on altı

1K 72 50
                                    


Genç adamın ağlamasının üzerinden dört saat geçmişti.
Artık iş yerindeydi ve deli gibi çalışıyordu.

iki dakika sonra kapının çalınmasıyla kafasını kaldırdı ve ona gülümseyerek bakan Namjoon'u gördü.

Genç adam kocaman gülümsedi ve ellerini yana açarak konuştu
"Paydos!"

"Çok fazla işim var Namjoon
eğlenmeye zamanım yok"

Namjoon eliyle dosyaları itti ve gülümsemeye devam etti.
"eğlenelim demedim ki
sadece kafanı dinlendir sonra gideceğim"

Namjoon yavaşça koltuğa otururken
Yoongi de gözlüklerini hafif bir gülümsemeyle çıkarttı.

"çok fazla dosya var hepsini nasıl bitireceksin?"

Yoongi sıkıntıyla başını iki yana salladı ve derin bir nefes aldı.
"Bilmiyorum Soul'un ölümüyle işleri biraz aksattım ama toparlayacağım"

Namjoon anlayışla başını salladı ve kahvesinden küçük bir yudum daha aldı.

"peki atlatabilecek misin Yoongi
masanın altına gizlediğin ilaçları bırakabilecek misin?"

büyük olan hayretle ona bakmaya başladı
"İlaç falan yok
s-sadece başım ağrıyor onun için"

Namjoon gülümsedi ve konuyu değiştirmeye çalıştı

"Bu günlerde hepimizin başı ağrıyor
Hoseok dün neredeyse ağlayacaktı
migreni tuttu"

Yoongi şaşkınlıkla ağzını açtı
"Ne? Benim haberim yoktu
hadi gidip bir bakalım giyin üstünü"

Namjoon telaşla ayağa kalkan adamı yerine oturttu
ve sakince konuştu
"şuan iyi merak etme
gözlük takınca başı ağırıyor ama gözlük takmayınca da çalışamıyor
kısır döngü gibi bir şey"

"Nasıl yani ilacı falan yok mu bunun?
yardım edemez miyiz"

Küçük olan heyecanla kafasını salladı
"Çok araştırdım ama bir türlü bulamadım
dün adeta ona yardım etmem için yalvardı
çok kötü hissettim hyung"

Yoongi sinirle elini masaya vurdu
her şey boka sarmıştı.

"yoruldum Namjoon
hiçkimseye yardım edemiyorum
hiçbir şeye yaramıyormuş gibi hissediyorum"

Joon sinirlerine hakim olmaya çalışan abisine hayretle baktı.
Ne zamandır bu kadar hızlı sinirleniyordu?
"sakin ol hyung o kadar da önemli değil"

sakin olamıyordu
her dakika kötü bir haber geliyordu
ve her dakika biriyi daha kaybedeceği korkusuyla yaşamak ona acı çektiriyordu.

ellerini başına koydu
nerden gelmişti bir anda bu sinir?
neden bu kadar sinirliydi?

"başım dönüyor Namjoon
siktir başım çok fazla dönüyor!"

bağırarak söylediklerinden bir kaç saniye sonra tökezlemiş ve arkadaşının kollarına düşmüştü.

"Tamam hyung sakin ol
gel şuraya biraz uzan
birazdan geçer"

Namjoon arkadaşını güzelce yatırıp üstünü örttükten sonra konuştu
"Şimdi gidip sana bitki çayı falan alayım yemekte yememişsindir sen bir iki dakika sonra dönerim"

Yoongi başıyla onayladı ve genç adam kapıdan çıkınca elleriyle defteri aradı
Eun'ın defterini bulmalı ve biraz okumalıydı.
sonunda eline evrak çantası gelince içini ters çevirip boşalttı ve küçük defteri çıkarıp okumaya başladı

04.01.2019

Belki de hiçbirimiz masum değilizdir
bilmiyorum.
Ama benim suçumun diğerlerine oranla daha az olduğuna yemin edebilirim.
Bugün hiçbir şey yapmadım.
Bana söylediği gibi usulca bekledim evimde
ve evet sen geldin.
Sarhoştun sanırım ve şarkı söylüyordun
Sesin çok güzeldi ama daha fazla dinlemeye cesaret edemedim.
Bağırarak konuştum kapının arkasından
'Git buradan Yoongi uyumam lazım'
Beni dinlemedin. Her zamanki gibi
'Eun Eunji beni duyuyor musun?
kapıyı aç konuşalım hadi' dedin
açamadım. Korkuyordum.
'peki açma. Ama bir sorumu cevaplasın değil mi?
Beni unuttun mu Eun?
Jungkook bana sevgili yaptığını söyledi
Doğru mu Eunji?
yalvarırım söyle'
Dilim tutulmuştu çünkü böyle bir şeyin olması imkansızdı.
Jungkook niye böyle bir şey söylemişti ki?
Sana cevap veremeden katilin sesini duydum.
'dostum yine mi buraya geldin
Hadi gidelim'
Karşı çıkmadın. Arabanın sesi geldiğinde ağlamaya çoktan başlamıştım. Şimdi ne yapacağım?

Yoongi sayfanın bittiğini farkederken
derin bir oh çekmişti
bu nasıl bir saçmalıktı böyle anlamıyordu

üstüne bir anda çöken ağırlığı görmezden gelmeye çalıştı ancak olmuyordu
çok... çok fazla uykusu vardı.

Gözleri kapanırken dışarıdan gelen ürkek ayak seslerini duydu
kapı yavaşça açıldı

sessizce içeriye giren bir çift ayakkabı gördü.
elleri terlemeye başlarken
kapı yavaşça kapandı.

Birisi masasının etrafında dolaştı,
duyduğu kadarıyla bütün çekmeceleri açıp kapatıyordu
evraklarının yere düşme sesi geliyordu ama Yoongi sesini çıkaramıyordu

iki dakikaya yakın orada öyle oyalandıktan sonra
bakış açısına bir çift ayakkabı girdi.
Namjoon'un ayakkabıları...

uzun bir süre önünde durdu o ayakkabılar
gözlerinden yaş akıyordu şimdi Yoongi'nin

en sonunda ise ellerine dokundu o eller
Ayakkabılara ters olarak elleri çok narindi bu kişinin
ve onunkilere nazaran daha küçük

bileğine dokunan eller defteri almaya çalıştı ama yere düşürdü
Yoongi ne yapıyorsun diye soramadı

birisi üstünü güzelce örttü
Yoongi çek ellerini diyemedi

birisi hızlıca kapıyı kapattı ve çıktı
Yoongi geri gel diyemedi

birisi ona bir oyun oynamıştı
ve Yoongi bunun farkına bile varamamıştı.

en ağır bedeli ise defteriyle ödemişti....
ve yine içinden tekrarladı
Namjoon'un ayakkabıları...

Sözümde durdum 1k olunca paylaştımm
umarım beğenirsiniz bu bölümü
bu arada yb isteyen olursa buraya yazabilir...💙

let you downHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin