Öğle arası bitimi sınıfa döndüğümden beri Cenk uyuyordu. Onu uyandırmak istememiştim ama bir şeyleri yanlış anladığını açıklamayı da gerçekten çok istiyordum.
Son dersin son dakikalarındaydık ve birazdan mecburen uyandırmam gerekecekti. Belki de okuldan çıkışta yürürken konuşabilirdik.
Herkes toparlanmaya başladığında ilk olarak yavaşça Cenk'i dürttüm. "Cenk, çıkış saati geldi." diyerek yavaşça konuştuğumda gözlerini aralamış ve söylediklerimi algıladığında bir şey demeden çantasından çıkardığı tek şey olan kalemkutusunu tekrar çantasına koymuştu.
Sınıftakiler çıkmaya başlarken Cenk bir şey demeden benim çantamı toplamamı bekliyordu. Soğuk davranırken bile tam anlamıyla uzak davranmıyordu. Beni beklemeyip çıkmasını beklediğim bile olmuştu gerçi.
Çantamı sırtıma alıp ayağa kalktığımda Cenk bir adım kadar önden yürümeye başlamıştı. Uzun bir süre bu böyle devam ettiğinde etrafta kimsenin olmadığı ıssız bir sokakta olduğumuzu fırsat bilerek Cenk'e seslenmiştim.
"Bana bu kadar mı güvenmiyorsun Cenk? Neden böyle davranıyorsun anlamıyorum, sadece gördüklerine inanarak tüm gün soğuk davranmana anlam veremiyorum. Sende biraz bile mi güven oluşturamadım anlamıyorum." dediğimde bana ne demeyr çalıştığımı anlamıyor gibi bakıyordu.
"Neden anlamıyor gibi bakıyorsun? Bugün beni Yağız'la gördün ve senden gizli bir şekilde onla buluştuğumu hatta hâlâ ondan hoşlanıyor olduğumu mu düşündün yoksa?"
"Afra sen neden sinirlisin anlamıyorum." dediğinde durup bir şey demedim. Kızgın değildim, kırgındım. Benim hâlâ Yağız'a karşı hislerimin olduğunu düşünmesine inanamıyordum.
"Sinirli değilim." derken gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Ağlamak için en yanlış zamandı ama buna engel olamıyordum. Yere çöküp kafamı dizlerime yasladım. Ağladığımı Cenk görsün istemiyordum.
"Ağlayacaksan ben buradayım, yaslanacağın bir omuz olarak burada yokmuşum gibi davranma." diyerek bana sarıldığında artık ağlamama engel olamamıştım.
"Neden sevgime hiç güvenmedin? Nasıl hâlâ Yağız'ı sevebileceğimi ve buna rağmen seninle sevgili olabileceğimi düşünürsün aklım almıyor. Sevildiğini hisset diye çok uğraştım ama başarısız olduğumu bu şekilde yüzüme çarpmanı beklemiyordum Cenk. Bana güvenmediğine inanmak istemiyorum." derken bir yandan da ağlıyordum. Durdurmaya çalışıyordum ama başarısız olduğum başka bir konu da buydu.
Yüzümü hafifçe kaldırdığımda gözüme eli takılmıştı. İki elinde de ona aldığım yüzük yoktu. Takmamıştı, çıkarmıştı.
"Yüzüğü takmamışsın." diye mırıldandığımda bakışları parmağına indi.
"Gördükçe seni sevdiğimi hatırlatır diye almıştım, mutlu olursun sanmıştım." diye mırıldandım. Duygularımın tamamen karışmıştı, ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum bu yüzden zaman zaman saçma tepkiler veriyordum.
Kafamı tekrar dizime yasladım. Sesim bu şekilde boğuk çıkacaktı ama anlaşılabilir olduğu sürece benim için bir sorun yoktu.
"Yağız sadece benden özür dilemek istemişti. Beni ne kadar üzdüğünün farkına varmış ve pişman olduğunu bilmemi istemişti. Konu senden açılınca bana senin hâlâ ona karşı duygularımın olmasından ve seni bırakmandan korkabileceğini söyledi. İnanmak istemedim, bana ve sevgime inanırsın sanmıştım ama sen öyle tepki verdin ki, gerçek olmasını istemediğim seçenek gerçek oldu." dediğimde Cenk'in güldüğünü duymuştum.
"Neden gülüyorsun ben ağlıyorum burada." diyerek başımı kaldırdığımda gözyaşlarımı silmiş ve yanağımdan öpmüştü.
"Hangi söylediğini ilk olarak açıklamaya başlasam bilmiyorum ama ilk olarak yüzükten başlayacağım sanırım." derken tişörtünün içinden bir ip çıkarmıştı ve ipin ucunda da ona verdiğim yüzük vardı.
"Parmağımdan düşsün de kaybolsun istemedim ve onu bir kolyeye çevirdim. Hem böylece kalbime çok daha yakın oluyor." dedi ve ipi tekrar tişörtünün içine soktu.
"Yağız ile seni görünce o dediğin şeyleri düşünmedim. Yağız'ın seni tekrar üzebilecek şeyler söylemiş olmasından korktum ama bunu sana sormak istemedim. Sınıfa gelir gelmez zaten uyudum ama çıkışta da ne konuştuğunuzu soramadım. Hayatına karışıyor gibi hissettim ve hayatında sadece ben yokum. Benim dışımdaki kişilerle de arkadaşlık ilişkin olacak ve ben bunu sana soramam, buna hakkım yok. Sırf o an konuştuğun kişi Yağız diye soramazdım. Sen de üzgün görünüyordun ve buraya kadar her an ne konuştuğunuzu düşündüm."
"Sen soğuk davranıyorsun diye üzgündüm." dediğimde gülüp tekrar yanağımı öpmüştü.
"Ve son olarak şunu diyeceğim. Seni tanıyorum Afra, beni sevdiğini söylediğin ilk an sana inandım çünkü Yağız'a karşı en ufak bir duygun olsaydı bana asla yakın davranmazdın. Yağız'a karşı tüm duygularını bitirmeseydin benden hoşlandığını düşünmezdin bile. Ama sen beni sevdiğini söyledin ve ben buna tüm kalbimle inandım. Senin ağzından çıkan her söz benim için doğrudur."
"Seni sevdiğime inanıyorsun ama hissediyor musun?" diye sorduğumda tekrar güldü ve gözlerimden akmaya hazırlanan yaşları sildi. Gözlerimin içine bakıyordu.
"Ben senin bana bakmanla bile sevildiğimi hissediyorum. Hiçbir şey yapmana gerek yok, sevgini hissettireceksin diye kendini zorlamana gerek yok. Sen olduğun hâlinle benin her şeyimsin zaten. Farkında olmadan yaptığın şeylerde bile hissediyorum sevgini." dediğinde rahatladığımı hissetmiştim. Bu kadar sevildiğimi hissederken onun sevildiğini hissedememesi gibi bir durumda olmasını istememiştim.
"Ve Yağız'ın dediğine gelirsek, Yağız onu tanıdığımdan beri yanlış tespitler yapıyor. Ona çok da inanmazsan ilişkimiz daha az iniş çıkışlı olabilir. Tabi heyecan arıyorum dersen ona inanabilirsin, yine aynı şekilde içini dökersin ve ben de sana tüm her şeyi bıkmadan açıklarım." dediğinde gülüp ona sarılmıştım. Cenk dengesini kaybedip yere düşerken onunla beraber düşmemek için sarılmayı bırakmıştım.
"Hani ilişkide her şey beraberdi niye düşerken benimle düşmedin?" diye sordu yerde oturmaya devam ederken.
"Çünkü üstüne düşerdim ve garip bir an olurdu." dediğimde gülmüş ve ona tekrar sarılmam için kollarını açmıştı. Dizlerimi yere koyup ona sarıldığımda Cenk de bana sıkıca sarılmıştı.
"Yağız'ın söylediği tek doğru şey seni kaybetmekten korktuğum. Başka hiçbir şeyi tutturamamış."
"O zaman ufak bir ihtimal da olsa söyledikleri tutabiliyor." dediğimde ikimiz de gülmüştük. Bir süre için Cenk'in Yağız'a karşı hislerimi bitiremediğimi düşündüğüne gerçekten inanmıştım ama ne kadar yanıldığımı şu an fark ediyordum. Cenk bana her şeyden çok güveniyordu.
"Bir daha Yağız'ın yaptığı çıkarımlara inanmıyorsun tamam mı? Yine onun yüzünden üzülmüş oldun ve ben bunu istemiyorum." derken geri çekilip ellerini yanaklarıma koyup yüzümü avuçlamıştı. Tüm yüzümü incelerken bakışları bir anlığına dudaklarımda durmuş ve tekrar gözlerime bakmıştı.
"Etrafta kimse yokken fırsatçılık yapabileceğimi söylemiştin değil mi?"
~~~~~
Bölüm hazır olmasına rağmen geç saatte atmak 🤝🏻 ben
Bu arada kitabın finali 43. bölüm yani finale 5 bölüm falan kaldı. Düzenlemeyi bitirdiğim gibi birkaç gün boşluktan sonra yeni bir hikaye yayınlayacağım okumak isteyenler için haber veririm zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turunç | Texting
Cerita PendekTurunç: Terslemenden korkmuştum Yağız: Başta tersleyecektim Yağız: Ancak Yağız: Bu şekilde benim başka birine yazdığımı düşündüm Yağız: Kesinlikle ters cevap almak istemezdim.