dokuz

48 20 2
                                    

Namjoon ve Jin büyük kazık yemişlerdi. Min joon Namjoon'a mesaj atarak şirkete gelmesini istemişti.Mesajı alan Namjoon hızlıca toparlanıp çıkmak için hazırlanmıştı.

Namjoon: Seokjin benim çıkmam gerek sen burada beni bekler misin?
Ama itiraz istemiyorum!

Seokjin bu teklifi hiç beğenmemişti. Karşı çıkacağını Namjoon'da biliyordu.

Seokjin: Bensiz hiçbir yere gidemezsin Namjoon! Ya bende gelirim ya da kimse gitmez!

Namjoon Seokjin'in inadını kıramayacağını bildiği için onu yanına alıp Min Joon'nun tarif ettiğiyere doğru gittiler. Tarif ettikleri yere gittiklerinde buranın
boş bir bina olduğunu anladılar. İçerisine girip kontrol etmek istediler.

Seokjin: Kimse var mı acaba?

Seokjin'in sesini duyan bir grup serseri onların yanına doğru gittiler.

Shin Wonho: Durun bakalım beyler ! Necisiniz , nereden gelip nereye gidersiniz?

Namjoon bu duruma epey sinirlenmişti.

Namjoon : Çekil yolumuzdan be serseri! Kendini karakol komutanı mı sandın? Nereden çıktınız karşımıza. İn misiniz cin misiniz, neyin nesisiniz?

Wonho: Benim adım Wonho! Kral Wonho! Buralar benden sorulur.
Yanlış yere geldiniz. Artık burada bizim için çalışmak zorundasınız.

Wonho ve adamları Namjoon ve Seokjin'ni yakaladılar. Ellerini sıkıca
bağlayıp sandalyelere oturturdular.

Seokjin: Tanrı şahidim olsun ki kim olduğunuz umrumda değil! Gidip kendinize başka bir enayi bulun...

Wonho Seokjin'in sözlerine sinirlenip elinin tersiyle Seokjin'e vurdu.

Wonho: Kapa çeneni geveze herif! Burada çocuklarla oynamıyoruz!

Namjoon: Seokjin'in bir kılına bile zarar gelirse sana dünyayı dar
ederim pis soytarı.

Wonho : Bu klişe sözleri sonraya saklayın bence çünkü epeyce bir
süre burada kalacak gibi duruyorsunuz.

Wonho odanın kapısını kapatıp dışarı çıktı.

Namjoon: Dur bari Seokjin,vakit geçmesi için sana Blaise Pascal'ın hikayesini anlatayım.

Namjoon ara sıra böyle şeyler anlatmayı seviyordu.

Namjoon: Blaise pascal.. Onun adını öğrensen iyi olur. Çünkü, gelmiş geçmiş en ünlü bilim adamlarından biridir.

Seokjin: Ben bu bilgileri ne yapayım Namjoon! Bilim adamı gibi bir tipim mi var acaba? Onun için de Piscol mı her ne halt ise, adı bana lazım değil! Ne diye aklımda tutmaya çalışıp kafamı yorayım ki?

Namjoon: Seokjin bir kere o Piscol değil Pascal.

Seokjin : Dedim ya Namjoon.. İsterse Pandino olsun, benim için fark etmez.

Namjoon: Onun bilime kattığı çok şey vardı.

Seokjin: Bundan bana ne, Namjoon? Adam ölmüş gitmiş... İyi biri idi
ise ruhuna rahmet!... Yoksa canı cehenneme!

Namjoon Seokjin'in bu kaygısızlığına karşı susmayı tercih etti.
Akşam vakti yanlarına Wonho gelmişti.

Wonho : Umarım rahatsınızdır. Nedense size birazcık acıdım işin açıkçası.

Namjoon fırsatın geldiğini düşündü.

Namjoon: Elinizi,ayağınızı öpeyim bizi affedin!

Three Two One Zero!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin