Medya:Lemonade mouth:Breaktrough
Adrien Agreste:
Hepimiz yemeklerimizi bitirmiştik. Hava kararmaya başlamıştı. Sofrayı hep beraber topladıktan sonra bahçeye çıktık. Ben ve Marinette hamakta uzanıp sallanırken Alya'yla Nino da yere çarşaf serip uzanmışlardı. Alya Nino'nun göğsünde uyuya kalmıştı. Marinette'in de gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.
Bu yarı- hatta %98 uykulu haliyle bile çok şirin gözüküyordu. Onun bu doğal güzelliğine ve saflığını sevmiştim ben. Onun o temiz gülüşüne, sevimli deliliğine, vurdumduymazlığına, onun beni sevişine aşık olmuştum ben. O temiz kalbiyle bu iğrençliklerle dolu dünyada yaşamayı haketmiyordu. Kimse haketmiyordu. Ama bu bizim sınavımızdı di mi? Böyle yaşanması gerekiyordu. Ve bende Marinette'i severek ve zorlukların üstesinden gelerek yaşayacaktım. Hayatımı ona adayıcaktım. Buna yemin etmiştim. Yeminimi tutucaktım. Tutmak zorundayım. Eğer sözümü tutamazsam........ Kendimi asla affetmem.
____________________________________
Sabah uyandığımda sırtımın ağrıdığını farkettim. İç sesim e tabi bütün gece hamakta yattın. Üstüne bide kızın beli tutulmasın diye kendini siper ettin. Tabi ağrır belin! Diyodu her zamanki gıcıklığıyla.
Etrafıma baktığımda kimse yoktu. Hızlıca Plagg'e bakındım. Ah tabi yaa! Biz yokken Paris'te akumalanma olur diye mucizeleri Usta Fu'ya bırakmıştık. O yüzden bikaç gün bem Plaggsiz, Marinette de Tikkisiz kalmıştı. Hemen ayağa kalktım ve mutfağa ilerlemeye başladım. Mutfakta kimse yoktu. Hemen odamıza gittim. Oda da Marinette mışıl mışıl uyuyordu. Marinette'in uyandıktan sonra bi daha uyuyamayacağını iyi bildiğimden bu işte bi terslik olduğunu anladım. Bi koşu utanmaz utanmaz Ninolar'ın odasını bastım. İkiside uyurken uyandırmıştım.
-Hoop noluyo lan !
-Suprise !
-Suprise mı ?
-Aynen kankacım suprise. Sen uyur uyumaz odalarımıza çıktık. Biraz bel ağrısından zarar gelmez. Di mi?
-Ben şimdi sizi.... O mavi cadı da bu işin içinde di mi?
-Hepimiz organizeyiz*piç smile*
-O uyansın ben gösteririm ona şakayı.
-Ohhh bize gelince odayı basıyosun, uykumuzu bölüyosun ama!
-Mavi Cadı'mı kıskanmayın. Banane sizden?!
-Öyle mi Adrien?! Ben Marinette' i uyandırmaya gidiyorum. Benimle misin Nino ?!
-SONUNA KADAR!
-Onlar bi koşu odadan çıktıklarında peşlerinden gittim. Nino'yu yakaladım ama Alya çoktan Marinette'in odasına gitmişti.
-AYI VAARR !! (Al)
Diye bağırdı Alya. Marinette sıçrayınca, Alya googledeki o dinazor oyununun sonunu görmüş edasıyla gülüyordu.
-NE NE AYISI? KUTUP AYISI MI BOZ MU? ALYA NERDEE!? (M)
-Senin sevgilin canım. O koca bi ayı. (Al)
-Bunun için mi beni güzel uykumdan ayırdın? Ne güzel evleniyodum ben yaa!! (M)
-Kimle!!!?? (A)
-Senle aşkım senle. Başkasıyla evlenir miyim ben hiç. Oyy yerim seni. Dedi ve yanağımdan öptü.
-Gönlümü böyle alamazsın bi kere. Seni kaçırıyorum! Dedim ve Marinette'i kucağıma aldım.
-Ya Adrien bırak beni düşücez bak ben ağırımdır!
-Sana olan aşkım daha ağır ama.
-Yaa Adrienn....
Yaklaştı. Yaklaştım. Ve bom!
-Hey çifte kumrular KAHVALTIII!!!
-Alya Allah belanı vermeye emi!
-Vermesin vermesin. Neyse hadi indir kızı kucağından da kahvaltı hazırlayalım.
-Öffff...
🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤 🖤
Ay çok tatliş bi bölüm oldu yaa. Sizi baya beklettim biliyorum ama wattpad e pek vakit ayıramıyorum. Sizi seviyorum! ❤️ Vote atmayı unutmayın!
