Masal
Dışarıdan gelen çığlık sesleri ile alarmıma iki dakika kala uyandım. Sesleri anlamak için yatağımdan doğrularak baş ucumdaki penceren dışarıya doğru baktım, ilerideki kulübenin kapısındaki kız çığlık atarak omuzundaki plastik böceği yere atmaya çalışıyordu.Onu umursamayarak İzel’in yatağına doğru yürümeye başladım. Tam uyandıracağım sırada aklıma gelen fikirle telefonumu alıp gürültülü bir müziği seçerek telefonu İzel’e yaklaştırıp oynattım. Gözlerini açar açmaz “Masal!” diye bağırarak bütün yastıkları bana atmaya başladı. Yastıklardan kaçmak için banyoya sığındım.
Birkaç işimi hallettikten sonra İzel’in sakinleştiğini düşünerek banyonun kapısını yavaşça açtım. Yatağında sakince gördükten sonra yanına gittim.
-“Hey! Hadi hazırlanıp kahvaltıya gidelim.” dedim. İzel başı ile onaylayarak hazırlanmaya başladı. İkimizde hazır olduğumuza karar verdikten sonra kulübeden çıkıp yemekhaneye yürümeye başladık. Yürürken karşımıza çıkan Cansu ve arkadaşlarını umursamayarak yemekhaneye doğru yürümeye devam ettik.Yemekhaneye girer girmez bizden önce gelip masamıza oturan Çınar ve Ezel'i farkettik. Hemen kahvaltılarımızı alıp yanlarına gittik. Çınar bizi görür görmez sevinerek:
-“Günaydın!” dedi. Biz de ona “Günaydın!” diyerek kahvaltıya başladık. Yemek sırasında Çınar’ın telefonu çalmıştı ve bu kampta bulunan kuzeninin aradığını söyleyip aramayı cevapladı:
-“Efendim Deniz Mete.”
-“Hayır şuan yemekhanedeyim.”
-“Ezel ve sanada bahsettiğim Masal ve İzel var.”
-“Tamam o zaman.”
Çınar telefonu kapattıktan birkaç saniye sonra Ezel kafasını yemeğinden kaldırıp Çınar’a dönerek:
-“Deniz Mete mi geliyor ?”
-“Aynen buraya geliyor hem kızlarla da tanışır."Biz yemeğimize devam ettikten bir süre sonra Çınar’ın ayağa kalkmasıyla Deniz Mete’nin geldiğin anladık. Çınar ve Ezel ile tokalaşıp masaya oturdup:
-“Bunlar o bahsettiğin eski arkadaşların mı ?” diye sordu.
-“Evet sana yıllar önce bahsettiğim kızlar.” dedi. Deniz Mete'nin "Hangisi Masal?"demesi üzerine ben de tedirgince "Benim." dedim. Deniz Mete bana dönerek:
-“Tahmin ettiğimden çok daha güzelmişsin.”
"Teşekkür ederim." dedim. Yüzümün kıpkırmızı olduğundan emindim.Hemen ardından İzel’e dönüp:
-“Sen de izel olmalısın?”
-“Peki benim hakkımda ne biliyorsun?”
-“Zamanla göreceğiz ne bilip ne bilmediğimi.”
Deniz’in söylediği ile şaşkınca dururken İzel’e baktım. İzel cevaptan pek tatmin olmamış gibiydi ancak kafasını kahvaltı tabağına geri çeviriyordu ki:
-“Yıllar önce Cansu'larla kavgaya karışan kızlar siz miydiniz? “ diye sordu Deniz Mete.
İzel şaşkınlıkla kafasını kaldırıp Deniz Mete’ye baktı geçmişin öfkesini yeniden hissedercesine :
-“Evet ama bu seni hiç ilgilendirmez.“ dedi.Bu gergin ortamla kahvaltının daha fazla devam edemeyeceğini bilerek birden hepimiz masadan kalktık. Ortamdaki gerginlik sebebiyle İzel direk çıkışa ilerlemeye başlamıştı ben de sadece Çınar’a bakıp el salladıktan sonra İzel’e yetişmeye çalıştım. Yemekhaneden çıkıp kulübemize doğru yürümeye başladık.
Kulübeye girer girmez İzel kendini banyoya attı rahatlaması lazımdı haklıydı da. Uzun bir süre sonra İzel ile karşılıklı otururken canım müdiremizin sesini duyduk:
-“Sevgili öğrenciler biliyorsunuz bu hafta etkinlik haftamız bu günle dahil olmak üzere 2 gün daha etkinlik yapacağız. Bu günki etkinliğimiz bir parkur etkinliği olucak. Ek bilgi olarak yarışmanız için dört kişilik bir grup olucaksınız iki kız iki erkek haberiniz olsun. Detaylı bilgi için Canan Hocanızı bulup katılabilirsiniz. Etkinlik saat iki gibi başlayacaktır. İyi günler çocuklar.”Bu etkinlik güzele benziyordu. İzel’e fikrini sormak için döndüm:
-“İzel buna katılalım geçenkinde ayağım kötüydü şimdi daha iyi. Ne dersin ?”
-“Hiç ama hiç istemiyorum.”
-“Ama hadi Uzaydaki Mavi Gözlü Kızım.”
-“Ahh senin o ikna yeteneğin. Peki peki katılalım.”
-“Tamamdır ben Çınar’lara sormaya gidiyorum iki erkeğe ihtiyacımız var sonuçta.” deyip direk kulübeden çıktım.
