Cherry Blossom Kingdom

242 30 82
                                    

Medya kitabımızın şimdilik kapağı

"Prensesim ordan aşşağı inermisiniz?" Saray hanımı Kim bana endişeyle baktığında ona göz devirdim. Neden bu kadar sorun ediyordu anlamıyorum.

"Saray hanımı Kim alt tarafı resim çizeceğim. Burdan gün batımı çok hoş gözüküyor, siz köşkünüze çekilebilirsiniz." Saray hanımı Kim bana inanmaz gözlerle bakıyordu. Sarayın bu katı kurallarını sık sık çiğniyordum ama Kral ve Kraliçe bana kızmıyordu.

"Prensesim köşkünüze çekilip çizim yapın hem daha güvenli." Bunun neresi tehlikeliydi anlamış değilim, alt tarafı bir ağaca çıkmış resim çiziyordum. Saray hanımlarına veya Saray hizmetlilerine kötü davranmaktan oldukça çekiniyordum ama bazen çok can sıkıcı oluyorlardı.

"Saray hanımı Kim ya köşkünüze çekilin ya da sesizce durun söylendiğiniz her bir dakika burdaki saatlerimi uzatıyor."

Saray hanımı Kim sonunda sesiz olduğunda derin bir nefes aldım ve karşıma baktım. O sırada dikkatimi biri çekti, bir dükkanda oturmuş karşısındaki çocuk ile sohpet eden bir genç. Dikkatimi sırf onun üstünde topladım ve önümdeki kağıda görebildiğim kadar o genci çizdim.

Hafif dalgalı saçları, keskin bir çene yapısı, minik şekilli burnu, kiraz çiçeği rengi ise dudakları vardı. Tanrı bir şaheser yaratmış olmalıydı, iki genç ayağa kalkınca resim çizmeyi bırakıp ne yaptıklarına baktım.

Dükkanın sahibine altın verip saygı gereği eğilmişleri. Daha önce hiç bir dükkanda yemek yememiştim krallık aşçıları yemeğimizi yapar ve odamıza getirirdi ilk önce tevtişçi hizmetliler bütün yemeklerin tadına bakar içlerinde zehir olup olmadığına baktıktan sonra ise biz yerdik. Gençler başka bir yöne ilerliyince son kez o gence baktım.

"Saray hanımı Kim diğer hanımlara sade kıyafetlerimi hazırlamalarını söyle bu gece yapılacak olan dilek feneri alayına katılıcağım."

"Peki Prensesim."

Çizdiğim resme baktım gerçektende tanrının bir lütfuydu.
Resime zarar vermeden onu toplayıp ağaçtan attım.

"Kimse almasın." Çizdiğim resimi kimsenin görmesini istemiyordum. Sarayda söylentiler oldukça hızlı bir biçimde yayılıyordu bu çizdiğim resim başıma dert olabilirdi ama umrumda değildi sadece görülmesini istemiyordum.

Eteğimi toplayıp ağacın dalına bastım.

"Prensesim düşüceksiniz ne bakıyorsunuz prensese yardım etsenize!" Elimle hizmetçilere durun işareti yaptım. Ağaçtan inip eteğimi düzelttim.

"Akşam yapılıcak olan fener alayına katılıcağım Saray hanımı kim Kral hazretlerine ben gittikten sonra bilgi verirsiniz yanıma sadece bir hizmetli alıcağım." Saray hanımına bakmadan yerdeki kağıdı alıp kol cebime yerleştirim.

"Prenses hazretleri dışarı tek çıkmanız çok tehlikeli lütfen yanınıza asker alın." Belli olmuştu dışarı tek çıkamayacaktım bende kaçarım. Halka birçok kez karışmıştım ve hiçbirşey olmamıştı. Köşkümün içine girdim ama hayla peşimden Saray hanımı kim ve birkaç hizmetçi geliyordu. Hiç yanlız kalamıyordum hep peşimde birileri vardı.

"Saray hanımı Kim köşkünüze çekilin ve kimse burda kalmasın rica ediyorum." Hizmetçiler kapıyı açtığında içeri girdim ve üzerimdeki minik yeleği çıkardım. Kol cebimden kağıdı çıkardım ve saç tokalarımın olduğu kutuya koydum. Üzerimdeki Kraliyet kıyafetini çıkardıktan sonra sade olan kıyafetlerimi giyindim Kraliyet topuzumu bozup onun yerine minik bir topuz yaptım ve topuzumu tutturmak için beyaz bir saç tokasını saçıma geçirdim. Oldukça uzun saçlarımı özenle taradım. Dudaklarıma kiraz rengi bir kağıdı bastırdıktan sonra hazırdım.

Cherry Blossom Kingdom //EunTae//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin