#9# au revoir

1.9K 100 20
                                    


Şarkıyı açıp dinleyebilirsiniz.


Karanlığı seviyordum.
Çünkü bana saçma sapan sorular sormuyordu.
Çünkü bana kötü davranmıyordu.
O bana yardım ediyordu.
Saatlerce susup beni kendine hapsederek...

Eve gelmiştim. Çünkü beni ağlarken görmesini istemiyordum.
Mutfağa yöneldim ve hizmetçilerden kahve istedim. Odama çıktım ve kapıyı kapattım. Sırt çantamdan kulaklığımı çıkardım. Yatağına uzanıp bir müzik açtım.

Ah tatlı acım 
Oh ma douce souffrance 

Neden tekrar yapmak istiyorsun 
Pourquoi s'acharner tu recommence 

Ben sadece önemsiz bir varlığım 
Je ne suis qu'un être sans importance 

O olmadan ben biraz paroyum 
Sans lui je suis un peu paro 

Metroda yalnız yürüyorum 
Je déambule seule dans le métro 

Son bir dans 
Une dernière danse 

Muazzam acımı unutmak için 
Pour oublier ma peine immense 

Her şeyin yeniden başlaması için kaçmak istiyorum 
Je veux m'enfuir que tout recommence 

Ah tatlı acım
Oh ma douce souffrance

Gökyüzünü gündüz, gece hareket ettiriyorum 
Je remue le ciel le jour, la nuit 

Rüzgarla yağmurla dans ediyorum 
Je danse avec le vent la pluie 

Biraz aşk bal sapı 
Un peu d'amour un brin de miel 

Ve dans ediyorum, dans ediyorum, dans ediyorum, dans ediyorum, dans ediyorum, dans ediyorum, dans ediyorum 
Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse, danse 

Ve gürültüde koşuyorum ve korkuyorum 
Et dans le bruit, je cours et j'ai peur 

Benim sıram mı? 
Est-ce mon tour? 

Acı geliyor 
Vient la douleur 

Paris'in her yerinde teslim oluyorum 
Dans tout Paris, je m'abandonne 

Şarkımı bölen kapımın açılması olmuştu. Kafamı çevirdim ve saçı başı dağılmıs, gözleri kıp kırmızı, ağlamış bir Lisa ile karşılaştım.

Ayağa kalktım ve ona doğru bir adım attım. Bana o yorgun ve ağlamaktan şişmiş gözleriyle bakmaması gerekiyordu. Bir adım daha atmaya kalktığımda kendisi bir adım geriledi

"Lisa ne oluyor?"
"Yaklaşma"

Zar zor çıkardığı sesi beni daha çok meraklandırıyordu.

"Tamam yaklaşmıyorum. Bana sadece ne olduğunu anlat."
"Bitti Jennie."
"Ne?"
"Bitti. Beni unutman gerek Jennie. Beni ölene kadar unutman gerek Jennie. Kaç sene yeter sana? Bir mi? İki mi? Beş mi? Bana bin yıl yetmez Jennie. Ben bin yılda geçse unutamam seni. Ama sen beni unutmak zorundasın. Ben seni bırakamıyorum. Sen beni bırak... Gidiyorum ben Jennie. Sensizliğe sürüklüyor beni o şerefsiz.
Beni Paris'e gönderiyorlar Jennie. Beni Paris'te bir okula gönderiyorlar. Beni senden ayırıyorlar. Ve bu beni boğuyor Jennie. Gitmek zorundayım. Sensiz ne yapacağım bilmiyorum. Şimdi kendine soruyorsundur Jennie. Bana nasıl bu kadar bağlandın? Ne ara? Küçüktük Jennie. Ben sekiz sen beşinci sınıftın. Daha okulumuza ilk geldiğin gün etkilendim senden. Hep seni takip ettim. Senin için öğretmen oldum ben Jennie. Ben sırf seni görmek için babamdan tonlarca dayak yedim. Hepsi senin içindi. Ama deydi. Yediğim onca dayağa, onca hakarete deydi. Çünkü sonunda bana aitsin Jennie. Sonunda benimsin. Hayatımın en güzel zamanında ayırıyorlar bizi. Seni seviyorum Jennie. Seni delicesine seviyorum. Kendime pis bir lez olarak doğduğum için lanet ediyorum. Ama sonra aklıma sen geliyorsun. Sonra aklıma seninle olan anılarım gelip o keşkeler iyi kilere dönüyor. Şimdi sana sarılırsam senden ayrılmam daha uzun sürecek biliyorum. Hatta seni bırakamabilirim. Ama o dudakların tadını son kez almak istiyorum, o kokunu tekrar içime çekmek istiyorum. Bana izin verir misin?
Bana izin verir misin bebeğim?"

Naughty Cat JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin