on beş

1K 82 22
                                    

Yoongi defterde yazanların ağırlığıyla
Ağlayarak uyumuştu
ve sabah başının ağrısından ölüyordu.

yüzünü yıkayıp yatağına tekrar oturduğunda ise gerçek dünya gözüne tekrardan büyün korkunçluğuyla görünmeye başlamıştı.
Kendini dün okuduklarını düşünmekten alıkoyamamıştı.

O sevgilisini asla sevememişti
Ona gereken değeri verememişti.
Onu anlamak için asla uğraşmamıştı

ve bunları yapmadığı halde her şeyi Eun'dan beklemişti.
kavga ettiklerinde barışmak için yalvaran Eun olmuştu.
Yoongi'yi iltifatlara boğan ve şımartan o olmuştu.
yoongi ona bağırsada sesini çıkarmayan o olmuştu ve
her şeye rağmen ona delicesine aşık olan kişi de oydu

Yoongi ne yapacağını bilemedi.
Ona asla sevgisini gösterememişti.
Bu yüzden uyanır uyanmaz tekrar ağlamaya başlamıştı.
Gözüne Soul'un beresi takıldı
Ve onun hemen yanında duran Eun'ın defteri.
İşte o an bağırarak ağladı.

bereyi ellerine aldı ve göğsüne bastırdı
Şimdi yaptığı her şey için onlardan özür diliyordu.

onu affetmesi için Eun'a yalvaran kişi artık Yoongi'ydi...

gözleri artık kurumaya başlamıştı ki içeriye yatağından yeni kalktığı belli olan nefes nefese kalmış bir beden daldı.

"Hey hey ne oluyor?"
Kim Seokjin şaşırmış bir şekilde içeriye girmişti.

ve ağlayan arkadaşını gördüğü gibi koşarak ona sarıldı ve fısıldadı
"şşşt ağlama dostum, geçecek
söz veriyorum geçecek Yoongi"

Yoongi arkadaşının kollarına daha sıkı sarıldı ve daha fazla çığlık atmaya başladı
Delirmiş gibiydi
ne oluyordu ona böyle?

"Dayanamıyorum Jin
Ona yaptıklarımı hatırladıkça deliriyorum"

Jin birkaç saniye duraksadı ve eski anıları düşündü
ve gerçekten düşününce Yoongi Eun'a aşık olduğu kadın gibi davranmamıştı.

"Tamam dostum
o seni affetti buna emin olabilirsin
hadi şimdi hazırlan ve işe git."

Küçük olan kafasını salladı ve evrak çantasından çıkarmadığı defteri açıp kısa bir sayfa okumaya karar verdi.

03.01.2019

Gözlerimin etrafı görmeye zorlandığı
şimşekli bir sabaha uyandım.
Uyandığımda yanımda senin olmanı isterdim
ama tam tersine O vardı.
karşımdaki sandalyeye oturmuştu
umursamamış gibi yaptım.
'Neden geldin?'
Bir kahkaha attı ve cevapladı
'seni görmeye geldim, özledim sanırım'
sessizce kıkırdadım, bu dediği komikti cidden
'tamam şimdi gidebilirsin'
beni dinlemedi
her zaman yaptığı şeyi yapıyordu
'Bu akşam Yoongi kapına dayanabilir
Açmayı aklından bile geçirme'
O günü hatırlamamla olduğum yerde kaldım ve yüzüm asıldı
bu halimi görünce ise o ne yaptı biliyor musun?
kafasını başka yöne çevirdi ve yutkundu.
'şöyle bakma sinirlerimi bozuyorsun.'
Verdiği tepki değişikti.
İlk defa benden nefret etmiyor gibiydi.
'ne oldu işbirlikçinle aranızı mı bozdum?'
'saçmaladın yine ben gidiyorum uyarmaya geldim kapıyı sakın açma'
İnanki çok güzel bakıyordu Yoongi
Sanki hala bana aşıkmış gibi.
Evet dersem benden özür dileyecekmiş gibi...
ama anında çevirdim bakışlarımı başka yöne.
Ben seni seviyordum ve ihanet edemezdim sana.
O ise alınmış gibiydi bu tavrımdan
gözlerindeki parıltı kayboldu ve yerini derin bir hüzün kapladı.
Yerinden kalkıp kapıya ilerledi yavaşça ve arkasına bakmadan çıktı.
İşte o an anladım ki
bu oyun boyunca onun tek amacı seni benden uzaklaştırmaktı.
Belki beni sevdiği için belki de kıskandığı için bilmiyorum.
Sadece onunla olmamı istiyordu ama artık çok geçti.
Ben sana uzun süredir aşıktım ve evet onu da unutmak için çabalıyordum.

let you downHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin