🌙14

12.1K 731 277
                                    

(Medya~Min-Seo)

Min-Seo'nun valizini zorla da olsa kapattıktan sonra kenera koydum. Benden daha fazla eşyası olduğu için ayrı bir valiz hazırlamak zorunda kalmıştım. Kendime ise oldukça az eşya almıştım. Hem zaten orada bir sürü eşyam vardı.

Beşiğinde, elindeki pembe tavşana dikkatlice bakan Min-Seo'yu kucağıma aldım. Bezini yeni değiştirdiğim için sadece üstünü değiştirecektim. Dolabından onu terletmeyecek bol bir eşofman aldım, üstüne ise sarı bir badi aldım ve giydirmeye başladım. Bebeklerde sarı rengi çok hoş duruyordu. Zaten masum ve saflardı sarı ise onları daha da masum ve saf gösteriyordu. Min-Seo'yu giydirdikten sonra boş kalan elimle valizi ve çantamı alarak odadan çıktım. HyuJin ile eş zamanlı olarak çıkmıştık. Hemen elimdeki valizi ve çantayı aldı. "Bu kadar ağır şeyler taşıma"diye beni uyardı. Onu onayladıktan sonra peşinden aşağı indim.

"Abim arabada bekliyormuş bizi çıkalım hadi"dedi HyuJin. Min-Seo'nun montunu giydirdikten sonra birlikte ilk önce evden sonra da binadan çıktık. Jungkook bizi görünce yanımıza geldi ve elimizdekileri alıp bagaja koydu. Ardından benim yanıma gelip Min-Seo'nun yanağına öpücük bıraktı. "Nasılmış benim prensesim" diye sordu. Ne güzel seviyorsun Jeon.

"Yine ve yine tüm gece uyumadı Ji Sung uykususzluktan ölmek üzere"diye yanıtladı HyuJin. Jungkook ise gülümsedi. Ne yani benim uykusuz kalmam hoşuna mı gitmişti yada kızının tüm gece uyumaması?

Arabaya bindiğimizde arka koltuğa yerleştirilmiş bebek puseti ile şaşkınca baktım. Ne ara almıştı bunu?
Min-Seo'yu pusete koyup emniyet kemerlerini de bağlayınca kendiminkini de bağladım. HyuJin ise öne geçmişti. Jungkook arabayı çalıştırıp havaalanına doğru sürmeye başladı. Yola bakmaya gayret etsemde gözüm hep Jungkook'a kayıyordu. Sağ eliyle direksiyonu kavramıştı, sol kolunu ise açık olan cama yaslamıştı. Görüş açıma giren Min-Seo'nun minik elleriyle ona döndüm. Yüzüne gelen rüzgardan dolayı suratını buruşturmuştu.

"Jungkook camı kapatır mısın? Min-Seo'nun yüzüne geliyor"dedim o ise anında camı kapattı ve dikiz aynasından kızına gülümsedi. Konu Min-Seo olunca bambaşka birine dönüşüyordu. Keşke bana karşı da böyle olsan Jeon

✒.

Uzun bir yolculuğun sonunda Kore'ye varmıştık. Min-Seo ilr yol boyu Jungkook ilgilenmişti bende gece uyuyamadığım için uçakta uyumuştum. Şuan yüzüm oldukça şişti ve gazetecilerin havaalanında beklediğini duymuştum. Hemen siyah maskemi yüzüme geçirdim ve ceketimi de giyerek bulunduğumuz odadan çıkmak için ayaklandık. "Min-Seo'nun yüzünü sakla flaş yüzüne patlayabilir yoksa"diyerek Mim-Seo'yu benim kucağıma bıraktı Jungkook. HyuJin kapıyı açıp önden çıktı. Ardından da ben Min-Seo ile çıktım. En sonda Jungkook çıktı ve koridoru yürümeye başladık. Sağ tarafa döndüğümüz anda patlayan flaşlar yüzünden gözlerimi açıp kapadım hala alışamamıştım. Min-Seo'nun yüzünü göğsüme yasladım. Muhabirlerin, "Bebek kim?", "Neden Amerika'dan hemen döndünüz?", "Şirkette çalışmaya devam edecek misiniz?", "Bebeğin babası/annesi kim?" Tarzında bin tane soru sormasını üçümüzde duymazlıktan geldik. Hızla bizi bekleyen arabaya doğru ilerledik. Şoför kucağımadaki bebeği görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Hiçbir mimik dahi oynatmadan direkt arabaya bindim. Diğerleri de binince şoför arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. "Bir bebek geleceğini bilmiyordum efendim sadece Bayan Jeon, Bay Jeon ve sizin olduğunuzu söylemişti Bay Lee" dedi şoför. "Sadece işini yap ve arabayı sür"dedi Jungkook. Ne kadar kabaydı cidden. Bu kadar sert çıkışmasına gerek yok ayrıca bana hitaben sormuştu o niye cevap veriyorduki?

Havaalanı ile bizim ev arası çok uzaktı o yüzden yol çok uzun sürmüştü ama sonunda varmıştık. Bay ve Bayan Jeon da şuan burdaydı. Her şeyden habersiz oğlunun ve kızının geleceğini düşünüyorlardı ve tabiki benim ailem de öyle. Üçümüz de kapının önüne gelince derin bir nefes aldım. Korkuyordum ve heyecanlıydım.

"İçeride birbirinize oldukça yakın davranmaya çalışın"dedi HyuJin. Bana hava hoştu zaten istediğim de buydu ama istemediğim şekilde gelişmişti her şey. Zile bastım çok geçmeden hizmetlilerden biri kapıyı açıp saygıyla eğildi. Ardından kucağımdaki, etrafı merakla izleyen kızıma şaşkınca baktı. Hiçbir şey demeden salonu gösterdi. Diğer bir hizmetli ise bizim önümüzden giderek salonun büyük kapısını açtı. Kalbim artık yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı, nefeslerim ise düzensizleşmişti. Salondaki herkes ayağa kalkıp gülümsedi ve sarılmak için hamle yapacaklardı ki Bay Jeon'un gözleri Min-Seo'yu bulana kadar. İşte şimdi başlıyorduk.

"Kucağındaki bebek de kim Ji Sung?"diye sordu. Annem ve babam bana hayretler içersinde bakarken planladıklarımı söylemek için ağzımı açmıştım ki Jungkook cevap verdi. "Bizim kızımız"

Söylediği şey sadece iki kelimeydi ama odadakilerin hepsi ciddi anlamda şok olmuştu. Tamam bunu bekliyordum ama hiç tepki vermemeleri gittikçe korkunç oluyordu. "Ne yani o bebek Jungkook ve senin bebeğin mi?"diye inanamazcasına doğrulamak için sordu babam. Jungkook'un kemikli elleri ellerimi kavradığında buz kesildim. O benim elimi mi tutuyordu. "Evet efendim ayrıca sizin de izninizle en yakın zamanda düğün yapmak istiyoruz"dedi. Bu günlerde gelecek miydi be.

"Siz..ikiniz"dedi annem bizi göstererek. Jungkook başıyla onayladı. "Ay tansiyonum düşüyor vallaha bana bir şeyler oluyor"dedi ve yere yığıldı. Kadın resmen bayılmıştı! Kucağımdaki Min-Seo'yu hemen yanımdaki hizmetliye verdim ve annemin yanına koştum. Nefesine ve nabzına baktım. Tıp okuduğumu herkes biliyordu ve benden bir cevap bekliyorlardı ben ise sadece "Ambulansı çağırın!"diye seslendim.

Bu iş düşündüğümden de zor olmuştu. Hayır oluyordu daha çoğu şey açığa kavuşmamıştı bile!

✒.

"Ben hala inanamıyorum Ji Sung"dedi babam. Annemi hastaneye götürmüştük ve büyük şaşkınlıktan yani kısacası şok geçirdiği için bayılmıştı. Serum aldıktan sonra tekrar eve dönmüştük. Bayan Jeon bu konuyu Jungkook ile teke tek konuşacaklarını söylemişti ve evlerine geçmişlerdi. Aynı düşünceye sahip olan ailemde aynısını yapmıştı. Şimdi ise babamın ahşap ağırlıklı olan çalışma odasında karşımdaki annem ve babama hesap veriyordum.

"Haklısın baba"dedim sadece. Annem derin bir nefes aldı. "Jungkook'u gerçekten de seviyor musun Ji Sung?"diye sordu. Senin, sizin tahmin edeceğinizden bile çok seviyorum onu. "Gerçekten de seviyorum anne"dedim. Bu olayda yalan söylemediğim tek konuydu. "Yine de böyle bir şey nasıl olur sen oraya okumaya gittin Ji Sung! Okulun hala duruyor şirket desen aynı şekilde ve sen daha sevgili olduğunu bile bilmediğimiz oğlum diye sevdiğim adamla bir kızın olduğunu söylüyorsun!"dedi. Hiçbir şey demedim. Sessiz kalma hakkımı kullanıyordum.

Babam iyice sinirlenmişti. Yüzü kıpkırmızı olurken annem ayağa kalktı. "Ben Ji Sung ile konuşacağım"dedi ve babamın cevabını beklemeden beni kolumdan tutarak odadan çıkarttı. Hemen benim odama çıktık.
"Aptal değilim Ji Sung, Jungkook'u uzun zamandır sevdiğini biliyorum ama Jungkook için bunların geçerli olup olmadığını bilmiyorum evet şuan seni seviyor olabilir ama bu seni gelecekte de seveceği anlamına gelmez. Ben biliyorum ki sen ne olursa olsun ona aşık kalacaksın ama Jungkook'u ben büyüttüm desem yeridir onu çok çok iyi tanıyorum ve seni üzüp, kırmayacağına dair bir söz vermesi ve o sözde durması gerekiyor seni incitmesine izin veremem"dedi.

Jungkook'un şuanda, geçmişte de, ve büyük ihtimalle gelecekte de, bana hiçbir his beslemeyeceğini biliyordum. Beni üzecek, incitecekti bunu da biliyordum çünkü şuanda da yapıyordu.

Belki kalbin beni gördüğünde hızlansaydı, beni sevseydin bu kadar zor olmazdı Jeon.



Ben geldimmm

Şimdi şöyleki bizim okul başlar başlamaz sınavlara giriş yaptı yani sınav haftasındayım diyebilirim size. Zar zor yazdım bölümü ve hiç içime sinmedi.

Herkes bayılan kişi için Bayan Jeon demiş amaa yanlış tahmin Bayan Lee'ydi

https://my.w.tt/TTV7QM0qR3

Bu diğer kitabım Promise PJM'in linki. Link olarak gözüküyor mu bilmiyorum ama gözükmüyorsa profilimden ulaşabilirsiniz. 27 bölüm. 27.bölümü final zaten öyle işte öyle bir kitap okursanız çok çok sevinirim

Sizi seviyorum görüşmek üzereee

( swangmin özlettin kendini çabuk geeell😢)

+10 vote(oy) gelmediği sürece yeni bölüm yayımlamayacağım onu da söyleyeyim.

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin