O sabah, gözlerimi aralarken uyanmayı beklediğim yer o iki katlı hoş evin damıydı. Güneşin göz kapaklarımdan içeri sızıp beni küçük bir rahatsızlıkla uykudan alıkoyacağını ya da hafif bir rüzgârın içimi titretip beni rüyamdan gerçekliğe döndüreceğini hayal etmiştim. Ne var ki, ne bir güneş vardı uyandığım yerde ne de bir meltem.
Uyandığımda bir odadaydım. İki kişilik büyük bir yatakta kendi başıma uyanmıştım. Etraf kapalı perdelerden içeriye sızmaya çalışan güneş ışıkları sayesinde loş bir şekilde aydınlıktı. Kafamdaki düşünceler haricinde etrafta hiçbir ses duyulmuyordu. Timothee'den geriye yalnızca parfümünün kokusu kalmıştı.
Çarşafları üzerimden ittim ve çıplak ayaklarımla ahşap zemine basarak ayağa kalktım. Üzerimde hiçbir şey olmadığını fark edip, köşedeki koltukta duran bir kazağı üzerime geçirdim. Perdeleri araladım ve mahallenin bir ay ışığı ve sokak lambaları ile aydınlattığı manzarası yerine göz kamaştırıcı güneşle harmanlanmış görüntüsüne uzun uzun baktım.
Timothee yoktu. Belime sarılan eller yoktu. Kulağıma fısıldanan beklenmedik, yanak kızartıcı sözcükler yoktu. Onun olmamı istemiş, onun olmuştum. Benim olacağını söylemişti ve sözünde durmuştu. Küçük başucu çekmecesinin üzerinde duran not da bunu doğruluyordu:
Vienna,
Dünyanın en güzel günleri için teşekkürler. Evde istediğin kadar kalabilirsin,
Timothee.
Ne notu tutan, titreyen ellerimin ne de yaşlarla dolan gözlerimin yapabilecekleri bir şey kalmıştı artık. Gitmişti ve elimde bir telefon numarası bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
after midnight // Chalamet
FanficOnunla yollarımızın bir hiç uğruna kesişmediğini biliyordum; beni ona bağlı tutan da tam olarak buydu. •inspired by before trilogy and billy joel•