iki

157 20 6
                                    


Seulgi: Ne yaptığınızı zannediyorsunuz!? İmdaaaat!

Jimin: Koş jungkook! Gel buraya!

Jungkook gördüğü görüntünün dehşetiyle donup kaldı. Jimin Seulgi yi bayıltmış, çaresizlik içinde bekliyordu.

Jimin: Ne yapsaydım başka. Tek seçenek buydu. Pişman olmanın zamanı değil. Şimdi bunun ağzını
bantla da bağırmasın. Ellerini ve bacağını da sımsıkı bağla. Unutmadan gözünüde bağlayıver.

Jungkook: Sen ne yapıcaksın acaba?

Jimin: İşe geç kalıyorum. Şimdi gitmezsem Namjoon beni kesin kovar. Sende hızlı bitir işin
de hemen gel kafeye!

Jungkook tamam der gibi kafasınını salladı. Hiç beklemeden kafeye doğru gitti Jimin.

Namjoon Jimin'in geldiğini görmüştü.

Namjoon: Jimin beyefendi daha yeni teşrif ediyorlar. Nerede kaldın Jimin! Hemen işinin başına. Bak müşteri
gelmiş.Git ilgilen!

Jimin garson önlüğünü giyip müşterinin ne istediğini sordu. Yoongi kibar bir ses ile cevap verdi.

Yoongi: Su alabilirmiyim? Bir de soğuk olmasa iyi olur sonra hasta oluyorum da eheehe.

Jimin bu adamı tanımıştı. Hemen sinirlendi.

Jimin: Yine mi sen!? Bu sefer elimde kalacaksın!

Jimin tam ona doğru yürürken yoldan geçen sarı bir lamborghini gözüne takıldı. O lamborghini tam
kafenin önünde durdu. Herkes arabadan çıkacak kişinin kim olduğunu merak ediyordu. (Herkes dediğim sadece Yoongi, Jimin ve Namjoon) Arabadan, siyah
takımelbiseli yakışıklı bir erkek çıktı. Yoonginin oturduğu
masaya oturdu. Jimin hemen bu yakışıklı adamın yanına
gitmişti.

Jimin: Ne isterdiniz bayım?

Taehyung: kahve alabilir miyim acaba?

Jimin: Tabii ki. Nasıl olsun efendim?

Taehyung: Orta şekerli olsun lütfen.

Jimin hemen Taehyung'un kahvesini yapmak için gitti.

Bu arada Jungkook da kafeye gelmiş kafenin önündeki lamborghini yi görünce şaşırmış, Yoongi'yi görünce daha çok şaşırmıştı. Hemen onun yanına oturdu ve soru sormaya
hazırlandı.

Jungkook: Ne yapıyorsun Yoongi?

Yoongi: Her zamanki gibi. Arayan yok soran yok, para yok, pul yok.

Taehyung bu konuşmaları alaycı bir şekilde dinledikten sonra Jungkook'a seslendi.

Taehyung: Senin gibi yakışıklı birinin bunun gibi fakir bir insanla arkadaş olduğuna inanamıyorum
doğrusu.Yoongi, Taehyung'a aldırmadı.

Yoongi: Suyum nerde kaldı acaba?

Taehyung'un gülmekten gözleri yaşarmıştı. Jimin elinde kahve tepsisiyle Taehyung'un yanına geldi.

Jimin: Kahvenizi getirdim efendim.

Taehyung: Tamam. Şu fakir kardeşime de getir lütfen.

Jimin: Şununki ni de getiriyim de zıkkımlansın!

Jungkook Jimine sinirlenerek çıkıştı.

Jungkook: Öyle demesene Jimin! Sen kendi işine bak.

Jimin hemen Taehyung' un yanına oturdu.

Taehyung Jimin'in yanına oturduğunu görmüştü.

Taehyung: Nasılsın Jimin? Sen çok değişmişsin. Eskiden sümuklü veletin tekiydin. Şimdi çok büyümüşsün.

Jimin: Çoğu şeyin değiştiği gibi insanlar da değişir. Ayrıca biz yaşıtız! 70 lerindeki dedeler gibi konuşma!

Taehyung: Eskiden hep peşimde sülük gibi dolanırdın.

Jimin: Geçmiş geçmişte kaldı Taehyung.

Taehyung: İstersen seni gezmeye götüreyim, ne dersin?

Jimin: Bilmem ki. Gelsem mi acaba? Tamam kabul.

Taehyung: Hadi o zaman, ne bekliyorsun orada?

Bu durumu kıskanan Jungkook Yoongi'nin omzuna sertçe vurdu.

Yoongi: Niye bana vurdun Jungkook! Elin de çok ağarmış.

Jungkook sinirlenerek masadan kalktı. Garson önlüğünü
rastgele bir yere fırlatarak kafeden çıktı. Bu duruma Yoongi
anlam veremedi.

Yoongi: Hem koluma vuruyor, hem de sinirlenerek çekip gidiyor.
Garip! Gerçekten çok garip! Niye bu bana sinirlendi ki durduk yere?
Nereye Jungkook!?! Bekle beni! Kime diyorum! Heeeey!

Three Two One Zero!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin