"Aslında bu isteyerek yaptığım bir şey değildi. Çok uykuluydum gözlerimi açtım ve kapının önündeydim. Hiç bir şey anlamadım zaten yerde çömelmiş duruyordum, delikten bir baktım...sen. Tabi çok da pişman değilim." Hyunjin sırıtıyordu. "Bakma öyle."
"Yaah~" deyip kendini Seungmin'in üzerine bıraktı Hyunjin. Gülüşmeye başladılar. "Uyuyalım mı?"
Seungmin mırıldandı ve odaya doğru yürümeye başladı. Hyunjin de televizyonu kapatıp Seungmin'in arkasından koştu. "Annene haber verdin mi? Burada olduğuna dair."
"Hayır ama arkadaşımdayım diye mesaj attım sabahın köründe. Uyanmamı bekleyemeyip saat 5'te aradı beni yah~" Hyunjin kıkırdıyordu. "Ama merak etme ben telefonu kapatıp uykuma devam ettim. Ayrıca yatağın çok rahattı ve sen çok güzel kokuyorsun."
"Çok açık sözlüsün." İkiside yatağa uzanmıştı ama abajur hâlâ açıktı. "Ayrıca nasıl kokuyorum?"
"Çok erkeksi." Hyunjin kahkahayı basmasa olmazdı. "N'oldu? Sadece dürüstüm."
"Hayır, hayır bu sorun değil. Sadece bir an çok farlı geldi bu söylediğin. Daha önce böyle bir iltifat duymadım." Hyunjin, Seungmin'e doğru eğildi ve geri çekildi.
"Sen...çilekli bir aroma gibi kokuyorsun."
"Evet, bildin. Çünkü çilekli vanilyalı bir şampuan kullanıyorum." Hyunjin yine gülüp ışığı kapattı. Diğer ışığı kapatmak içinde Seungmin'in üzerinden eğilerek abajuru kapattı. Sonra Seungmin'e sarılarak iyi geceler diledi.
Seungmin ise sadece bu masum sarılmaya karşın şaşkındı, annesine bile uzun zamandır sarılmamıştı. Ama önyargısını kırıp sarılmaya karşılık verdi.
Hyunjin ise hiç masum olmayan ama çokça sevgi dolu bu ânı ona tattırmıştı~~
---
Seungmin çok yük olduğunu düşünerek sabah erkenden kalkıp evden çıkmıştı.
Yanına Hyunjin'in arabasının anahtarınıda almıştı. Sonra kendi arabâsına bindi ve restorana gitti.
Adamlarından birine anahtarı verip Hyunjin'in evini tarif etti. Ne de olsa Hyunjin onun için çok şey yapmıştı.
Hyunjin ise sabahın körü olduğunu düşündüğü saat 11.42'de çalan kapıyla uyandı.
Yanında Seungmin'i göremeyince onun kahvaltı hazırladığını düşünerek çalan kapıya aldırmadı. Ama kapı çalmaya devam edince hemen saate baktı.
"Acaba markete mi gitti?"
Hızlı adımlarla kapıyı açtı. "Buyrun."
"Merhaba, Hyunjin-shi beni Bay Kim gönderdi. Buyrun bu restoranda kalan aracınızın anahtarı. Almakta zorluk çekmeyin diye getirmem istendi." Hyunjin karşısındaki adam anahtarı uzatınca anahtarı almak yerine sadece baktı. Seungmin'in bu kadar düşünceli olmasına...
"Hyunjin-shi..."
"Oh, çok teşekkür ederim. İyi günler."
Hyunjin gidip telefonunu açtı. Seungmin neden gitmişti ki?
Minie
Günaydın Hyunjin
08.06Minie
Uyanmadın mı?
09.25Minie
Birazdan kapın çalar uyuyor olma sonra sinir oluyorsun uyanınca~
10.10Minie
HYUNJIN!
11.40Minie'si çok tatlıydı. Hyunjin en az 6-7 dakika boş boş pencereye bazen gözü kayacak şekilde masaya bakıp durdu, dalmıştı.
Aklından sadece Seungmin geçiyordu.
"Olamaz yah iş!" Hyunjin anında hazırlanmaya başladı.
Gelen bildirimle telefonuna baktı. Belki Seungmin mesaj atmıştır diye kontrol etti.
Minie
Sen daha kahvaltı yapmamışsındır. Aynı restoranayım istersen gel.Mr. Hwang
İşe geç kaldım!Minie
Bugün pazar, Hyunjin.Mr. Hwang
Ne?-Seungmin'in telefonunda Hyunjin Mr. Hwang, Hyunjin'in telefonunda Seungmin Minie diye kayıtlı.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCENT CODE: CHANEL | HYUNMIN
FanfictionHwang Hyunjin, bu parfümü sevmeye devam edecekti. ÇOKÖNEMLİBİLGİLENDİRME: Eşcinsel hayran kurgudur, rahatsız olacaklar okumasın. (Kitap @8PEACEMINUSONE8 sayfasına aittir. Ama bu hesap benim silinen hesabımdır. Bu yüzden kitap çalıntı değil aynı yaza...