🌙20

10.6K 717 237
                                    

sweetcrazyarmy bu bölüm sana gelsin bebeğim💜

(Ji Sung)

Annemgilin evine çok uzak olmayan, Jungkook ile kalacağımız eve gelmiştik sonunda. Düğünde beni ikinci kez öptükten sonra nerdeyse hiç konuşmamıştık. Jungkook, insanların her dediğini yapan biri değildi ve o an salondakilerin 'tekrar öp' tezahüratlarından dolayı öpmediğini düşünmek istesemde umutlanmak istemiyordum.

Araba durunca emniyet kemerimi çıkartarak indim. Arka kapıyı açarak bebek pusetinde uyuya kalmış Min-Seo'nunda kemerini çözerek kucağıma aldım ve üşümemesi için battaniyesini üstüne örttüm. Jungkook bagajdaki eşyaları çıkartırken göz teması kurmadan konuştu, "Sen içeri gir Min-Seo üşümesin"dedi. Tam içeri girmek için arkamı döneceğim sırada kapıyı açmak için anahtarımın olmadığını hatırlayarak tekrar Jungkook'a döndüm. "Anahtarım yok"dediğimde ise cebinden bir tane anahtar çıkarttı ve bana uzattı. "Bu sende kalsın bende var"dedi.

Min-Seo'nun üşümemesi için kilidi açarak içeri girdim. Sadece alırken görmüştüm eşyalar yerleştiğinde nasıl olduğunu görmemiştim ama gerçekten oldukça hoş döşenmişti.

Kolum Min-Seo'yu tutmaktan yorulduğu için odama doğru ilerledim. Beşiğine dikkatlice yerleştirince çantamdan kamerayı alarak yerleştirdim ve diğerini de yanıma alarak odadan çıktım. O sırada eve giren Jungkook'a yardım etmek için yanına gittim. Kendi valizimi ve Min-Seo'nun valizini alacağım sırada bileğimi tuttu ve bir saniye bile olmadan geri bıraktı. "Ben hallederim"dediğinde bir şey demeden geri çekildim.

Artık karnım acıkmıştı bu yüzden mutfağa gittim. Buzdolabını açınca karşılaştığım görüntü ile içimden sevinç çığlıkları attım. Her rafının tıka basa dolu olmasını geçerek bir kapağı kaplayan çikolatalı sütlere aşk ile baktım. Bunu yapmalarını zaten ben rica etmiştim ama birden görünce gerçekten sevinmiştim.

✒.

Artık geç olduğu için yatmam gerekiyordu gerçekten çok yorulmuştum. Odama doğru giderken gözüm Jungkook'un odasına kaydı. Bir saat önce girmişti ve muhtemelen o da uyuyordu. Aynı evde yaşıyor olacağımızın hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim. Her ne kadar aynı çatı altında olsakta birbirimizden oldukça uzaktık. Dudaklarımı üzgünlükle kıvrdîm ve odama girdim. Hala uyuyan Min-Seo'ya bakıp gülümsedim. O da yorulmuştu bugün. Pijamalarımı giyerek yatağıma yattım. Umarım ki kesintisiz bir uyku çekebilirdim.

Ama öyle olmamıştı. Min-Seo'nun gece mırıldanması ile uyanmıştım. Kafasını hızla bir sağa bir sola çeviriyordu. Kabus mu görüyordu? Ne ara yataktan çıktığımı bilmeyerek yanına gittim. Kucağıma alacağım sırada elimin alnına temas etmesiyle ateşi olduğunu anladım. Hemde çok fazla ateşi vardı. Hemen ışığı yakarak ateş ölçeri çantamın içinden çıkarttım. Alnına doğru gösterdiğim aletin ekranında kısa süre sonra yazan 39.3 rakamıyla hemen Jungkook'un odasına gitmek için odadan çıktım. Hastaneye götürmemiz gerekiyordu.

Şuan kapıyı çalıp çalmamak umrumda değildi o yüzden direkt odaya daldım. Kapının birden açılması ile şaşkına dönen Jungkook'a hızla açıklama yapmaya çalıştım.
"Min-Seo'nun....Çok fazla...Ateşi var..Hastane"dedim. Nefes nefese kalmıştım ve gerçekten çok korkuyordum. Jungkook yataktan fırladığı an endişeyle benim odama girdi. "Sen üstünü giyin hemen bende giyinip arabayı çalıştıracağım arabaya gelin"dediğinde onu onaylayarak hemen dolabımdan bir pantolon ile gömlek çıkartıp hızla üstümü değiştirdim. Min-Seo'ya da bir şort giydirdim ve uzun kollu tişörtü yerine sıfır kollu bir şey giydirerek kucağıma alıp ilk önce odadan sonra ise evden hızla çıktım.

✒.

Hastahaneye geldiğimizde Min-Seo'yu direkt doktor odasına alarak bize beklememizi söylemişlerdi. Ona bir şey olmasından deli gibi korkuyordum. Ne ara gözümden yaş gelmişti bilmiyordum ama devamı da hızla geldi. O masum ve acizdi. Kendisini ifade bile edemiyorken bu kadar yüksek bir ateşe yakalanması beni mahvetmişti.

Kafeteryadan kendimize gelmek adına bir şeyler alan Jungkook beni ağlayarak görünce elindekileri kenera bırakarak yanıma geldi.
"Geçecek sakin ol Ji Sung"desede ağlamamı durduramıyordum. İki kişi konusunda çok hassastım. Jungkook ve Min-Seo. Onlara en ufak bir şey olsa kendimi tutamıyordum.

Jungkook omuzlarımdan tutarak beni kendine çekti ve sarıldı. Zaten saçma bir modda olan ruh halim tekrar değişiklik göstermişti. Minik bedenim onun kollarının altında kaybolurken sakinleşmeye başlamıştım. "O iyi olacak"dedi ve saçıma bir öpücük kondurdu. Şuan şurda bayılabilirdim.

Hem bana sarılmıştı hemde saçıma öpücük bırakmıştı! Jeon Jungkook umutlanmak istemiyordum ama hareketlerin bana umutlanmam için tohum veriyor.

Selamm

Günün ikinci bölümünü attım hadi bakalım..

Tüm gün evde yattığım için bende bölüm yazayım dedim.

Geçiş bölümüydü yani olması gereken bir bölümdü kısalığına bakmayın lütfen.

Ha şey söyleyeceğim. Biraz araştırma yaptım soyadları hakkında ve şöyle ki;
-Jeon Jungkook
-Lee Ji Sung
-Jeon Min-Seo
Durum böyle. Evlenince kadın, erkeğin soyadını almıyor ama çocukları erkeğin soyadına mensup kalıyor.

Yorum sayımız azalıyor 😭 Yapmayınn.

Neysee ben artık gidiyorumm. Sizi seviyorumm. Öpüyorumm💜muah muah

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin