2.YIL SONRA
İki yıl içinde çok ama çok şey yaşadım. Dünya halında her şeyi öğrendiyse sayabiliriz. Ama öğrendiğim her şey beni şok krizine Şok'u veriyordu.
Kısaca bu dünya tam bir EFSANE! Büyücüler, savaşçılar, Suikastçiler, Şifacılar, ve en çok yıkım sergileyen Kara büyücüler. İçlerinden hepsi başka özelikleri vardı. Ama bunlar senin potansiyeline bağlı şeylermiş. Ayrıca Dantian diye enerji Merkezi'de varmış. Garip ama hoş değilmi.
Mesela büyücüler danitan'da biriktirdiğiniz enerji ile savunma ve saldırı büyüleri yapabiliyor. Savaşçılar ise aldıkları enerjiler ile vücuda gönderip besleyerek geliştirebiliyorlar.
Suikastçiler enerjilerini bedenlerine kaplayarak bir duvar oluşturuyorlar. Bu sayede gözükmeleri zor ama savaşmaları kolay oluyor. Ama Bedenleri çok zayıf oldukları için suikastçi olarak isimlendirilmiş.
Şifacı ise büyücüye kıyasla sadece şifa büyüleri yapabiliyorlar. Bu elerine gönderdikleri enerjiye saflaştırıyorlardı. Bu sayede yaralı olan kişi saf enerji sayesinde yarası ilerliyorlarmış.
Kara Büyücü ise en sevdiğim ve en havalı gözüken bana göre. Nedeni normal bir büyücünün aksine doğal elementleri kullanmıyordu. Onun yerine karanlık element kıllanıyorlardı. Ve gittikleri her yere kaosuda görürmüş ve Oray'ı işkal etmişlerdi.
Bunlar öğrendiklerinin bir kısmı. Bundan bir iki ay önce anne be babamdan okuma yazma öğretmiştiler. İki aya hem okuma Hemde yasama öğrenmiştim. Nede olsa ben yetişkin biriydim değili mi?
Tüm krallık benim bir dahi ve ilerde çok güçlü olacağımı konuşuyorlardı. Tabi ünü bazı krallıklarda yayılmıştı. Bunu duyan krallar bize hediye yada ortaklık teklifi ediyorlardı. Bunun sayesinde yani benim sayemde krallık ekonomi ve asgari gücü artmıştı.
Şuan babamın odasının yani taht odasının önündeyim bekliyordum. Tabi büyük bir dahi yürüyemez diyen yoktur her halde. Nede olsa ilk 1 yaşımda yürümemde dahi olduğum ANLAŞILDI.
Kapıyı bir ili defa tıklayıp çaldım. İçeride "GİR" komutu geldiğinde yavaş ve usul bir şekilde içeriye girdim. Babam bana bakıp ayağa kalktı. "Küçük dahi Victor gelmiş, Sefalar getirmiş buyur şu koltuğa" dediği ayakta koltuğu işaret ederek.
Yavaşça zıplayarak koltuğa çıkıp oturdum. Babam'da kendi koltuğuna oturdu. Bana bakıp "ne istemiştin Victor kitap mı?" Dedi. Hayır Tabikide dahiyim diye kitap okuyacak halim yoktu. "Baba kitapla benim aram fazla yok. Bunu benden daha iyi bilmen lazım neyse. Diyeceğim Şuki BABA BENİ LÜTFEN EĞİT!" Dedim. Son çıkan cümlemi bağırarak söyledim. Babam hayır anlamında kafa salladı.
Neden diye soracaktımki konuşmaya başladı. "Oğlum Kapakçıkları sana anlatmıştım değil mi? Hani meridyenleri tıkayan şeyleri. İşte o tam 9 yaşında açılıyor. Yani bu imkansız Ayrıca sende diğer çocuklar gibi oyun oynasana. Bir daha gelmez bu şans." Dedi. Buna laf anlatanda kabahat nede olsa tok açın halinden ne anlar.
Bir şey demeden Odadan çıktım hemen kraliyet kütüphanesine yol aldım. Madem eğitilemiyordum bende kendimi eğitirdim. Kısa sürede kraliyet kütüphanesinin önüne geldim. Nöbetçiler selam verip kapıyı açtılar. Kafa selamı verip kütüphaneye girdim. Ama girer girmez çıktım çünkü kitaplar ilgimi çekmediğini fark ettim.
Boş boş koridorlarda yürüyordumki iki hizmetçinin muhabbetine kulak verdim.
