1. Her Şey Değişiyor

858 39 11
                                    

Derin bir nefes aldı ve gözlerine gelen yaşları elinin tersiyle sildi. Havadaki derin karanlığı hissetmek için illa bir büyücü olmak gerekmiyordu. Mugglelar bile değişimi anlamıştı. Çevrelerinde açıklayamadıkları, gözlerine tuhaf gelen ve mucize diye adlandırdıkları olaylar bir anda ortadan kalkmıştı. Bir an için muggle olmayı diledi. Belki o zaman bu olanları sadece kötü bir şansızlık olarak adlandırabilirdi. Gözlerinin önünde ölen kişiler görmek zorunda kalmazdı. Ve belki de o zaman dha az korkardı. Bunu itiraf etmek istese bile korkuyordu. Kendi için, dostları için, ailesi için ve bir de onun için. Onu korumak zorundaydı. Ne olursa olsun bunu yapmalıydı ama şu an bir ağacın tepesinde otururken bile bunu başaramıyordu. Üzülmesi ona zarar verirdi. Ve şu anda çok üzgün, korkmuş ve kesinlikle umutsuz hissediyordu. Günün yorgunluğunu atmak için derin bir nefes aldı. Ve etrafi dinledi. Ses yoktu, burayı 10 yıldır  bilirdi ve ilk defa bu kadar sessizdi. Ayak seslerini duyduğunda eli belindeki asasına yöneldi. Burada güvende olduğunu biliyordu. Hogwarts her zaman kendini güvende hissettiği bir yerdi. Ama istemsizdi bu hareket. Gelen kişiyi gördüğünde elini belinden çekti. Onu görünce adımlarını hızlandırmıştı adam. Ağaca geldiğinde gülümsedi.  Burada olduğunu elbette biliyordu. Burası onun gizli saklanma yeri olmuştu bir süredir. Gününün çoğunu burada geçirdiği düşünülürse bir yerde kafa dinlemesi gerekiyordu.

"Yanına gelmem gerek ama biliyorsun ben çıkamam sen iner misin?"

Dedi adam gülümseyerek. Elbette çıkabilir dedi kız içinden. Bunu yaptığını defalarca görmüştü. Ama kendide biliyordu ki aşağıda olması daha iyiydi. Daha güvenliydi. Ayağını aşağıdaki dala kaydırırken adam ellerini açtı. Sanki düşse her an tutacak gibi hazırdı. Kız yere ulaştığında adam elini tuttu ve yanına çekti. Kibarca sordu.

"Nasıl hissediyorsun?"

Bir anda kızın gözleri doldu. Nefes alış verişi kesik kesik olmuştu ve elleri titriyordu. Adam korkuyla baktı. Kız ağzından bir hıçkırık kaçırdı ve yaşlarını daha fazla tutamadı. Ağlamaya başladığında adam telaşla baktı.

"Ne olur böyle yapma. Bana anlat lütfen. "

Kız adamdan bir adım geriledi ve yere çöktü. Hıçkırarak ağlamaya devam etti.

"Fazla, her şey o kadar fazla ki. Artık dayanamıyorum!"

Kız bağırdığında adam korkuyla yanına çöktü. Onu 10 yıldır tanırdı ve ilk defa korkudan ve ümitsizlikten ağladığını görmüştü. O hep güçlü taraftı. Sorunları çözen ve güçlü kalmasına yardım eden taraf. Bunun tersini hayal etmemişti.

"Anlıyorum emin ol. Bu hepimiz için çok fazla. Ama geçecek tamam mı bu da..."

"Anlamıyorsun. Lanet olsun sen bir şey anlamıyorsun!"

Adam bu ses tonu karşısında irkildi ve onu saran kolunu geri çekti.

"Tatlım..."

"Her gün evden çıktığında ne hissediyorum biliyor musun? Çaresizlik. Ben seni resmen ölüme yolluyorum. Senin eve dönmen için bir gün daha sağ kalman için sadece dua ediyorum. Ve bir korkak gibi evde oturuyorum. Lanet olası bir adam yüzünden delirmek üzereyim. Hergün gidiyorsun. Her gün. Gece geç geliyorsun ve çoğu zaman gelmiyorsun bile. Tek başıma oluyorum. Tek başıma uyuyorum. Korkuyorum. Senin için, kendim için, onun için... Elimden bir şey gelmiyor. Yardım edemiyorum. Yardım etmeme izin vermiyorsunuz. Ben iyi bir cadıyım bunu biliyorsun. Bende savaşa bilirim sana yardım edebilirim ama..."

"Lils. Bunu yapamassın biliyorsun, bu haldeyken olmaz. Benim tek istediğim ikinizinde iyi olması. Sadece bu tamam mı?"

"Bencilim ben. Üzgünüm. "

Dedi ağlamaya devam ederek.

"Elbette savaşman gerekiyor. Ama anla beni. Sensiz o kadar zor ki. Evde tek olmak seninle doğru düzgün konuşmamak ve sürekli savaş hakkında konuşmak. "

"Seni yanlız bırakmaktan nefret ediyorum."

Dedi adam kendinden nefret ederek.

Kadın yaşlarını eliyle temizledi. Duygusal patlamaları o da beklemiyordu. Ama içindeki o duygu selini dışa vurmak iyi gelmişti. Adama sarıldı. Kendini ona sardı ve güvende hissetmeye çalıştı.

"Ben bir korkağım. İşe yaramıyorum."

Dedi kadın isyanla.

"Ne korkak mı? İzin versek soluğu savaşın ortasında alacaksın! Bu asla olmayacak tamam mı. Ikinize sağ ihtiyacım var. Senin beynine ihtiyacımız var. Sen Yoldaşlığın beynisin tamam mı?"

Kadın sadece yutkundu.

"Şimdilik sadece bunu yapabilirim sanırım. Planlama ve strateji."

Adamdan ayrıldı ve derin bir nefes aldı. Adam kadının kızıl saçlarından elini geçirdi. O parlak zümrüt gözlerin yaşla dolması kalbini kırıyordu. Elini nazikçe hemen önündeki tümseğe koydu.

"Lily Potter şu an sadece bu ufaklığı,"

Elini karnından kadının yanağına kaldırdı,

" ve kendini korumana ihtiyacım var tamam mı?"

Lily kafasını salladı. Şu an yapabileceği en iyi şey buydu. Her şeyin değiştiğinin ve daha yeni başladığının o da farkındaydı. Karnını olabildiğince sardı. Elinden gelen tek şey onu korumaktı. Sonuna kadar.

................

Yazarın notu:

Bir hikayede daha birlikteyiz. Bu hikayenin Harry Potter evreninden farklı bir seyirde ilerleyeceğini söylemek durumundayım. Karakter,  mekan ve olay farklılıkları umarım ilginizi daha da arttırır.
İlk bölümü kısa bir kesit şeklinde vermek istedim.
Keyifli okumalar.

Harry Potter- Yeni Bir Başlangıç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin