlamıştı. Hye'nin sırtını sıvazlarken onun saçlarını okşamaya başlamıştı”

- Tamam sakin ol… Sana harika bir eş bulacağız… 

- Elinizi acele tutsanız iyi edersiniz. Üsteli o çatlak yaşlı çöpçatan beni gerçekten evlendirmekte kararlı…

- Yaşlı çöpçatan mı? “Hye sarılmayı bırakarak Se Na ile balkona çıkmış ve keyifli bir şekilde dedikodu yapmaya başlamıştı. Hye çöpçatanın taklidini yaparken kadın gülmekten ağrıyan karnını tutmaya başlamıştı. 


Hye artık yorgun düşmüştü. Se Na, onunla birlikte listedeki adaylara bakarken acımasız yorumlar yapıyor sonrada kahkaha ile gülüyorlardı.”


- Senin oğlun yok mu? “Kadın birden afallayarak”

- Ne? 

- Senin diyorum… Oğlun vardı galiba… Söylesene o evlimi? “Hye kesik kesik konuşmuştu. SeNa ise şaşkın bir şekilde Hye ye bakmıştı”

- Evet… Var ama…

- Ne oldu evli mi? 

- Hayır ama… “Kadın duraksayarak konuşuyordu. Hye ise hemen anlamıştı”

- Yoksa beni oğluna laik bulmuyor musun? Merak etme… Onunla evlenmek gibi bir düşüncem yok sadece eğer aklında bir çözüm yolu varsa bende faydalanmak istemiştim”

- Kesinlikle hayır… “Se Na, Hye nin sözlerini sert bir dille cevaplamıştı.” 

- Anlamadım?

- Bak Hye, ben… Senin gelinim olmanı çok isterim ama … 

- Ama… 

- Oğluma seni layık görmüyor değilim… Oğlumu sana laik görmüyorum…

- Ne? “Hye birden sesinin yüksek çıkmasına engel olamamıştı” Bir anne nasıl oğlunu kötüler.

- Bak benim oğlum oldukça yakışıklı ve… “Hye hemen hayal kurmaya başlamıştı. Ama o kadar çok aday resimleri ile dalga geçmişlerdi ki nedense gözünün önüne yakışıklı bir profil çıkmıyordu. Sonra başını iki yana sallayarak” 

- Evet…

- O tam bir çapkındır. Umursamaz biri ve asla tek kadına bağlı kalamaz. Senin acı çekmeni istemem…

- Anlıyorum… Demek oğlun böyle biri? O yüzden seni görmeye gelmiyor…

- Aslında biz… Biz onunla tartıştık. 

- Neden? “Kadının duraksamasını gördükten sonra vazgeçerek” Özür dilerim beni ilgilendirmez…

- Babasını boşamak istediğim için…

- Ne? Bu çok saçma… Kaç yaşında oğlun?

- O da sınıra erişti… Yakında o da evlenmek zorunda kalacak… 

- Benimle aynı dertte o zaman… Neyse… “Hye ile Se Na gece yarısına kadar dertleşmişti. Oldukça iyi anlaşan ikili yalnızlığın verdiği bir his ile daha da yakınlaşmıştı. Sabah olduğunda gözüne kestirdiği aday kitabını alarak çöpçatanlık ofisine gitmişti. Adam Hye yi görür görmez pis pis sırıtmaya başlamıştı”

- Bayan Hye, sizi görmek ne güzel..

- Kafana bir şey mi düştü…

- Hım… Neden böyle düşünüyorsunuz?

- Bana kibar davrandığın için olabilir mi? 

- Aşk olsun ama ben her zaman kibarım…

- Sen git bu numarayı… “Hye son anda susmuştu. Nerede ise ağzını bozacaktı. Elindeki defteri adama vererek arkasını dönmüş gidiyordu ki hızla yürüyen biri Hye yi görmeyerek sertçe çarpmıştı. 


Ama işin ilginç yanı Hye nin düşmesi gerekirken ona çarpan kişi düşmüştü. Hye sert bir şekilde arkasını dönerek… ”Neden önüne bakmıyorsun be adam."


Adamı gören Hye donup kalmıştı. Siyah delici bakışları ve uzun boyu ile Hye'ye bakan adama yutkunarak konuşmuştu.

KAÇINILMAZ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin