Aynanın karşısında kararsızlıktan ölmeme birkaç dakika kalmıştı ki kapımı çalan babamla acele bir karar verip hemen aşağı indim.Kahvaltı sofrasını görünce ne kadar acıktığımı fark ettim ve nefes bile almadan tabağımdakilere yöneldim.Hızlıca tabağımı bitirdikten sonra babama bir öpücükj yolladım ve arabamın anahtarlarını alıp evden çıktım.
Yol boyunca düşündüm.İnsanlar doğduktan sonra yaşadıkları hayatı kendileri seçebilseydi nasıl olurdu diye.Sahi nasıl olurdu?Mesela Yağız konuşabilseydi nasıl olurdu?Kadifemsi sesiyle kulaklarımı şenlendirebilse nasıl olurdu?Ona kapılmamıştım ya da aşık olmamıştım.Onu sevmiştim sadece bir arkadaş olarak veya bir insan olarak sevmiştim.Sanki hayattaki bütün güzellikler onu bulmalıymış gibi hissetmiştim hepsi bu.Onu ilk gördüğümde sadece sevgilisi olmamasını temenni etmiştim.Sonra fark ettim ki insanlara bakınca hayatlarını çözümleyemeyiz.Onu ilk gördüğümde onun için tek bir dilek hakkım olsa kesinlikle sevgilim olması için kullanırdım mesela ama şimdi tek bir dileğim olsa onun hayatındaki engelleri kaldırmak isterdim.İnsanlar ne kadar kolay çözümlüyoruz kafamızda ya da ne kadar çabuk yargılıyoruz.Kız kardeşiyle konuşurken sırf yakışıklı ve çekici olduğu için onun boşta kalmayacağını düşünüp sevgilisi olduğu kanısına varmıştım mesela.Aslında sevgilisi değildi ama ben onu kendi kafamdaki mahkemede yargılayarak hakkında bir sonuca varmış ve ona hiç sormadan onun hakkımda kararımı vermiştim.Kafamdaki düşünceleri yok edip binanın otoparkına giriş yaptım.
Dün gece telefonuma gelen mesaj sonucu Yağız ile bir anlaşma daha yapacağımız kanaatine varmıştım.Bir toplantı ayarladığını yazmıştı.Ben de görüşmek için gelmişti.Tek anlaşma bu değildi son toparlamalar sonucu defileden üç kişiyle daha sadece prensiplerimizi konuşmak ve anlaşma yapmak kalmıştı.Aslında bunun sayısı daha fazlaydı ama ben içime sinmeyen modellerle piyasaya çıkmak istemediğime karar verip içinden en etkili markaları seçip sayıyı üçe düşürmüştüm.Yani bugün yapılan toplantı olumlu geçerse tam dört defile için takı tasarlamam gerekiyordu.Asansörü çağırıp beklemeye başladım.Gelen asansöre bindim ve beşinci kata bastım.
Yağız,Yağız'in çevirmeni,şirketin altı elemanı ve ben masa etrafında toplanmış onların yeni koleksiyonun parçalarını inceliyorduk.Düşündükleri renkler kullandıkları kumaş çeşitleri derken yaklaşık iki saattir masadaydık.Bütün ayrıntıları konuştuktan sonra Yağız'ın hemen yanında oturan adam konuşmaya başladı."Evet Süreyya Hanım çoğu konuda anlaştık sanırsam.Geriye kaldı son bir konu.Bizimle yaptığınız anlaşmadan yüklü bir miktarda para alacaksınız.Biz de bunun karşılığında anlaşma yaptığınız tek firma olmak istiyoruz.Yani bizimle anlaşırsanız anlaşma süremiz bitene kadar başka hiçbir firmayla çalışamazsınız."
"Ne demek bu?Böyle bir şeyden bahsetmemiştiniz Yağız Bey."dedim soru soran gözlerle Yağız'a bakarak.Yanındaki adam boğazını temizledi ve son sözlerini söyledi. "Bu tamamen Yağız Bey'in kararı rakip firmalarda benzer ürünleri görmek istemiyor Süreyya Hanım.Kararınızı iki gün içinde bildirirsiniz." dedi.Hemen ardından Yağız elini uzattı.Elini nezaketen sıkıp bir karar vermek için evin yolunu tuttum.