2.bölüm

247 101 3
                                    

Köşkün merdivenlerinden çıkarken o temizlik kokusunu içime çektim. Biliyorum bencillikti ama şuan herşeyin en iyisine sahip olmak istiyodum. Mutlumuyum diye hiç sormadım kendime ama yetimhaneden iyi olacağıma emindim . Sıcacık yuvamdakı rahatlığı hissedemesemde en azından bu kışta bir evim olacaktı. Hizmetçi Valeria bavullarımı aldı. Bavullarımı derken sadece bir bavulum ve minik bir kol çantam vardı . Valeria odama doğru çıkarken peşine ben de takıldım. Odamı o kadar çok merak ediyorum ki eminim tam bir genç odasıdır. Odama girmemle birlikte duvarımda lila tonları hakimdi. Yatağim yetimhanede düşlediğim gibi iki kişilik ve üstünde ise renkli tüller ile kaplı . Çalışma masamın üstünde bir laptop vardı. Bilgisayarın kapağını açtığımda ultrabook son teknoloji harikasıydı. Laptopumun yaninda bir telefon vardı. Unutmuşlar diyerek tam kapıdan çıkıyordum ki manavi annem Hanna eliyle dur işareti yapti ve konuşmaya başladı.

-" Evet Adel o senin telefonun. Okulunda sana istediğimiz zaman ulaşabilmemiz için telefon bu devirde gerekli. " dedi.

-" Teşekkür ederim Hanna "dedim.

Hanna biraz duraksadı ve söze yeniden başladı.

-" Biliyorum şimdiden anne demeni beklemiyorum ama umarım ailene alışınca bana anne dersin " dedi ve başımı okşadı.

Minik bir tebessüm ile onun göz bebeklerine baktım ve paaat aklıma bir soru geldi.

-" Hanna okul dedin daha yeni hangi okula gideceğim ?

Hanna nefesini tazeleyerek "Sinawburg Koleji "dedi.

Bu okulu araştırmıştım daha önceden bu civarlardaki en iyi okullardan. Benim etrafımı her yerimi heyecan basmıs düşünürken Hanna yeniden söze girdi.

- " Adel yemek hazır sofraya gel ve Cedric ile sohbet et." dedi

Aklımdan Cedric kimdiye gecinirken Hanna kapıdan çıkmadan erkek kardeşin diye seslendi.

Erkek kardeşmi ??? Bu insanların çocuğu varsa neden yetimhaneden çocuk aldilar ki ??

Neyse ben bunları düşüneceğime aşağı inip en iyisi tanışmak diyerek merdivenlerden yemek katına indim. Sofranın başında manevi babam Thomas oturuyordu ve tam yanında sanırsam erkek kardeşim Cedric oturuyordu. Başımla selam verdim ve Thomas 'ın diğer yanına oturdum. Thomas hiç konuşmadan yemek yiyordu. Güya aşşağıya kaynaşmak ve konuşmak için inmiştim . Ben bunları düşünürken Cedric söze girdi.

-" Baba bu üstü pis kızın adı ne ?"dedi

O an keşke benim boynumu kesip denize fırlatsalardı. Hiç bu kadar küçük düşmemiştim ,aşşağalanmamıştım.o ara Thomas Cedric'e yüksek sesle birşeyler söylüyordu ama ben daha olayın şokunda olduğum için algılayamamıştım. Thomas'ın sadece şu cümlelerini duydum.

-" O senin ablan ."

Cedric kabullenmek istemiyordu.Ben bunu çevremle nasıl tanıştırım diye yakınıyordu. Hem benden küçüktü hem de küstah bu kabul edilemezdi!

Sinirlenmiştim ve bu tepkimi göstermek için çatalımı ve bıçağımı tabağa bırakarak bunu söyledim

- " Amacım sizi utandırmak değil ayrıca üstüm pis değil sadece rengi soluk o kadar ."dedim ve odama çıktım.

Asaletin göstergesiydi bu. Boynumu bir an bile bükmedim. İlk defa kendim bu kadar güçlü hissediyordum.

Ben telefonumla uğraşırken Valeria odama girdi ve yarın okul için kitaplarımı defterlerimi ve çantamı verdi . Ben bunları incelerken aklıma bir fikir geldi . Merdivenlerden inerken Hannayı gördüm ve istediğim şeyi açıkladım

-" Hanna bugün saçımı kestirmeye ve alışveriş yapmaya çıkalım mı ?"dedim

-"Hanna duraksamadan hadi gidelim ."dedi.

İlk önce saçımı kestirdik ve papatya suyu ile rengini açtırdık sonra belli mağazalara girerek bana göre bayağ fazla elbise aldık. Yarın okula hangisiyle giderim acaba diye düşünürken çoktan araba gelmiş , bizi bekliyordu. Eve geldikten sonra kıyafetlerimi bir bir askıya astım yarın hangi elbiseyi giyeceğime karar verdim. Saat 22.00 'dı. Uykum çoktan gelmişti. Yattım ve yattiğim anda uyuya kalmışım gözlerimi açtıgımda saat 8.30 'du kalktım ve elimi yüzümü yıkadım üstümu giydim ve saçlarımı özenle bağladım. Aşşağı indim ve kahvaltı sofrasına oturdum . O ara Cedric geldi ve kısık bir sesle

-"Özür dilerim " dedi.

Başımla onaylayıp yemeğimi bitirdim.

Araba geldi ve bizi okula bırakıcaktı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Korkuyordum ,hem de çok bacaklarım tir tir titrerken okulun önünde durduk. Cedric indi ve in işareti yaptı. Arabadan indim ve Cedric o andan itibaren yanımdan ayrıldı . Zil çaldı ve herkes koşturuyodu derse yetişebilmek için o hengamenin arasında donup kaldım . O an benim tek düşündüğum ise

"Korkuyordum"

Soğuk DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin