"Bir sütlü filtre kahve alabilir miyim?" dedikten sonra garsona hafifçe gülümsedim."Tabiki de efendim." dedikten sonra kahvemi getirmek için ayrılan garsonun ardından çantamdan çizim defterimi çıkardım ve vermem gereken kararları ardımda bırakarak biraz çalışmaya karar verdim.Dünden beri hiç uyuyamamıştım kendimi bir yere bağlamak aklımda olmayan bir şeydi.Ben kendi yerimi kurup oradan parça parça bir çok yerle çalışmayı planlamıştım.Bir yanım Yağızla çalışmak iste de bir yanım kafamdakinin bu olmadığını bana sürekli hatırlatıyordu.Ama ben stresli olduğum zamanlarda daha iyi işler çıkaran bir insan olduğum için kriz anını fırsata çevirmeye karar vermiştim.Birkaç saatlik çalışmanın sonunda da istediğim verimi alabilmiştim.Tam kalkmak için toparlanıyordum ki karşımda gördüğüm kişiyle kalktığım sandalyeme geri oturdum.Karşımda bir adet marul kafalı Yağız vardı.
"Sen yorulma diye cevabını duymaya bizzat geldim Süreyya." ekranda yazanı okuduğum anda derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. "Bak Yağız biraz kararsız kaldım açıkçası...Yani seninle daha doğrusu sizinle çalışmak çok güzeldi ama daha çok yerle anlaşmak demek daha çok yerde adımın olması demek.Kısacası daha çok tanınmak daha çabuk büyümek demek."dememle hızlıca bir şeyler yazıp bana gösterdi. "Kararını şuan ver lütfen.Bizim bir sonraki defilemize çok az kaldı.Acilen çalışmaya başlamamız lazım. O an nasıl oldu hiç anlamasam da ağzımda KABUL EDİYORUM çıktı.Kafede iki kişiydik.Aldığı cevaptan memnun olan Yağız ve şaşkınlıkla etrafa bakan ben...