"Hey duydun mu? büyük Arko klanından buraya varisi geliyormuş." Hizmetçilerin yanına gittim. Beni görünce hemen yarı eğik şekilde başlarını eydi. "Ne buyurmuştunuz genç efendi." Dediler.
Hizmetçilerden konuşana baktım. "Arko klanının genç efendisi kim?" Sordum. Kafasını kaldırmadan ne az ne çok sesle konuşmaya başladı. "Genç efendi. Arko klanı Breda krallığının en iyi klanı. Gücü ve şöhretiyle bir krallıkla aynı güçte denebilir. Yani Arko klanının Lideri bir kralla aynı seviyede gibi belki bazılarından güçlü bile olabilir. Bu yüzden arkadaşımla fısıldaşıyorduk." Dedi be bitirdi elimle gide bilirsiniz dedim. Bende yavaşça boş kordidorlarda varisi denen herifi düşünüyordum.
Daha 2 yaşımda olmama rağmen yürüye bilmekle kalmayıp olgun bir adammış gibi gözüküyordum.
Tabi bazı hizmetçiler bana bakıp kıs kıs gülüyorlardı ama alışmıştım.Boş koridorlarda yürürken omuzumda hissettiğim acı sızlaması ile daha ne olduğunu anlamdan gözlerim kararmıştı.
Gözlerimi açtığımda taht odasındaydım. Boynumda hissettiğim soğukluk ile Boğaz'ıma baktım. Bir hançer vardı. "Has***tir daha yeni doğdum ya" diyip ağlamaya başladım.
Düşüncem Nasıl bir yetişkin olsada bir çocuğun vücudundayım. Ağlamamak benim için en zor şeylerden biriydim. "Lütfen oğlumu bırak ne istersen veririm!" Babamın sesini duyunca gözlerimi açtım.
Babamın yanında annem ve etrafımızı sarmış bir sürü korma vardı. Korkudan bunları bile fark edememiştim. Beni öldürmek isteyen kişiye bakıp "benim kanın yeşil. Beni öldürmeye değmez o güzel ellerini kirletmene gerek yok!" Dedim. Artık gurur yada başka bir şey önemli değildi benim için. Şuan düşündüğüm tek BEnim minicik Can'ım idi.
Suikastçı kahkaha atamaya başladı "senin yaşındaki birinin böyle konuşması. Çok utanç verici değil mi?" Adam her dediği haklı olsada şuan elinde Can'ım vardı. "Hey dur bakalım orda benim Nasıl konuşacağıma seni karar vereceğini düşünüyorsan-" diyordum ki bıçağı boynuma biraz daha yaklaştırdı. "Doğru düşünmüşün! Lütfen bırak beni" dedim. Yine kahkaha Atan suikastçı babama bakıp "bu çocuğu alıyorum" dedi.
Babam hemen Adamı tutmaya çalıştığını gördüm. Ama birden görüşüm değişip ormanlık bir arazide belirdim. Arkamdaki Adam bana tekme atıp yüz üstü düştüm.
Hemen ayağa kalkıp siyahlar içinde elini belline artıp bir hançer çıkardı. Hançer Havaya kaldırdığı anda zaten kalp kırizinden ölmüştüm Bile. Kalbim deli deli çarpıp çıkmak istiyorum diyordu sanki. "Nasıl havalımı!?" Adamın sesini duyunca gözlerimi açmıştım. Adam bana hançerini gösteriyordu. "E-evet" dedim. Adam tekrar kahkaha atamaya başladı. "60 yıldır suikastçılık yapıyorum senin gibi p*çine hiç Denk gelmedim." Diyip tekrar kahkaha atamaya başladı.
Adam beni övüp gömdü resmen. Yavaşça ayağa kalkıp sesiz şekilde "senin kadar değil" dedim. Adam gülmeyi kesip hançeri boynuma dayadı. "Ne dedin sen!" Bağırarak söyledi. "Adama gülümseyip "senin kadar kral bir adam görmedim dedim" Şirince hançeri çekti. "Hmm ben yanlış anladım her halde" dedi.
Adam birden elini omuzuma koyup "bundan sonra benimle kalacaksın" dediğinde içimde bilmediğim küfür etmeye başladım.
YN: arkadaşlar bu hikayeyi azaza7azaza sayesinde tekrar yazmaya başladım. Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE DEVIL'S WORLD
FantasyTürkiye'de öldükten sonra başka bir evren ve başka bir dünyadan gözlerini açtığında. Yeni bir dünyada oluğunu fark eder ama fark edemediği ise dünyadaki tüm trajik felaketlerin başına geleceğidir NOT:bu hikaye sizi gülmekten öldürebildir bunun soru...