Havalı olduklarını zannettikleri bir şekilde kampüsten içeri yürümeye başladılar. Ta ki jisung elindeki yemek tepsisini düşürene kadar.
"Büyük uzuvlu olmanın zararları." Renjun önüne bakmaya devam etti.
"Benimle paylaş." Jisung Chenle'ya aşık gözlerle bakarken oturacak yer bulmuşlardı bile.
Haechan derin bir iç çekti.
"Hava çok güzel, yanımla dostlarım var ve yemeğim müthiş kokuyor. Fakat bir şey eksik."
"Şekerleme?" Diye sordu Jisung.
"Tetrisin?" Chenle bulmuş gibi sevindi.
"Ten Hyung!" Jeno asıl kendisinin bildiğini düşündü.
"Ne aptalsınız. Mark işte." Renjun hepsinin ağzının payını vermişti.
Haechan kafasını yemeğe gömdü ve bu sayede onaylamıştı.
"Aslında bir şey daha eksik." Dedi Jeno.
"Nedir o?"
"Bir adet 2,90$ Pretty boy."
"What?"
"Jaemin işte."
"Ne tür fantazilerin var bilmiyorum ama kendine sakla lütfen onları Jeno." Dedi Haechan.
Renjun içtiği suyu püskürtürken gözleri açılmıştı.
"Ne gördün öyle tavşan gibi?"
Renjun bir şey diyemeden elini basketbol sahasına doğru çevirdi ve diğerleri de oraya baktı.
Jeno için etraf bembeyaz olmuştu. Pembe saçları geriye yatırılmış ve mükemmel alnı ortaya çıkmış, elindeki basketbol topuyla ve siyah tişörtüyle onlara doğru yürüyen bir erkek geliyordu. Ayrıca tanrım, mavi lens de takmıştı.
Jaemin onları farkettiğinde gülümsemeye başladı ve adımlarını hızlandırdı. Haechan'sa diğerlerinin şaşkınlıklarını bozmaya çalışıyordu.
Masaya iyice yaklaştı ve herkesin yüz hizasına eğildi. Pisçe gülümsedi ve fısıldadı.
"N'aber?"
%%%%%
#don'tdrinksixshotsofespressoinaday
#behealty
#speciallyprettyboys