𝟮 • 𝘀𝗼-𝗰𝗮𝗹𝗹𝗲𝗱 𝗷𝘂𝘀𝘁𝗶𝗰𝗲

572 58 2
                                    

  | Gotham • Kasım, 2019 |

Saat gece yarısını geçmişken, Gotham'ın sokaklarından birinde kurbanı için fırsat kollayan Selene Jones etrafına dikkatlice bakındı. Sözde Batman'in koruduğu şehirde silah patlamaları eksik olmazken sokak hırsızlarla dolup taşıyordu.

Günlerdir Bruce'u düşünüyor olması bir yana, şimdiye kadar tekrar karşılaşacaklarını düşünmüştü. Selene, kelime oyunlarını severdi ve son seferinde sokağın ortasında şaşırmış bıraktığı adamın ona kızgın olduğunu biliyordu.

Yanında geçirdiği fazladan bir gece yarasa kostümünün altındaki adamın kimliğini zorlanmadan kılıfından çekip çıkarmasına yetmişti. Böyle giderse gizli kimliğinin daha fazla gizli kalacağını sanmıyordu.

Yavaşça yağan yağmurun onu ıslandırmasını umursamadan ıslak zeminde biraz daha yürüdü. Elindeki sopayı kaldırıp hızla yana savurarak havayı yaran sesinin kulaklarına dolmasına izin verdi. Göz hapsine aldığı evin kapısı açıldığında olası bir kurşun yarasından kurtulabilmek için adam dışarı çıkıp sokağı sakince kontrol edene kadar yerinde bekledi.

Kısa merdivenlerden inip cekedini düzelten adamın arkasına takılıp sopasını küçülterek beline yerleştirdi. Birkaç metre sonra Corey, arkasını döndüğünde eli belindeki silaha gitmeden Selene, onu ters çevirip arabaya yasladı ve silahı çıkartıp uzağa fırlattı.

"Kurşun her zaman son seçenek olmalıdır Corey. Balistik raporları silahları ayırt etmeyi epey kolaylaştırdı." biri arkadan onu çekip yere düşürdüğünde elini belindeki sopaya yöneltti. Bruce Wayne'i tam karşısında gördüğünde yarım bıraktığı işini bitirecek olmanın zevkini bir anlığına hissetti.

"Son gördüğümde kurşun kullanıyordun." suratı asılan kadın biraz daha yaklaştı Kara Şövalyeye. Karanlıkta ışıldayan mavi gözlerini siyah pelerininde gezdirip hareketlerini inceledi. Kavga çıkarmak yerine konuşmaya geldiğinin farkındaydı ama gerekirse dövüşeceğini de biliyordu.

"Istisna diyelim." İlk hamleyi beklemek yerine asıl kurbanını kaçırmadan kendisi yaptı. Elindeki sopayı göğsüne cüssesinden beklenmeyecek bir kuvvetle vurduğunda Bruce sadece birkaç adım geriledi.

"Beni indirmek istiyorsan, en iyi vuruşunu yapmalısın."Bruce konuştuğunda Selene gülümsedi ama içten içe öfkelendiğini hissedebiliyordu. Asla birkaç kelimeye düşecek kadar aptal olmamıştı ama küçümsenmeyi de sevmezdi.

"En iyisini son görüşmemizde yaptığımı sanıyordum?" sopayla koluna indirdiği darbeden hemen sonra onu sırtından itmeden Bruce karşılık verdi.

Genç kadının suratına bir yumruk atıp yine geri çekildiğinde Selene alttan aldığını biliyordu. Defalarca kez onu dövüşürken izlemişti ve bu yapabildiklerinin yarısı bile değildi.

"Belki de en sert vuruşu yapması gereken kişi sensindir?" Selene, dudağının kenarından çenesine süzülen kanı koluna silip eğildiğinde adam kolayca hamlesinden kaçınıp ayağını kaldırdı ve onu kolundan yakaladı.

"Adalet ölümle sağlanmaz." kolunu kurtarmadan önce sert bir kafa atıp karnına vurdu ve beklemeden kolundan çekip yere düşmesini sağladı.

"Adaleti neyle bağdaştırdığına göre değişir." Bruce saniyeler içinde kalkıp ayağından tuttu ama kadın o çekemeden kendini geriye atıp çenesine vurdu.

"Herkesi öldüremezsin." aralarındaki mesafeyi korumaya devam ederek birkaç adım attığında Selene ona yaklaştı.

"Senin sınırların benimkileri kapsamıyor, biliyorsun değil mi?" genç kadın Bruce'un ölümle ilgili olan tecrübesini bilecek kadar iyi tanıyordu onu. Hayatı boyunca kendine koyduğu o sınırı bir adım bile aşamamış bir adamın adaletine güvenmeyecek kadar da zekiydi. Gerekildiğinde bazı şeyler yapılmaya değer olmalıydı. Birilerini korumak için savaşıyorsanız savaşın ölümü getirdiğini ve gerektiğinde bıçağı birilerinin boynuna dayayan kişinin kendiniz olabileceğini kabullenmeli ve keserken soğukkanlı olmalıydınız, savaşmak bunu gerektirirdi.

"Benim sınırlarım doğru alanlara çizildiler, seninkilerse sadece ölümü kapsıyor."

"Benim sınırlarım senin sağlayamadığın adaleti kapsıyor Bruce." genç kadın sonunda sesli bir şekilde ismini telâffuz ettiğinde Bruce ifadesiz tuttuğu suratını bozmadı.

"Nemesis adalet tanrıçası değil. Sen intikam alıyorsun." ona eski takma ismiyle hitap eden adama irkilerek baktı Selene."Yanlış bir şey mi söyledim?" simsiyah maskesinin ardından bile gözüken bir alayla ona bakan Bruce'u umursamadan arkasını döndü.

"Pes mi ediyorsun, Nemesis?"

"Seni uykunda öldürebileceğim bir plan yapmaya gidiyorum, eminim daha az geveze olursun." Bruce arkasından yaklaşıp dikkati dağılan kadının kolundan tutup ters çevirdi ve az önce Corey'i yasladığı arabaya yasladı. Selene hiçbir şey söylemedi, çenesini kapalı tutmazsa patlayabileceğini biliyordu, Bruce'un tekrar o sınırı aşmayacağını da.

"Söylemen gerekenleri söyle Bruce. Beni tekrar böyle yakalayamazsın."

"Joker'i neden öldürdün?" karşılaşmalarından beri beklediği soruyu duyduğunda silinen gülümsemesini tekrar suratına oturttu.

"Birinin yapması gerekiyordu, sen de yakın zamanda yapacak gibi durmuyordun."

"Sevgilisi başta olmak üzere Joker'e inananların çoğu seni arıyor. Yanlış kişiden başladın."

"Listem fazla uzun, Bruce. Bir yerden başlamam gerekiyordu." adamın yavaşça serbest bıraktığı elini çekip karşısına geçti, devamını duymaya hevesli olmaması konuşmayı bitirmek için yeterli bir sebep bulmuştu bile.

"Benim ismim de var mı?" Selene, iki adımda aralarındaki mesafeyi kapayıp az önce kendisine yaptığı gibi kulağına fısıldadı.

"Senin ismini kırmızı kalemle çizdim." cevap beklemeden sopasını yerden alıp karanlığa karışan kadının devam etmesine izin verdi Bruce. Tekrar bu şansı elde edemeyeceğini biliyordu.

NEMESIS-BRUCE WAYNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin