🇳Sultan Neslişah Han Hazretleri🇸

1.3K 94 43
                                    

Normalde bu kitapta çok şarkı önermiyorum ancak bu bölümle medyadaki şarkı çok uyumlu. Bölümü okurken dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar...

Medya: Prom Queen

6 ay sonra

Sultan Süleyman son seferi olacak Zigetvar Seferi için yola çıkalı neredeyse bir ay olmuştu. Hasta olan üç şehzade de altı ay içerisinde birer birer ölmüş, Neslişah'ın tahta çıkacağı kesinleşmişti. Halkın henüz şehzadelerin öldüğünden haberi yoksa da uzun süre ortada görünmemeleri bilhassa Manisa Halkı olmak üzere herkesi telaşlandırmıştı.
Ancak Sultan Süleyman hayatta olduğundan açık bir isyana kimsenin cürreti yoktu.

Yine de Neslişah Sultan'ın Manisa için gönderdiği vali, Murat Bey, bu konuda epey güçlük çekiyordu. Halk günden güne asabileşiyor, isyan bütün bunlara rağmen yaklaşıyordu. Zira Sultan Süleyman da epey yaşlanmıştı, hastalığı bayağı ilerlemişti. Yine de yeniçerilerin seferde olması onların gücünü büyük ölçüde kırıyordu. Neslişah da bunu fırsat bilerek açıklama yapmaktan kaçınıyordu, yaptığı tek açıklama babasının hayatta olduğuydu. Bu bir süredir böyleydi ancak o günü daha özel kılan başka bir şey daha vardı.

"Neslişah Sultan'ım." Reverans yaparak lafa girdi Hasan Çavuş.

"Evet, Hasan Çavuş. Seni dinliyorum."

"Yüce Hünkarımız Sultan Süleyman Han Hazretleri, 22 Eylül akşam namazına mütakip ordugahta, hakkın rahmetine kavuştu. Vezir-i azam Sokullu Mehmet Paşa hünkarımızın cenazesini bir sır gibi saklıyor. Henüz çok az kişinin haberi var bu durumdan.

Neslişah kalbine bıçak gibi saplanan acıyı görmezden gelerek güçlükle konuştu.

"Sokullu iyi yapmış. Acelemiz yok Hasan Çavuş, henüz halk ve yeniçeriler bile bilmezken. Önce şehzadelerin hepsinin bugün öldüğünü herkese duyurun. O zaman herkes hanedanda şehzade kalmadığını anlar. Fakat Hünkarımızın öldüğünü bilmedikleri için isyan edemezler. Zaten çoğu yeniçeri de seferde. Sefer dönüşünde de cülus töreni yaparız. Yeniçeriler de o zamana kadar kabullenmiş olur. Cülus bahşişine de biraz zam yaparsak kimse bize isyan edemez." dedi odanın içersinde volta atarken.

Aslında o da biliyordu o anın geleceğini. Ta babası sefere çıktığı gün anlamıştı geri dönemeyeceğini, diğer herkes gibi. Her ne kadar kendisini buna hazırlamaya çalışsa da başaramamıştı. Yapamamıştı işte. Hem mümkün müydü, insanın canından çok sevdiği birisinin ölümüne kendisini hazırlaması? Babasının ölümü kalbini yakıp küle çevirirken gözlerine hücum eden gözyaşlarını bir hışımla geri gönderip Hasan Çavuş'u dinlemeye çalıştı.

"Hakkınız var Sultan-aman-hünkarım. Ancak bu askerlerin moralini bozmaz mı? Hem de Zigetvar'ı almaya bu kadar yaklaşmışken..."

Çavuşun sözünü kesen Neslişah'ın sözleriydi. Kesin ve sert bir dille

"Başka çaremiz yok Hasan Çavuş. Öbür türlü daha mı iyi, burada öğrenmeleri? Sultan Süleyman'ın bir çaresine bakacağını söyleyin. Verdiği kararı da burada söyleriz. Bu arada Zigetvar Seferi ne alemde? Sen bana onu söyle."

"Aldık sayılır Sultanım. Bir gün daha sürmez."

"Sen dediklerimi uygula. Çekilebilirsin."

"Emredersiniz Sultanım!"

Neslişah yeni unvanına alışamasa da bunu belli etmemekte kararlıydı. Artık bir cihanı kendisi yönetiyordu. Bunu kendisine alıştırmaya çalıştı. Daha fazla çalışması gerekiyordu. Haremi kim yönetecekti? Peki haremdeki kızlar, pek çoğunu paşalarla evlendirip kalanını saray hizmeti için kullanmayı hedefliyordu. Harem gerekliydi. Muhtemelen oradaki kızlar da haberi duymamışlardı. Altı aydır bu konu üzerinde çok düşünüp çalışmıştı Neslişah. Her şey çok aniden gelişmişti çünkü. Daha dün bir padişah kızıyken bugün koca devleti kendisi yönetiyordu, hazmetmek güçtü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Neslişah SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin