#1# PRADA

3.2K 97 32
                                    


Arabama atladım ve evime en yakın bara gittim. Koltuklardan birine oturdum ve tezgaha kollarımı dayadım. Barmen siparişimi almak için önümde durunca, raflardaki pahalı içkilere baktım.

"En ağır içkiniz hangisiyse ver"
"Peki efendim."

Barmen arkasını döndü. Ve bir kadeh birde büyük bir içki şişesiyle bana döndü. İçkiyi açtı ve kadehe yavaş yavaş doldurdu. Bana doğru kadehi sürükledi. Kadehi elime aldım ve yarım doldurulmuş olan içkiyi tek dikişte bitirdim.

Bir tane daha, bir tane daha, bir tane daha ve bir tane daha.

Kolay kolay sarhoş olmazdım. Bünyem, görünümüm aksine çok sağlamdı. Bu içkide zaten beni kolay kolay sarhoş edicek türden değildi. İçki şişesi bitmişti. Kadehimdeki son yudumu içerken yanıma bir kız oturdu.

"Hey dördüncü içkin. Hangi çocuk üzdü seni?"
"Erkeklerden hoşlandığımı nerden çıkarttın?"
"Ne yani kızlardan mı hoşlanıyorsun?"
"Evet ama bir kız yüzünden üzgün değilim"

Kafamı önüme döndürdüm ve arkası dönük, bulaşıkları yıkayan barmeni izlemeye başladım. O ise bana bakıyordu.

"Ops mesele derin yani"
"Bayağı bayağı derin hemde."
"Anlatmak ister misin? Çünkü seni uzun zamandır böyle görmemiştim."
"Hey seni beni ne zamandır görüyorsun ki?"
"Ah burası evine yakın olduğu için haftada yaklaşık iki kez geliyorsun. Ama her seferinde birer kadeh içip gidiyorsun. Ben burada çalışıyorum."
"Ne olarak?"
"Ah ben burada erkekleri ayartıyorum desem?"
"Bir fahişesin yani?"
"Kalbim kırılıyor deme öyle"
"Demek bir kalbin varmış."
"Ah senin aksine evet"
"Güzel"
"Şimdi anlatmak ister misin?"
"Anlatsam ne değişecek ki?"
"En azından dert ortağın olurum ha?
Derdini ikiye bölersin ve daha az acı çekersin. Nasıl fikir?"
"Saçma"
"Hadi ama mızmızlanmada anlat."
"Ailem... Bana koskoca bir şirketi devredip dünya turuna çıktılar. Emeklilikmiş! Tüm işler artık bende. Koskoca şirketi tek yönetmemi istiyorlar."
"Hangi Markanın Şirketi?"

Kafamı ona çevirdim ve bana bakan kahverengi gözlerine baktım.

"Bilmek istediğine emin misin?"
"Evet neden ki?"
"Çünkü markanın adını söyleyince peşime takılabilirsin."

Kafamı tekrar barmene çevirdim ve elimdeki kadeh ile uğraşmaya başladım.

"Emin ol takıntılı bir pislik değilim. Prada haricinde."

Kafamı ona çevirdim ve endişeli endişeli baktım. Sonra bana baktı ve gözlerini kıstı. Birden gözlerini kocaman büyüttü ve konuşmaya başladı.

"Bir dakikaaa. Yoksa..."
"Evet Prada. Doğru tahmin."
"Siktir"
"Peşime takılacakmısın?"
"Ah bana bir Prada çanta hediye edersen takılmam."
"Tamam."
"Ne?"

Dönen sandalyemle ona doğru çevirdim kendimi ve ona baktım.

"Sana Prada çanta hediye edicem."
"Niçin? Ne iyilik yaptım ki sana?"
"Daha yapmadın ama yapıcaksın."
"Hah? Niyeymiş o?"
"Çünkü ikimizde o pahalı Prada çantayı bin yıl çalışıp paranı biriktirsende alamayacağını biliyoruz."
"Ah Evet bunu yüzüme vurma lütfen. Ne istiyorsun karşılığında?"
"Bir düşüneyim... Bana zaman ver. Sana geri dönücem. En kısa zamanda."
"Zaman senin."
"Pekala" Ayağa kalktım ve tezgahtaki çantamı alıp koluma geçirdim.

"Telefon numaranı vermeyecek misin? Sana nasıl haber vereceğim?"
"Ah tabi. 08**"
"Sağol. Seni ne diye kaydedebilirim.?"
"Ah beni mi? Beni Kim Jennie diye kaydedebilirsin."
"Tamam Jennie. Seni ararım."
"Pekala ben seni ne diye kaydedeyim?"
"Beni... Lalisa Manoban diye kaydedebilirsin. Yada Vazgeçtim. Beni Lisa diye kaydet."
"Tamam o zaman. Haber bekleyeceğim Lisa"
"Haber vereceğim Jennie"

Arkama bir daha bakmadan bardan çıktım ve valelerin arabama getirmesini bekledim. Soğuk hava dahada mayışmama yardımcı olurken ben kendimi uyumamak için zor tutuyordum.

Arabanın geldiğini görünce sürücü koltuğuma geçtim ve kendi evime doğru sürmeye başladım. Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuğun ardından, şehrin hafif dışındaki evime gelmiştim. Her sabah işe gitmem zor oluyordu. Ama en azından kafamı dinleyebiliyordum. Çantamı alıp arabadan indim ve şoförüm Sam'a arabamı bıraktım.
Sam yaklaşık 4 yıldır benimle çalışıyordu. İşe falan o beni götürüyordu ama ben akşamları çoğunlukla kendim çıkıyordum.

Eve girdim. Hizmetçilerle pek işim olmazdı. Onun için haftada bir falan Bayan Chin-Sun'u çağırırdım. Onun dışında yemekleri ben hallederdim. O temizliği hallederdi. Odama çıktım ve üstümü değiştirdim. Yatağıma uzanıp telefonumla ilgilenmeye başladım.

Sonra aklıma o kız geldi. Adı sanırım Jennie'ydi. Garip bir tip. Hangi kız isteye isteye bir erkeğe götünü verirdi ki? Hele ki onun kadar güzel bir kız. Eminim ki bunun farkında bile değildi.

Kararımı vermiştim. Ama saat gece 3 dü. Umarım uyumamışsındır Jennie.

"Alo Kimsiniz?"
"Ah benim Lisa"
"Ah Lisa. Ne olmuştu?"
"Uyuyormuydun?"
"Hayır. Bu saatlerde pek uyuyamam. Genellikle duvara boş boş bakıp şarkı söylerim odamda. "
"Ne? Demek ki yalnız değilmişim."
"Sende mi?"
"Canım sıkkın olduğunda."
"Anlıyorum. Ne için aramıştın?"
"Imm ben kararımı verdim."
"Ne çabuk? Dinliyorum."
"Sesin güzel mi?"
"Kimine göre evet kimine göre hayır."
"Bazı akşamlar bana geliceksin. Uyurken saçlarımın okşanıp, şarkı söylenmesinden çok hoşlanırım. Önceden bunu annem yapardı. Ama gitti. Sana uyarmı?"
"Bu kadar mı? Ah Prada için bunu kesinlikle yaparım."
"Pekala beni kaydet. Artık bazı akşamlar kalabileceğin daha güzel bir evin olucak ha?"
"Ya ne demezsin? Koskoca Lalisa Manoban ile uyuyacağım. Kesinlikle ölmeden önce yapmam gereken listemde vardır."
"Beni daha yeni tanıyorsun Jennie."
"Öyle zannetmeye devam et Lisa."
"Oh pekala. Seninle konuşmak uykumu getirdi. Sanırım uyuyacağım"
"Tamam. İyi uykular Lisa"
"Sanada Jennie"

Telefonu kapattım ve yerine koyup örtünün altına girdim. Kafama kadar çekip uykuya bıraktım kendimi.
Yeni bir yolculuğa çıkıyordum. Ama bu sefer yalnız değildim. Bu sefer Kim Jennie benim yol arkadaşımdı...










Merhabaaaaa bu ikinci Jenlisa kitabım. Gerçekten aklımda çok iyi fikirler var. Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum...

PRADA JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin