#4#Uyku

1K 61 14
                                    

Açıkçası aldığım cevap karşısında şaşırmıştım. Ama bir tepki vermeden yemeğimi yemeğe devam ettim.

Yemeği bitirince tabakları masada bıraktık. Ayağa kalktık ve salona geçip köşe koltuğuna oturduk.

"Jennie"
"Hm?"
"Verdiğin cevapta ciddi miydin?"
"Evet Lisa gayet ciddiydim."
"Uh pekala. O zaman ihtiyacın olduğunda söyle."

Bana döndü ve aramızdaki mesafeyi kapatıp iyice dibime oturdu. Elini koluma sardı ve kafasını omzuma yasladı.

"Buna şimdi ihtiyacım var Lisa. Benim için yapar mısın?"

Cevap vermeden ayağa kalktım. Bana garip garip bakmaya başladı. Elimi ona doğru kalkması için uzattım. Sonra yüzü yumuşadı ve elimi tuttu.

Merdivenlerden çıkarken bile hâlâ el eleydik. Odama geldiğimde kapıyı açtım ve onun geçmesi için bekledim.

Odamı incelemeye başladı. Sonra kafasını ellerimize çevirdi ve bana baktı.

"Bana rahat bir şeyler verebilir misin?"
"Ah tabii. Şuradaki dolaptan istediğini alabilirsin."
"Peki."

Elimi bıraktı ve dolabımın kapağını açtı. Biraz kurcaladıktan sonra altına bir şort birde kısa kollu  pembe, bol bir tişört buldu. Bana döndü ve ellerini saçlarının arasından geçirip boynunu kaşıdı.

"Lavaboda giyinsem iyi olacak."
"Ah tabi. Odamda var zaten bir tane"

Elimle sol taraftaki kapıyı işaret ettim. Oda kıyafetlerini alarak lavaboya girdi. Bende ayağa kalkıp, dolabımın karşısına geçtim. Bende altıma siyah bir şort aldım ve üstüme göbeği açık, uzun kollu siyah dar penyemi aldım.

Şortumu giydikten sonra üstümdekini de çıkarttım. O sırada kapı açıldı. Başımı o tarafa cevirdiğimde Jennie bana bakıyordu. Yutkundu ve bir daha bakmadan yatağa doğru ilerledi.
Bende üstüme penyeyi geçirip yanına gittim. Yatağa girdi. Bende yanına yattım. İkimizde hareket etmiyorduk.

Sırt üstü yatmış boş boş tavana bakıyorduk. İkimizide ellerimizi belimide bağlamıştık. Sanki küs, konuşmak isteyen iki kardeş gibiydik. Sonra bana kafasını çevirdi.

Bende ona kafamı çevirdiğimde yine duvara bakmaya başladı. İstemsizce kalbim hızlı atıyordu. Daha dün tanıştığım kadın, kalp atışlarımın hızlanmasını tek hareketi ile sağlayabiliyordu. Tek kelime ile Saçmalık!

Söze girmeye hazırlandığımda tamamen bana doğru döndü. Bende ona. Birbirimize dönük vücutlarımız ve sadece birbirine bakan iki çift göz vardı. Duyulan tek şey ise, kalp atışlarımızdı.

"Neden bu kadar hızlı atıyor kalbin Lisa?"

Bir şey diyemiyordum. Sadece dün tanıştığım kadına, ve bana bakan o kedi gözlerine hayran hayran bakıyordum.

"Lisa?"
"Hm?"
"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor?"
"Duyabiliyor musun?"
"Bunu yan komşun bile duyar Lisa."

Elini elime doğru getirdi ve kalbimin üzerine koydu.

"Hissedebiliyor musun şimdi?"
"En derinden Jennie"

Sonra elimi tekrar tutup kendi kalbinin üzerine getirdi.

"Peki bunu hissedebiliyor musun?"
"En derinden Jennie"

Sonra elimi yorganın üzerine bıraktı ve bana doğru yaklaştı. Arkasını döndü. Elimi tutup beline getirdi.

"Bana şarkı söyle Lisa."

Dediği şey ile derin bir nefes aldım ve şarkıya başladım.

" Dünya yanıyordu ve kimse beni kurtaramadı 
The world was on fire and no one could save me but you 

Aptal insanların yaptığı arzunun ne olacağı garip 
It's strange what desire will make foolish people do 

Senin gibi biriyle tanışacağımı hiç düşünmemiştim 
I'd never dreamed that I'd meet somebody like you 

Ve senin gibi birini kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim
And I'd never dreamed that I'd lose somebody like you

Hayır, aşık olmak istemiyorum (bu kız sadece kalbini kıracak) 
No, I don't want to fall in love (this girl is only gonna break your heart) 

Hayır, aşık olmak istemiyorum (bu kız sadece kalbini kıracak) 
No, I don't want to fall in love (this girl is only gonna break your heart) 

Seninle 
With you 

Seninle (bu kız sadece kalbini kıracak)
With you (this girl is only gonna break your heart)

Beni bu şekilde hissettirmek için ne kadar kötü bir oyun oynadın 
What a wicked game you played to make me feel this way 

Seni hayal etmeme izin vermek için ne kadar kötü bir şey 
What a wicked thing to do to let me dream of you 

Hiç böyle hissetmediğini söylemek ne kadar kötü 
What a wicked thing to say you never felt this way

Seni hayal etmemi sağlamak için ne kadar kötü bir şey
What a wicked thing to do to make me dream of you

Ve aşık olmak istemiyorum (bu kız sadece kalbini kıracak) 
And I don't want to fall in love (this girl is only gonna break your heart) 

Hayır, aşık olmak istemiyorum (bu kız sadece kalbini kıracak) 
No, I don't want to fall in love (this girl is only gonna break your heart) 

Seninle
With you

Nefesi düzenli hale gelmeye başlayınca, onu uyandırmamak için çok yavaş hareket ederek ona dahada yaklaşıp ellerimi daha sıkı beline sardım. Böylelikle o derin, toprak kokusunu içime çekebiliyordum.

Yeni duş almıştı sanırım. Çünkü saçları hâlâ mis gibi şampuan, omuzları vanilyamsı bir duş jeli ve boynu buram buram toprak kokuyordu. Bu hayatım boyunca alabileceğim en güzel koku olabilirdi. Uyumları, daha önce rastlamadığım türdendi.

Beli incecik ve yumuşacıktı. Eli elimin üstünde olduğundan, pek hareket ettiremiyordum.

Yumuşak ve hafif kemikli muhteşem elleri elimin üzerindeyken, nabızının atışını hissedebiliyordum.

O kadar kusursuzdu ki, benim ilk defa hayatımda hissetmediğim duyguları içimde barındırmama sebep oluyordu.

Onun kokusu içinde huzur bulmama sebep oluyordu. Ve bu kokular benim mayışmamı çoktan sağlamıştı...









Çokkk SOFFFFFTTTTTUUUUUUUMMMMM
BİRİ BENİ BU SOFTLUKTAN ÇIKARSIN AWWWWW HAYAL ETSENİZEEEE!

PRADA JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin