"Hey çocuklar!" Haechan koşarak içeri girdi.
Renjun ve Jeno meraklı gözlerle Haechan'a bakıyorlardı.
"Jaemin onu bardan almamı istedi ama büyükannemi ziyarete gitmem lazım ve sizin gidebileceğinizi söyledim soru olur mu?"
"Kendisi gelemiyor muymuş?"
Haechan gözlerini devirdi.
"Sarhoş."
Jeno giyinmeye başlamıştı bile. Renjun da hazırlanınca Haechan'dan konumu alıp gittiler.
*****
"Tanrı aşkına bu kalabalıkta nerden bulacağız onu?"
Jeno herkesi teker teker inceliyordu.
"Şu pembe saçlı olan mı?"
"Evet o."
Yanına gidecekken duraksadılar. Jaemin bir kızı sertçe kendisine çekip öptü. Elleri başka yerlere gidecekken Jeno bileğinden tutup Jaemin'i geri çekti.
"Afedersin. Al, işte."
Jeno orda çalışan olduğunu bildiği için ona gitmesi için para verdi.
Renjun sadece olanları izliyordu. Jeno ikisini de alıp arabaya bindirdi. Yüzünde kızgın bir ifade vardı. Renjun'sa öpülen oymuş gibi kızarmakla meşguldü.
"Şunun kemerini taksana." Renjun hemen denileni yaptı. Jaemin görmekte zorluk çekiyordu. Yüzünde aptal bir sırıtış vardı.
Jeno arabayı sürerken konuştu.
"Cidden Jaemin naptın sen orda?"
"Ne yaaapmışım?"
"Sen böyle değildin. Annenin ne dediğini hatırlamıyor musun? Bara git, sarhoş ol, sonra da tanımadığın bir kızı öp ha! Kendine gelince konuşacağız seninle."
Jaemin mızmızlandı.
"Ya beni Haechan almayacak mıydı. Siz niye geldiniz ki?"
Jeno bir şey demeden sürmeye devam etti. Renjun gidene kadar Jaemin'i izlemeye karar vermişti.
Teni cidden çok güzeldi. Gözünü odaklamayı başardığında bir parlaklık görüyordu. Saçı yetmezmiş gibi dudakları da pembeydi ve yüzünde makyaj olmadığına yüzde yüz emindi. Ellerini yanaklarında gezdirip yavaşça dudaklarına indirmek ve sonra yaklaşarak alt dudağını-
Saçmalama diye geçirdi içinden. Sen masumsun Huang Renjun. Kendine gel.
Çok geçmeden eve geri dönmüşlerdi. Jaemin'in kollarını omuzlarına alarak yukarı çıkarmışlardı. Şimdiyse bu sarhoş çocukla ne yapacaklarını düşünüyorlardı.
%%%%%
#whatisanctq
#whenwewillabletoseenctas21peopletogether
#makemesomefoodkunmamabecauseimhungry