*jungkook*
Jimin'in resimlerine bakarken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım, jimin'le zaman çok erken geçiyordu. Kapının çalmasıyla dalgınlığımı üstümden atıp kapıyı açmaya gittim, büyük ihtimalle taehyung'du, kapıyı açtığımda yerde birşey olduğunu gördüm, b-u bir böc-ekti, bir anda kendimi kapıda taehyung sandığım kişinin üstüne attım "bö-c-ekk" diyerek kıvrıldığımda, burnuma solumaktan asla bıkmayacağım koku gelmişti, eve gelen kişi taehyung değil jimin'di. Kafamı hafifçe göğsünden kaldırım utanarak ona baktım, o ise bana tatlı tatlı gülüyordu. Aniden kendimi üstünden çekerek bir adım geri gittim "özür dilerim, ben biraz korkuyorum da" diyerek başımı yere eğdim. "sorun değil canım" diyerek eve girdi. HAYIR GİRME JİMİN.
"JİMİN" diyerek bağırdım sanki dünyanın sonunu görmüş gibi "oh jungkook ne oldu? Ahh! Biliyorum beni çok özledin". Gülerek adımlarının sesi gelince "hayır" dedim bir anda, jungkook sen ne dedin ayy mal ben sıçtın içine durumun
"e-fendim" adımlarının bana doğru geldiğini duyduğumda çoktan önüme gelmişti. Onu duvara yapıştırıp "şakaydı" diyerek güldüm. Tek kaşını kaldırıp bana baktı. Mükemmel biriydi. Dudaklarımız yaklaştığı an karnımdan çok güçlü bir gürüldeme geldi, sanırım bugün benim rezil olma günümdü "bizim bebeğimiz acıkmış mı!" diyerek kahkaha attı "Ben bebek değilim" üstelerken o da üsteledi.
"bebeksin"
"değilim"
"üzgünüm öylesin"
"değilim dedim"
"öy-le-sin" hahah birde heceleyerek söylüyor.
"bak jimincim değilim" Beni sınıyordu bence.
"jungkookcum öylesin" evet bu sondu. Pantolonumu ve baksor'ımı (doğru yazdım mı bilmiyorum üzgünüm) aşağı doğru ittim. Jimin'in gözleri aşağı tarafıma inerken benimki de aynı şekildeydi, ama kendimin değil jimin'inkine "sanırım pantolonunun içine odun girmiş" diyerek sırıttım.
"j-uun-kook dün bu kadar b-üyük değ-ild-i" ne kadar da masum gözlerini ayırmadan konuşuyordu birde eğilerek gözlerine baktım "dünde böyledi bebeğim" "Ben bebek değilim kook" "Hahaha bebeksin bebeğim" tek kaşını kaldırıp bana baktı, ben onun önünde eğilmiştim, o ise kemerini açıyordu, sonra fermuarını açtı ve sonra oda indirdi ciddi olmam lazımdı ama bu çok küçüktü sesli şekilde kahkaha atarken eliyle koluma vurdu "ya gülmesene" diyerek sızlanırken tam altını çekiyordu ki ona engel oldum "biraz gelsene bana doğru jimin" diyerek göz kırptım.*jin*
Spordan çıkmış duşumu almak için lavaboya giderken, arkamdan gelen sesle arkamı döndüm bu eski sevgilim (rap moster'di falan zlsöLsmzkdm) hwa'ydı. Gözlerimi devirerek önüme bakıp yürümeye devam ettim
"Jin benden kaçamazsın" cevap vermeyip ilerlerken kolumu tuttu "Benden kaçamazsın Jin dedim sana" kolumu ondan çekerek "senden öyle bir kaçarım ki aklın bile almaz" "Jin ben seni seviyorum" "ama ben senden nefret ediyorum" yürümeye devam ettim. " bana geri geleceksin, benim öptüğüm gibi, benim sardığım gibi, benim ellediğim gibi birini asla bulamayacaksın Jin" gülerek ona döndüm " emin ol onu buldum".*jimin*
Şu an kook'un odasında, beni duvara yapıştırmış, kaslarımı öperken yavaş yavaş inlemeye başladım. Kaskatı kesilmişti erkekliğim.
"kook yatağa geç lütfen" kook gülerek yatağa ilerledi, hızla üstüne geçmeye ilerlediğini sırada zil çalmıştı, kesin taehyung gelmişti.
"şansımı sikim" diyerek sızlandığımda hızla kook'un tuvalet'ine girmiştim, halıya boşalacak halim yok ya kendimi yavaşça sakinleştirirken taehyung sesini duyuyordum.
" böldüm müü?" sesi telaşlı bir o kadar üzgün geliyordu.
"evet taehyung jin'i arasana senn" aydınlanmış bir şekilde söylerken taehyung jin'i aramıştı ve jinde buraya geliyordu. Jungkook odaya girdiğinde tuvaletten çıktım. Yatağa uzanmıştı, bende yanına gelerek uzandım, ben hala kendimi zor tutuyordum ki oda öyle yaklaşık 5 dk sonra zil çaldı, terasa geçtiklerini duyduğumuz an jungkook elini erkekliğime attı.
"ko-ok ya-pma zo-r duru-yorum" Daha çok dayanamayacaktım. Hızla kook'un üstüne geçtim.*taehyung*
Jin'le birlikte terasta kahve içiyorduk. Aynı zamanda gülüyor ve çok akıcı şekilde konuşuyorduk.
"ya işte küçükken tavana işemişim" jin küçüklük anılarından bahsediyor ben ise yarılıyorum.
"ahh!"
"taehyung iyi misiiinn?" Jin hızla sandalyesinden kalkarak yanıma geldi "iyiyim sadece sandalyeden düştüm"
"taehyung s-andalye kırıldı farkındasın dimi?" gülerek onu kendime çektim iki kolu kafamın yanlarında yüzü yüzümde, bu bir nevi güneşle ayın buluşması gibi birşey... Dikleşip onu öptüm, tam beni öpecekti ki Jimin'in "ah kook daha hızlı" sesiyle ikimizde şaşırarak o tarafa doğru baktık.
"bunlar baya hızlılar sanırım"
"baya" sonra kalkıp sohbete devam ettik yaklaşık 30 dk sonra jimin ve jungkook da bize katıldılar. Jimin'in dudakları mosmor ve kanıyor, jungkook'un çene kemiği emilmekten morarmış ve full diş izi...
" çocuklar sakin olun deprem oluyor sandım meğersem sizmişsiniz" hepimiz gülerek jin'e baktığımız sırada jungkook nefes nefese "jimin rahat durmuyor ki" diyiverdi.
"Ben mi"
"evet sen"
"asıl sen bebek"
"jimin"
"kook canım çok yandı bu sefer"
"tabi yanar lan size ev sallandı diyorum benim canım yandı"
"Jin hahaha sus lütfen güldürme" Ben resmen yalvarıyordum, gülmekten çenem çok ağrımıştı.
"hayatım daha güzel oldu" jungkook'un dediğiyle ortam ciddileşti ve herkes bakışlarını o tarafa çevirirken jungkook jimin'e bakıyordu "çünkü artık içinde sen varsın"...Çok diyecek birşeyim yok aslında, bu son çıkan jimin'e olan nefret çok canımı sıkıyor. Umarım herşey hemen hal olur Jimin'in üzülmesini istemiyorum... Ve sizi seviyorum jikook ile kalın ❤️🌛

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Olucaksın - JİKOOK +18
Fantasy"Gidebilir miyim?" "Bu gece çok iyiydin, gidebilirsin" +18