bölüm 7

79 6 1
                                    


Rob stüdyoya gitmek için sabırsızlanıyordu, çünkü söylemesi gereken önemli bir şey vardı. Rob ve İrina çıkıyorlardı, Rob bu gelişmeyi 3 ay boyunca saklamıştı. Hemen söylememeliydi, çünkü en son Brad Elisa'yla nişanlandığını söylediğinde stüdyoda kahvaltı yapıyorlardı ve kaosa yol açmıştı; Mike kahve içerken yakalanmıştı ve içtiği kahveyi korkunç bir tazyikle geri püskürtmüştü, Dave kahve içerken boğuluyordu, Joe ve Rob mısır gevreği yerken Joe'nun burnundan süt fışkırmıştı, Rob mısır gevreklerinden bir kaçını soluk borusuna kaçırmıştı, Chester dolabın kapağını açarken Mike'ın kahveyi püskürtmesinden dolayı kafasını dolabın kapağına geçirmişti. Evet, tam anlamıyla bir kaostu. Bu yüzden 3 ay boyunca beklemeyi tercih etti, ve bugün büyük gündü. Stüdyonun kapısından girdi, mutfağa yöneldi. Her zaman ki gibi herkes kahvaltı yapıyordu. Belki de kahvaltıdan sonra söylemeliyim, diye düşündü Rob. Sonra daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı "Umm, şey, ahh, ben biriyle çıkıyorum," diye başladı. Herkes Rob'a dönüp meraklı bir şekilde bakmaya başladı. Tam kimse boğulmadı derken Brad öksürmeye başladı, Mike bir daha kahveyi püskürtmemek için ağzındaki kahveyi yavaşça bardağa geri akıttı. Mike ve Brad dışında kimseye bir şey olmamıştı. Şimdilik. Konuşmaya devam etti "Aslında daha yeni olmadı, 3 ay önce çıkmaya başladık. Size neden söylemediğimi bilmiyorum. Galiba en son Brad size nişanlandığını söylediğinde kaosa yol açtığı için. Her neyse, sevgilimin adı İrina. Kazayla tanıştık. Çok değişik bir kazaydı." dedi ve nasıl İrina'yla tanıştığını anlattı. Mucizevi bir şekilde kimse boğulmamıştı. Rob'un sözleri bittikten sonra Mike ayağa kalktı ve " Evet, gerçekten çok ilginç. Size mutluluklar dilerim, fakat artık çalışmamız lazım. Rob umarım dikkatin dağılmaz." dedi. Rob hayır anlamında başını salladı "dikkatimin kolay dağılacağını sanmıyorum." dedi. Grup mutfaktan ayrılırken Brad Rob'un omzuna hafifçe vurdu ve gülümsedi "Aferin dostum, seni tebrik ederim." dedi. Rob gülümsedi ve birlikte içeri gittiler.

Rob'un beli ağrımaya başlamıştı. Kaç saattir çalışıyordu? 3 saat? Hayır 3 saat olamazdı, belki de 6 saat olmuştu. Ağrıya rağmen çalmaya devam etti. Sol ayağı kendi kendine pedala vuruyordu, elleri otomatik olarak çalıyordu. Fizik tedavide belinin ağrımasını parçaların sertliğine bağlıyorlardı. Ha evet bu arada, Rob fizik tedaviye başlamıştı ve ağrıları giderek azalıyordu. Şarkı bitti, Mike herkese teşekkür etti ve grup eşyalarını toplamaya başladı. Bugün günlerden perşembeydi. Perşembeleri severdi. Eşyalarını toplayıp kapıdan çıktı. Evi stüdyoya uzak değildi, sadece 10 dakikasını alıyordu. Yolda yağmur çiselemeye başladı. Rob yağmuru da severdi. Yağmurda şemsiyesiz dolaşmak hobileri arasındaydı. Bunu bir keresinde İrina'yla yapmıştı. Hayatında hiç bu kadar eğlendiğini hatırlamıyordu. O gün ilk kez İrina'yla öpüşmüştü, ki bu yaklaşık 3 dakika sürmüştü. Evet, 3 dakika boyunca, yağmur altında öpüşmek. Bir sonraki gün ikisi de hasta olmuştu ama buna değdiğini düşünüyordu Rob. Bunları düşünürken eve vardığını fark etmemişti. Kapıyı tıklattı ve kapı açıldı. İrina Rob'a sarıldı ve ağlamaya başladı. Yine bir sorun vardı. Rob İrina'ya sıkıca sarıldı ve içeri girdiler. Rob üstündeki montu çıkardı ve birlikte koltuğa oturdular. "Hey, sorun nedir? Bu sefer kim öldü? " diye sordu Rob. 3 ay içerisinde ikisi de ölümlere alışmıştı. Ölmeyen kalmamıştı; Rob'un annesi ve babası, İrina'nın halası ölmüştü. Bu sefer iş ciddi olmalıydı. "Bu... Bu sefer..... Bu sefer kardeşim." dedi İrina. Rob İrina'nın başını göğsüne bastırdı. İrina kendini toparlamaya çalışırken hıçkıra hıçkıra anlatmaya başladı. " A..az ö..ön..c..ce a..ara..d..dı v..ve..." cümlenin sonunu getiremedi. Şimdi daha fazla ağlıyordu. "Bak ne diyeceğim. Kendini toparladığında anlat, olur mu?" dedi Rob. İrina başını salladı ve yüzünü Rob'un göğsüne gömdü. Rob ona sarıldı ve öyle kaldılar. Yaklaşık on dakika sonra İrina uyuyakalmıştı. Bu sefer, Rob onu yatak odasına taşımadı ve göğsünde İrina'yla birlikte uzandı. Kesinlikle Tanrı ondan nefret ediyordu. Şimdi ise sadece kendisiyle değil, İrina'nın çevresinden de nefret ediyordu. Belki de Rob lanetliydi? Bunu oturup düşünmesi gerekiyordu ama düşünmekte istemiyordu. Birden aklına aşık olduğu ilk kız geldi. Ona duygularını açıkladığı günün akşamı ailesi araba kazası geçirmişti. Bir keresinde de lisedeki en yakın arkadaşının annesi Rob'la tanıştıktan sonraki gün kanser tedavisine başlamıştı. Tanrı'nın Rob'la sorunu neydi? Neden onu ve çevresini rahat bırakmıyordu? Bir gün bu konuyu düşünmesi gerekiyordu. İrina kıpırdamaya başladı ve gözlerini açtı. Rob İrina'nın ağladığında bile çok güzel olduğunu düşünüyordu ama şimdi bunu söylerse muhtemelen İrina onu evden atardı. İrina Rob'un boynuna doğru tırmandı Rob'a daha sıkı sarıldı. Rob'ta İrina'ya sarıldı ve dudaklarını köprücük kemiğine koydu ve yavaş yavaş öpmeye başladı. İrina gülümsedi -yazık ki Rob bunu göremedi- ve parmaklarını Rob'un saçlarında gezdirmeye başladı. Rob yukarıya doğru çıkıp boynunu öpmeye başladı ve yavaşça yana doğru döndü, buna bağlı olarak İrina da yana döndü. Rob yavaşça yukarıya çıktı ve İrina'nın yanağını öptü. Sonra göz teması kuracak kadar geri çekildi. "Galiba artık anlatabilirim." dedi İrina. Rob başını salladı ve dinlemeye başladı. "Kardeşim aradı ve.... Kanser olduğunu söyledi. Doktorlar en fazla 3 ayı olduğunu söyledi. Ne yapacağımı bilmiyorum Rob. Bana yardım et, lütfen. " dedi İrina. Rob söyleyecek bir şey bulamıyordu. "İrina, gerçekten çok üzgünüm. Söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. Belki de sadece beklemeliyiz." dedi. İrina başını salladı ve yavaşça -acı verici bir yavaşlıkta- Rob'a yaklaşmaya başladı. İrina Rob'un sıcak nefesini hissedebiliyordu. Yavaşça dudaklarını Rob'unkilere değdirdi. Rob onu daha sert öpmeye başladı. Rob İrina'yı her öptüğünde tüm sorunları yok oluyormuş gibi hissediyordu. İrina hafifçe inledi ve Rob elini İrina'nın tişörtünün altına soktu. İrina'nın bedeni sıcacıktı, Rob'un elleri buz gibiydi ve ısınmaya başladılar. Rob geriye çekildi ve "Yatağa gitmeliyiz." dedi. İrina gülmeye başladı. "Hayır, hahahah o anlamda değil, geç oldu. Uyumalıyız." dedi Rob ve gülmeye başladı. Koltuktan kalktılar ve yatak odasına gittiler.

LIVING THINGSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin