YY ~5~

553 44 17
                                    

Yağmur' um, güzel kızım...

Mektubu korkuyla kutunun içine fırlattım. Aklım karışmıştı. Bunu bana gerçek ailem yazmış olamazdı değil mi ? Olamazdı hayır, saçmalıyordum. Onlar yaşamıyordu. O... onlar yoktu.

O zaman kim yazmıştı ? Ömür' ün onlarla ne alakası vardı ?

Titreyen ellerimle sakinleşmek adına banyoya ilerlerken Atlas' ın uyku mahmuru sesini duydum.
" Abla iyi misin ?"

Arkama sakince dönerek gülümsedim.
" İyiyim ablacım. Sen neden kalktın ? Hadi uyu. "

Yatağa yeniden yattığında derin bir nefes vererek banyoya girdim. Aynada rengi solmuş suratıma bir süre bakarak düşündüm. Şuan ne olduğunu bilmiyordum. Ama o mektubun devamını okumam gerektiğini biliyordum. Okumaya ise hiç cesaretim yoktu. Ellerimi suya tuttum ve birkaç kez yüzüme çarptım. Sakin olduğuma emin olduğum bir anda elimi yüzümü kurulayarak banyodan çıktım.

Kutuya uzaktan bir bakış atarak yatağıma yavaş adımlarla ilerledim. En iyisi yarın okumaktı. Şuan düşündüğüm şeyler bile uyumama engel olacaktı biliyordum. Devamını şimdi okursam neyle karşılaşacağımı bilmiyordum.

Atlas' ın deli uyuyuşuna bakarak gülümsedim. Yatakta çapraz yatıyordu. Ben de açıkta kalan boş yere yatıp gözlerimi sıkıca kapattım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Omzumdan dürtükleyen Atlas' ın sesiyle uyandığımda gözlerimi zar zor açarak suratına bakmaya başladım.
" Ablaaa kapı çalıyo. "

Kapıya baktığımda kapının tıklandığını duydum. Saatin kaç olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama tahminimce 3 falandı. Hava hala karanlıktı.
Yatağımdan kalkıp kapıyı açtım. Karşımda tanımadığım bir kadın duruyordu. Bir an afallayarak yüzüne bakmaya başladım. Kadın boynuma
" Yağmur' um. " diye sarıldığında kollarını boynumdan çektim.

Bu kadın da kimdi ve neden bana sarılıyordu ?
" Siz kimsiniz ? "
Kadın afallamış bir suratla bakıyordu şimdi. Sanki az önceki o güneşli gözleri şimdi yağmurlu bakıyordu. Anlam vermeye çalışırken kadın " Kızım mektubu okumadın mı? " dedi. Mektubu hatırlayınca kaşlarımı kaldırarak kutuya baktım. O da okumadığımı gözlerimden anlamış olacak ki anlayışla gülümsedi. Gece gece ne sikim oluyordu bilmiyordum. Şuan tek istediğim şey Atlas'ın yanına dönüp uyumaktı.

" O zaman ben şimdilik gideyim. Sabah sen okuduktan sonra konuşuruz. "

Kadın birşey demeden giderken bakakaldım. Bu neydi şimdi ?

~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah çok pozitif kalktığımı söyleyemem. Atlas odanın içinde kendi kendine oynarken bende telefonumla ilgileniyordum. Dün gece olan şeylerden sonra kendimi garip hissediyordum. O mektubu bir an önce okumalıydım sanırım.

Bunu annemlere haber vermek istiyordum ama tepkilerinin ne olacağını tahmin edemiyordum. Korkuyordum. Belki gerçek ailemi bulmuştum.

Telefonumdan annemi arayıp telefonu açması için beklemeye başladım.
" Efendim Yağmur ?"

" Anne ben şey diycektim... "
" Yine odanın numarasını kaybettiysen bana bulaşma. "
" Ya anne hayır. Babamla birlikte odama gelir misiniz ? "
" Tamam. " diyerek endişeli bir ses tonuyla telefonu kapattı.

Biz beklerken Atlas' ı Fatih abinin yanına götürmenin daha iyi olacağına karar vererek odamın anahtarını alıp çıktık. Kapıyı tıklatıp beklerken Atlas
" Abya benim niye odam yok ? Heykesin vay. " dedi.
Ona gülümserken Fatih abim uykulu uykulu kapıyı açtı.

Ben ona şirince gülümseyerek Atlas' ı odanın kapısından içeri bıraktım. O kaşlarını kaldırmakla tepkisini belirtirken " Önemli birşey var. Sana sonra anlatırım. Atlas biraz burda kalsa sorun olmaz dimi ?" dedim.

Kafasını " hayır " der gibi salladı ve kapıyı kapatırken elini salladı. Ben de elimi sallayarak odaya geri dönerken babamı gördüm. Yine yakışıklı, yine karizmatik...

" Noldu bakalım küçük hanım?"
Ben odanın kapısını açıp girdiğimde annem ve babam da girdi.
" Aslında birşey değil çok şey oldu. "

Annem ayakta kollarını bağdaştırmış beni dinlerken babam yatağıma yan yatarak beklemeye koyuldu.
" Dün buraya gelmeden önce Ömür gelmişti ya, o bana bir kutu verdi. İşte bu kutu. " diyip anneme verdim. Annem kutunun içindekileri incelerken " İçinde bir mektup var. Sadece başını okuyabildim. Ne yazdığını bilmiyorum. Sonra gece bir kadın geldi annem olduğunu falan zırvaladı. " diye devam ettim.

Annem mektubu okuduğunda " Bu kadın da kimmiş ?" dedi. Omzumu " bilmem " dercesine salladım. Babam kaşlarını çattı. " Sikerim lan. Bunca yıldır aklına şimdi mi gelmiş kızı olduğu. Gelsin konuşalım, ama burdan eli boş döner. Sikerler öyle anneliği. "

" Kadın sabah geri geleceğini söyledi. " Annem yatağa oturdu.
" Eğer o kadın Yağmur' un öz annesiyse biz vermesek bile devlet bizden alır, ona verir. "

" Yoo ben istemiyorum gitmeyi falan. Ben istemedikten sonra kim götürecekmiş. Sikerler öyle adaleti. "

" Yağmur, annen haklı. 18 yaşını geçmediğin için öz annenin yanında kalman gerekebilir ve biz hiçbir şey yapamayız. "

Babam kısık sesiyle anlattığında yutkundum. Ben gitmek istemiyordum ki. Onlar benim ailemdi. Şimdi kim olduğu belirsiz annem (!) beni onlardan ayıramazdı.

" Ben senin için sonuna kadar savaşırım Yağmur. Ama o gerçek annense seni annenden ayırmaya da, ona vermemeye de hakkımız yok. " dedi annem.

" O BENİM ANNEM FALAN DEĞİL ! "
Bağırarak odadan çıktım. O benim annem değildi. Olamazdı.

Fatih abim odasından çıkıp koridorda oturan benim yanıma geldi.
" Yağmur ne oldu ?"
Kafamı konuşmak istemediğimi belirtircesine salladığımda kolunu omuzlarıma attı ve beni kendine çekti. Ona kollarımla sarıldığımda ağlamaya başladım.

Ben gitmek, onları bırakmak istemiyordum.

~~~~~~~~~~~~

Kaç ay oldu ? 4? 5?

Ay vallahi özlemişim. Ama geri geldim gitmek yok. Çok merakta kaldığınızı bildiğimden hemen bölüm atmak istedim.

🖤


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAZ YAĞMURUM ( ŞEHİNŞAH TEXTİNG )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin