Neville'in Ağızından
Kapımın tıklatılması ile uyandığımda yatağımda doğruldum ve pencereden dışarıya baktım. Yem yeşil orman ve sağanak yağış bana nerede olduğumu hatırlatmıştı. Kapım tekrar tıklatılınca yatağımdan kalktım ve kapıya ilerleyip yavaşça açtım. Luna bana gülümseyerek bakıyordu. "Günaydın Neville." dediğinde bende ona gülümsedim. "Günaydın Luna. Saat kaç?" dediğimde Luna gülmüştü. "Yedi buçuk ve yarım saat sonra kahvaltı var. Yani hemen üzerini değiştir sevgilim." deyip saçlarımı karıştırdıktan sonra kendi odasına geçmişti. Arkasından gülümsemiş ve kendi odama girip hemen üzerimi değiştirmiştim. Asamı komodinin üzerinden alıp çantamı omuzuma astıktan sonra odadan çıktım ve beni bekleyen Luna ile aşağıya inmeye başladım.
Okulun giriş katına geldiğimizde ikimizde şaşkınca etrafa bakıyorduk çünkü ikimizde kahvaltı yapılan yerin nerede olduğunu bilmiyorduk. Ben tam birini durdurup soracakken birinin "Hey! Hey siz!" diye bağırmasıyla sese doğru döndüm ve dün bizi okula getiren çocukları gördüm. Çocuklar yanımıza geldiklerinde Luna onlara gülümseyip "Günaydın Bay West ve Bay Colin." demişti. Sarı saçlı olanı, sanırım Bay Colin olandı, Luna'ya gülümseyip "Günaydın Bayan Lovegood. Bu arada adım Benjamin. Arkadaşım ise Eric." demişti. Luna ise onlara biraz daha gülümseyip "Tanıştığıma sevindim." deyip bana dönmüştü. "Bu çocuklar çok tatlı Neville." dediğinde gülümsedim. "Sen daha tatlısın Luna." dediğimde beyaz yanakları anında kızarmıştı.
Benjamin denen çocuk "Siz sevgili misiniz? Hadi be." dediğinde Eric olan ona bakarak gülüp "Sana söylemiştim dostum." dediğinde Luna'da gülmeye başlamıştı. Benjamin oflayarak giderken Eric bize dönüp gülümsemişti. "Profesör Leanester sizi bulup kahvaltı salonuna getirmemi istedi. Lütfen beni takip edin." dediğinde Luna'nın elini tuttum ve Eric'i takip etmeye başladım. Koridorun başından sonuna kadar yürüdükten sonra yüksek bir kapıdan geçtik ve diğer öğrencilerin kahvaltı yaptığı yere varmış olduk. Salon bizim Büyük Salon'dan küçüktü ve bizdeki gibi dört uzun masa yerine iki uzun masa vardı. Eric'i takip ederek masaların arasından geçerken bütün öğrencilerin bakışları bizim üzerimizdeydi.
Sonunda Profesör Leanester'ın da bulunduğu profesörlerin masasına vardığımızda müdire Eric'e gülümseyip "Teşekkürler Bay West, kahvaltınıza devam edebilirsiniz." demişti. Eric bize ve müdiresine başıyla selam verip yanımızdan ayrıldığında şimdi profesörler bizi ilgiyle süzüyordu. Profesör Leanester yerinden kalkıp yanımıza geldiğinde bize içtenlikle gülümsüyordu. "Günaydın Bay Longbottom ve Bayan Lovegood. Umarım geceniz iyi geçmiştir." dediğinde Luna "Çok iyiydi Profesör Leanester, teşekkürler. Bu arada lütfen isimlerimizle hitap edin." dediğinde müdire "Nasıl istersen Luna." demişti. İkimize birden dönüp "Hadi sizi tanıtalım." demiş ve kürsüye çıkmıştı. Bize de yanına gelmemizi işaret ettiğinde dediğini yaptık ve müdire konuşmaya başladı.
"Castelobruxo öğrencileri, lütfen beni dinleyin. Dün aramıza Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndan iki yeni büyücü öğrenci katıldı." dedi ve ilk önce Luna'yı gösterdi. "Luna Lovegood ve..." dedikten sonra beni gösterdi. "Neville Longbottom." dediğinde Luna ve ben öğrencilere bir baş selamı verdik. Müdire ise konuşmasına devam etti. "Bu iki genç öğrenci artık bizden sayılırlar ve burada eğitim görecekler. Sizlerden yeni öğrencilerime istedikleri her konuda yardımcı olmanızı ve nazik davranmanızı istiyorum. Dinlediğiniz için teşekkürler." dedikten sonra üçümüzde kürsüden inmiştik. Müdire bize gülümseyerek bakıp yanındaki iki boş sandalyeyi gösterdi. "Öğrencilerin yanında size yer ayarlanana kadar lütfen bana eşlik edin." dediğinde ikimizde dediğini yapıp masada yanına geçmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hansy Hikayesi
Fanficİki İnsan Tek Kader Birisi cesur ve savaşçı bir Gryffindor, diğeri ise zeki ve hırslı bir Slytherin. Bu iki farklı insanın hiç beklemedikleri bir anda kaderleri birleşirse ne olur? Savaş? Ölüm? *Hikayem altıncı sınıftan başlayacak ve kitap ve filmd...