4.Bölüm

400 36 11
                                    

Ü3 GÜN SONRA...

Handa kaldım kalalı 3 gün çoktan doldurtmuştum. Ve bu gün beklenen gün gelmişti. Yavaş yatağımdan doğrulup, esneyerek ayağa kalktım. Odandan bir hızla çıkıp son hızla merdivenlerden indim. hanın yemek Masalarından birine oturdum.

Hancıya benim oturduğumu görünce yanıma geldi. "Bir isteğiniz varmıdır Efendim?" Diyince kafamı sallayıp, yüzüğümden bir altın çıkarıp masaya koydum. "Eğer istediğim şeyleri söylersen bunu alırsın" dedim. Altını gören hancının gözlerinin paraladığını görebiliyordum. Hızla kafa sallayan hancıya gülümseyip, ilk sorumu sordum.

"Akademi seçimleri Nasıl oluyor? Aşamalar neler? Ve en önemlisi Nasıl kayıt olunur?" Dedim. Sakince en doğru sözlerini düşünen hancı, ilk soruma yanıt verdi. "Efendim seçimleri burdan 1 km uzakta olan bir Arena'da gerçekleşiyor. Ayrıca 2.sorunuza gelirsek, 1.aşama fiziksel kuvvetini sınıyorlar. 2.aşama ise ruhsal ve büyü gücünü kontrol ediliyor. Ve son olarak 3.aşamda ise sınıfın belli oluyor. 3.sorunuz ise basit söylediğim gibi 1 km uzaktaki Arena'daki sırayı görünce sizde girin, gerisi hal oluyor zaten." Bütün bunları söyledikten sonra derin bir nefes alan hancı altına bakmaya başladı.
Masadaki altını hancıya verip ayağa kalkıp hamdan çıktım.

Hancının söylediği şeyler doğru olduğu bir gerçekti. Yolda yürürken aklına takılan soruyu düşündü. "Keşke hangi akademiler var Onu da sorsaydım" diyip tekrar yoluma devam ettim.

Hancının söylediği onca yolu tütüp geldim karşımda bir büyük arena ve kos koca bir sıra vardı. Her türlü çocuğun bulunduğu duruş geçip bekleye başladım.

Gerçekten sabırsızlanıyordum 8 yıl eğitim yapmış biri olarak daha deneyimiydim. İçimde sanki kelebekler uçuşur gibi oluyordu. Eski hayatımda çok sıkıcı biri olupta hep evde Zaman geçirirdim. Şimdi ise Hayel dahi edemeyeceğim bir dünyadayım.

Saatler su gibi akıp giderken en sonunda bana sıra gelmişti. Ama tam kayıt yaptıracağım yerde beyimden vurulmuşa döndüm. Soy ismimi burda kullanamazdım. Ustamın soyismi de çok karış oluğu içim unutmuştum. Kayıt yapan kadın bana bakıp, "ismin Ve soyadın" dedi.

Kadın sorunca panikleyip aklıma gelen ilk soyadını söyledim. "Victor yagami" dedim. Eskiden izlediğim bir animedeki karakterin soyadını kullanmaktan başka çarem kalmamıştı.

Kadın kağıda bir şeyler yazıp kafasıyla yandaki kapıyı gösterip, "burdan" dedi. Bende kafa sallayıp kapıdan içeriyi girdim. Girdiğim anda Binlerce çocuk vardı burda. Hepsinin içinden Auralar yayılıyordu.

Köşeden bir kapıp oturdum, Zaten yapacak bir işimde yoktu. Hızlıca ustamdan öğrendiğim Lotus pozisyonuna girip, meditasyon yapmaya başladım. Nede olsa her şeye hazır olsam bir şey kaybetmeyecektim.

Saatler saatleri kovaladıktan sonra öğlen olmuştu bile. Hemen arenadan gür bir ses yakılandı. "Merhaba seyirciler tekrar hoş geldiniz. Bu seneki Akademi seçimleri başlıyor!!" Diyerek bitirdi.

Bir alkışlama tuhafından sonra tekrar o gür ses yankılandı. "Evet şimdi ismini çağırdığım arenaya çıksın. İlk isim Surllia Himoji" dedi. Arena'nın köşesinden bir kahve saçlı kız çıkıp ortaya çıktı.

Yine gür bir ses yankılandı Arena'da "şimdi bedenine baskı yapacağız" dediğinde. Kız zorlanıyor ifadesi belirdi suratında.
Yine aynı Ses yankılandı.

"50 KG"

Dediğinde kız yere düşmüştü. Arandaki ses tekrar konuşmaya başladı. "Geçemedin" dediğinde kız ağlayarak Arenadan ayrılandı.
Benim içim rahatı nede olsa 8 yıl eğitim yapmış birisi için kolay olmalıydı.

Saatler akıp giderken tam 1968 kişi sınava girmişti ama 278 geçmişti. Arena'daki gür ses tekrar yankılandı. "Victor Yagami" dediğinde, HIZLA arenaya koştum. Yüzümdeki maskeden dolayı bana tuhaf bakışlar geliyordu. Ama ben umarsamıyordum.

Birden üstünde binen ağırlık hissetim, ama sanki bir yastık var gibiydi. Adamın sesi ard arda yankılanıyordu.

"40!"
"50!"
"60!"
"..."
"460!"

Yavaş yavaş artıyordu ama ben artık zorlanıyordum. Hafiften bacaklarım titremeye başlamıştı bile. En fazla 5 dakika tutabilirdim.

"470!"
"480!"
"490!"
"500!"
"510!"

Diyince yere serildim. Gerçekten şuan büyük bir rekor bile kırabilinişimdir. Arena'daki ses gür ve Mutlu bir ses ile yankılandı. "Görüyoruzki aramızda bir dahi var!" Diye coşturdu seyircileri. Büyük alkışlar tufanları sustuğunda, "geçtin!" Dedi adam.

Ayağa kalkarak geldiğim yere geri döndüm. Yine köşeye oturarak Lotus pozisyonunda meditasyona girdim. Etrafımdaki çocukların bana baktığını hissedebiliyordum. Tabi yani onlarda suçsuz sayılmaz, ilk defa benim gibi bir dahi gördüler. Ben olsam bende şaşırdım maskeyi boşunamı taktık yiğidim! Diyerek düşündüm.

2 saat sonra tüm enerjimi çekmiştim. Yavaşça ayağa kalkarak bekledim. Yarım saat sonra ilk aşama bitmişti. Gür sesli adam, Arena'da kalanlara ithaben "yarın ikinci aşamaya başlıyoruz lütfen aynı saate gelin" dediğinde adrenalinler dağıldı. Tam bende çıkarken bir kişi omuzumdan tuttu. Arkamı döndüğümde altın zırhlı muhafızlar vardı.

Bunlar ya Breda krallığın muhafızlarıysa, o Zaman işim bitmişti. Çünkü kralın karşısında maskemi çıkarmam gerekebilirdi. İçimden "s*çtım! S*çtım!"  Aynı kelimeleri tekrarlayıp duruyordum. Maskem yüzden endişeli halim gözükmediği için muhafızlar fark etmemişti.

"Victor yagami lütfen bizimle gelin Efendi Yuno sizi bekliyor" Dediğinde derin bir nefes aldım. Paçayı kurtarmıştım. Kafamı sallayıp "tabi" dedim. Diyip takip etmeye başladım.

Her adımda içimdeki heyecan katlanarak artıyordu. 6 dakikadır yürüyorduk. Birden muhafızlar durunca bende durdum. İki muhafız benim arkama geçince önümdeki diklen Adam gördüğüm Zaman az kalsın algıma s*çacaktım.

Vücudu bembeyaz olan Ada'mın gözü bile beyazdı! Resmen Aksakkal'ı dedeye benziyordu!Adamın yüzünde tebessüm oluşunca daha korkunç oldu!

Adam elinş uzatarak "ben Yuno Asgreldo Safranbolu akademisinin müdürüyüm. Tanıştığımıza memnun oldum." Dediğinde içimden "Yok dededin si-sigarası" dedim içinden. Safranbolu ne lan. Mecbur bir şey demem gerektiği için " bende memnun oldum tahminen beni tanıyorsunuzdur ama Yinede ben Victor yagami" dedim.

Kafam hala Safranbolu'da idi. Hiç belli etmeden "afedersiniz Safranbolu ne demek?" Dedim. Yaşlı Yuno memnun olmuşcasına "anlamı çok derindir Kısaca anlatmak gerekirse Bilgeliği, Kuvveti, İradeyi simgeler" dediğinde. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

Safranbolu ne lan. "Hmm çok derinmiş baya. Böyle bir isim herkes verilmez her halde." Dedim. Yuno kafasını salladığında Ada'mın ciddi ifadesi daha çok gülmemi getiriyordu.

"Neyse geçelim bunları asıl konumuza gelelim. Öncelikle seni bizim akademimize davet ediyorum. Sınavlara girmene gerek yok zaten senin bir dahi olduğunu biliyorum. Ayrıca şunuda belirtim bu bölgenin en iyi akademisiyiz" dediğinde. İsme hiç takılmadan "kabül ediyorum" dedim.

Adam elini maskeyi götürürken adamın elini tuttum. "Katılıyorum ama bir şartım var: oda sakın maskeme laf etmeyeceksiniz" dedim. Yuno elimi çekip iki elini bir birine vurup, "tamam sıkıntı kabül o Zaman" dedi.

Artık maskemizde garantiye alınca içimdeki endişe kaybolmuştu. Yuno elini omuzuma koyarak "yarın saat 9'da hazır ol Akademi'ye gideceğiz" dedi.
Kafa sallayarak uzaklaştım

Hana geldiğimde hiç bir şey yemeden odama çıktım. Ama girdiğimde odam darmadağın olmuştu ve yatağımda üstünde oturan siyahlar içerisinde bir Adam vardı.

Bu adam ustamdan başkası değildi!

THE DEVIL'S WORLDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin