13

883 85 52
                                    


Millie'den

"Sonra bunu karekök içine alıp, çarpıp, topluyorsun. Bu kadar. Anladın mı?" şuan Finn bana karekökü anlatıyordu. Okuldan sonra kütüphaneye gelmiştik.

"Anladım." dedim fısıltıyla.

Ne anladım gerizekalı anlamadın bunu herkes biliyor.

Doğru ama bunu onun bilmesine gerek yok. Çünkü gerizekalı olduğumu düşünmesini istemiyorum.

İyi de gerizekalısın.

Sadece matematikte bir kere.

Ben düşüncelerimden çıktıktan sonra Finn çoktan yepyeni bir soruya ve konuya geçmişti. Dinliyormuş gibi yapmaya devam ettim. Zaten dinlesemde anlamayacaktım.

Biraz daha ders çalıştıktan sonra çıkmaya karar verdik. Kütüphanenin kapısında görüşürüz diye mırıldanıp arkamı dönmüştüm ki Finn'in sorusu ile durup düşündüm. "Birşeyler içmek ister misin?" biraz düşündüm. Jack ve Sadie'nin bunu takmayacağını biliyordum. Onlar açısından bir sıkıntı olmazdı. Ama ben istiyor muydum?

Sıkı bir dersten sonra soğuk birşeyler iyi gelebilirdi. Daha fazla bekletmeden kafamı onaylar bir şekilde salladım.

Yavaşça yürümeye başladık. Çok uzak değildi. Yürümekten zarar da gelmezdi.

Yol boyunca neredeyse hiç konuşmadık. Ne o birşey söyledi ne de ben. Sessizce yürüyorduk. Bu sessizlik bir yandan iyi gelirken bir yandanda beni geriyordu. Resmen kendimle çelişiyordum.

En sonunda kafeye vardığımızda cam kenarında dört kişilik bir masaya geçtik. Siparişlerimizi verip gelmelerini bekledik. Hala ortam sessizdi. Pekala artık bu sessizlik bana iyi gelmiyordu. Çok ama çok fazla geriyordu.

"Hmm... Bu sessizlik sence de gerici olmadı mı?" diye sordum. Kafasını bana hak verdiğini belli edecek şekilde hızlıca salladı. Benimle aynı fikirde olması beni rahatlamıştı. Çünkü sürekli beni tersleyecekmiş gibi hissediyordum.

"Hadi dedikodu yapalım." bu fikir ondan çıkmıştı ve samimi bir dille söylemişti. Bu hoşuma gitmişti. "Elbette!" dedim heyecanlı bir sesle. Bu cevap hoşuna gitmiş olacak ki hemen dedikoduya başladı. "Bayan Smith'in ve Bay Williams'ın öğle aralarında müzik odasını inlettiklerini duydum." duyduğum şeyle gözlerim büyüdü. Bu çok iğrenç bir şeydi.

Bence de iyk.

"Oha birileri benden de iyi dedikodu makinesi. Bende bir ara Son sınıflardan Maddie'nin Iris ile öpüştüğünü, hatta dahada ilerlediklerini görmüştüm." eşcinsellere sonsuz sevgim ve saygım vardı. Hatta hep eşcinsel bir kanka falan istemiştim. Ama konu dedikodu olunca duramıyordum. Şaşkınlıkla ağızı açıldı. Sonra söze başladı, "Ama ben Iris ile sevgiliyim?" bir kahkaha patlattım. Sırası değildi ama olay çok trajedikti ve ben Iris'in her zaman bir oropsu olduğunu biliyordum. Sinirlerimi bozan bir tipti.

Bana kızgınca baktığını görünce kahkahamı azaltıp söze başladım, " Ben özür dilerim sadece olay çok trajedik ve sevgilinden pek hoşlandığım söylenemez."

--------------------
eyo hikayeyi bok goturuyor çeeeeeğk.

Hardster | FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin