İki kolumda da askerler vardı kaçmaya çalışıyordum fakat bırakmıyorlardı.Askere döndüm ve:"Artık her şeyi biliyorum." Asker hiç oralı olmadı kolumu çekiştire çekiştire beni eğitmenin yanına götürdü.Ardından eğitmen:"Tamam.Bizi biraz yanlız bırak." Dedi.Asker odadan çıktı.Eğitmen bana döndü ve:"Kafandan ne geçiyordu söyler misin?" Dedi sakin bir ses tonuyla.Göz yaşlarımı tutmaya çalışarak:"Aklımdan ne mi geçiyordu?Sizin ailemizi sebepsizce öldürüp bizi deney faresi gibi kullanıp bir köşeye fırlatacağınız,küçücük bir kızı öldüreceğiniz ve bizi uyduruk bir yalanla kandırmanız geçiyordu." Eğitmen şaşırmıştı.Bir şeyler gevelemeye çalıştı.Ama bir şey söylemedi.Ardından;"Seni cezalandırmayacağım.Her şeye eskisi gibi devam edeceksin.Şimdi yatakhaneye dön.Bunlar burada unutulacak.""Vay vay bak senşu işe.Her şey unutulacakmış mış.Acaba Joanne unutur mu ona yaptıklarınızı?"Eğitmen bu sefer sertçe:"Seni cezalandırmamama teşekkür edeceğine geçmiş karşıma bana dikleniyorsun.Sana ne dediysem onu yap." Dedi.Sesi sinirli çıkıyordu.Ben se bir şey söylemedim ve odadan çıktım.Bir de ona teşekkür edecekmişim.Kendi kendime söylene söylene yatakhaneye geçtim.Susan bana bakıyordu.Bizi ihbar eden Susan ve Conner'dı.Susan elini omzuma koydu ve:"Yakalanmana çok üzüldüm.Sen benim en iyi arkadaşımsın." Dedi.Artık sinirlenmiştim omzumu hışımla çekerek:"Evet Susan.Benim en iyi arkadaşımdın.Nasıl yaptın bunu?Her şeyi biliyorum sakın inkar etme!Sadece öğrenmek istiyorum bunu neden yaptın?"Susan ses çıkarmadı.Konuşmaya devam ettim aynı zamanda ağlıyordum:"Sana gerçekten güvenmiştim.Bugün sadece beni yakalattırmadın.Aynı zamanda küçük bir kızın ölümüne sebep oldun.Bana bir şey söyle!Neden yaptın bunu!!!!Susan ağlamaya başladı ve:"Çünkü eğitmen bizi zorladı.Gidip başkana sizin kaçtığınızı söyleyecektik.Yoksa...." Bir an durdu.Bu sefer ben konuşmaya başladım:"Yoksa ne???Sizi öldürürlerdi değil mi?Siz gerçekten kendinizi savaşçı mı zannediyorsunuz?Hepiniz korkak canilerin tekisiniz." Dedim ve
yatağıma oturdum.Susan yavaşça uzaklaştı.Conner'la asla konuşmayacaktım.Ondan nefret ediyordum...Saatime baktığımda gece 2.30 gibiydi.Yatakta dönüp durdum ama gözüme bir türlü uyku girmiyordu.Sürekli Joanne'yi düşünüyor ve düşündükçe gözlerim doluyordu.Bana verdiği kolyeyi avcumun içine aldım ve sıktım.Ve kendi kendime "Dayan Ronnie.Dayan" dedim.Arenaya inme vakti geldiğinde yataktan yavaşça doğruldum.Henüz kimse uyanmamıştı kendi sırt çantamı hazırladım.Bugün daha farklı bir kaçış yolu deneyecektim.Kendim için kaçmayacaktım.Joanne için,kolyeyi annesine vermek için kaçacaktım.Hızlı hızlı çantamı toplarken omzuma bir el dokunduğunu hissettim.Hışımla arkamı döndüm.Bu Brad'di.Brad sakin bir tavırla:"Sakin ol." Dedi.Artık her şey bitti diye düşündüm ve:"Evet,hadi beni yakaladın git hemen başkana ve eğitmene söyle." Dedim.Brad sakin tavrını koruyarak:"Seni ihbar etmeyeceğim.Sana yardım edeceğim.Çünkü bende kaçacağım." Dedi.Şaşırmıştım.Birinin de Conner gibi düşünmemesine sevindim.Biraz kekeleyerek:"O zaman acele et hazırlıklarını yap çünkü farklı bir kaçış yöntemim var." Dedim.Brad eşyalarını topladı.Birlikte yatakhaneden çıktık ve koridora doğru ilerledik.Brad:"Plan ne?"diye sordu.Sessiz ol anlamında bir işaret yaptım ve:"Kirli suların dışarı atıldığı kanala gireceğiz.Kanal çeşmeye akıyor.Oradan da kaçacağız."dedim.Brad:"Üstümüz başımız kirlenecek desene." Dedi.Gülmem gelse de sakin tavrımı korudum.Birinin ayak sesleri duyuldu.Hemen duvarın arkasına geçtik ve nefes bile almamaya gayret gösterdik.Ardından bir merdiven vardı hemen oraya doğru koşarak merdivenden çıktık.Etrafta kimseler yoktu.Önümüze bir kapı çıktı.Kapıda:"Atık su." Yazıyordu.Brad'e zafer işareti yaptım ve güç bela kapıyı açtık.Brad:"Burası çok pis kokuyor." Dedi burnunu tıkayarak.İşi biraz şakaya vurmak için:"Eh herhalde Adriana Lima'nın Victorias Secrets parfümü kokacak değil." Dedim.İkimizde sessiz sessiz güldük ardından kapıdan geçtik.Önümüzde resmen dere denebilecek kadar su akıyordu.Brad'e baktım ve:"Üç deyince atlayacağız.Bir,,,,,iki,,,,üç." İkimizde atladık.Suyun şiddetinden yönümüzü ayarlayamıyorduk.Brad sonunda elimi tutmayı başardı.İkimizde çığlık çığlığa suda ilerliyorduk.Suyun şiddeti çok kuvvetliydi.Fakat suyun gidişat yolu çıkışa değil yol gibi bir yere gidiyordu.En sonunda sular atık deposuna döküldü.Biz de orada kalakaldık.Labirent gibi bir yerdi.Şaşkındım.Böyle bir şey beklemiyordum.Brad kekeleyerek:"Ne??Ne..?La-La-Labirent mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZ
Teen FictionGenç kurgu ve macera sevenler için ideal.İsyancı olmak güzeldir...