Cherry Blossom Kingdom

86 18 128
                                    

Hoş..

Bakışlarımı kapıdan çekip etrafta gezdirdim.. Yorgundum, açtım, susamıştım.. İki gündür bu yerdeydim geceleri doğru düzgün uyuyamıyordum. Prens Jimin'de benim gibiydi sürekli birşeyler yapmaya çalışıyordu kaçmak için bir ol arıyordu.. Şu ana kadar bulunmamız lazımdı ama hayla burdaydık. Elbisem pislenmişti, saçım herşey!

Sinirle ayağa kalkıp kapının yanına gittim ve çığlık attım. Biliyorum hiçbir şey olmayacak ama.. Derin bir nefes aldım ve yere oturdum Prens Jimin ise bana bakıyordu. Hafifçe gülümsedim eminim kurtulucaktık yani umarım.. Ellerimi önümde birleştirip parmaklarımla oynamaya başladım. Gerçektende sıkılmıştım acıkmıştım..

"Prenses böylece durucağımız yere eski anılardan bahsedelim hem sıkılmazsınız?" Eski anılar.. Güzel olabilirdi aslında..

"Prens hatırlar mısınız? Ben daha yedi sekiz yaşlarındayken siz saraydan sıkılıp başkente kaçmaya çalışmıştınız." Kıkırdayıp düşünmeye başladım çok güzel günlerdi miniciktim saray bana büyük gelirdi şimdi ise saray bana daracık geliyordu ama orayı özlemiştim...

"Patates çuvallarının arasına saklanıp gelmeye çalışmıştım ama kontrol sırasında yakalanıp azarlanmıştım." Prens Jimin sesli bir şekilde güldüğünde bende güldüm. Gerçektende o gün ikimizde azar yemiştik yaramazdık aslında ikimizde ama.. kraliyet ailesi olduğu için normal büyümezdik.. Küçük yaşlarda eğitim görüdük mükemmel olmamız lazımdı... Erkekler çocuk yaşlarından okçuluk, kılıç kullanma, at binme gibi bir sürü eğitim görürdü kadınlar ise terbiye, davranış gibi eğitimler.. Bu yüzden hep halk'ı kıskanmışımdır. Derin bir nefes aldım ve kafamı tahta kapıya yasladım, üzgündüm.. nedenini bilmiyordum ama nedense Efendi Taehyung'u görmek istiyorum.. bir nedeni yoktu sadece.. bilmiyorum.

Kare gülüyordu, değişikti. Kulağım çınladığında kafamı yana çevirdim. Bu da neydi böyle! Ellerimle kulaklarımı kapattım. Yavaş yavaş çınlama geçtiğinde kafamı çevirdim ama dibimde Prens Jimin vardı. Yüzümüz oldukça yakındı ve.. rahatsız oluyordum. Kafamı hafifçe arkaya çektiğimde prens jimin bir adım geriye gitti.

"İyi misiniz prenses? Ne oldu?" Prens Jimin'e sahte bir gülümseme sundum.

"İyiyim Prens sadece kulağım çınladı." Prens Jimin meraklı bakışlarını kulağıma çevirdi ve yavaşça yaklaştı. Eskiden ne kadar yakın olsak sorun olmazdı ama şimdi garip gelmişti. Huzursuzca yerimde kıpırdandım.

"Daha önceden böyle olur muydu?" Kafamı hayır anlamında salladım. Hafiften başım ağrıyordu ama sorun değildi.

"Hayır Prens, yorgunluktan olmuştur." Prens Jimin geri çekildiğinde azda olsa rahatlamıştım.

Yavaşça ayağa kalkıp tahta oturağın yanına gittim ve kafamı arkaya doğru yasladım...

Prens Jimin'den...

Prensese doğru baktım ve derin bir nefes aldım. Onu bu işe resmen ben sokmuştum. Oysaki dışarı çıkarken ki amacım Prensese önemli şeyi söylemekti.

Tek bacağımı kendime doğru çektim. Bir sürü yol dememiştim ama hiçbiri olmamıştı. Biraz daha prensese doğru bakıp ayağa kalktım ve üzerimdeki tozu ellerim ile temizledim -tabi temizlemek denirse- sesizce minik camın oraya gittim ve dışarıya göz attım. Kimsecikler yoktu. Minik camdan görebildiğim kadar biraz daha dışarı baktım. Hiçbir bok yoktu ve bu beni sinir ediyordu bir tanrının kulu bile geçmez mi?

Sinirle tahtaya yumruk attığımda oldukça yüksek bir ses çıkmıştı. Prensese doğru baktığımda kıpırdamıştı ve kafası yana doğru düşmüştü. Elimi iki yana doğru salladım ve prenses'in yanına gittim kusursuz görünüyordu..

Elimli yavaşça kafasına doğru götürdüm boyu tutulabilirdi. Yavaşça kadfasına dokunduğumda oldukça sıcak olduğunu gördüm. Hızla diğer elimle kafasın tutup diğer elimi anlına bastırdım. Çok sıcaktı. Elimle yavaşça omzunu salladım.

"Prenses prenses uyanın" Prenses hiçbir tepki vermiyordu, ne yapıcaktım? Prensesin kafasını dikkatlice bıraktım ve kapının yanına gittim.

"Açın şu kapıyı! Prensesin ateşi var." Bağırarak söylememe rağmen kimse gelmiyordu tanrım! Geriye gidip kapıya hızlıca vurdum. Kapıya aynı şekilde sayısız kez vurdama olmuyordu! Kapıya vurmayı kesip prensesin yanına gittim ve elimle anlını birkez daha kontrol ettim. Her an dahada sıcaklıyordu! Prensesi tahta koltuğa yatırıp üstündeki hırkayı üstüne örttüm. Ne yapıcaktım tanrım! Kapının yanına doğru gidip birkaç kez daha kapıya vurdum. Açılmıyordu.

Prensese baktığımda titrediğini ve bacaklarını kendisine doğru çektiğini gördüm. Herşey benim suçumdu. Prensesin yanına doğru gittim ve onu yavaşça kucağıma aldım zaten minicik bir vücudu vardı. Normalde bu kadar yakın olsak kalbim buna dayanmazdı, kızarırdım ama şu an prensesin sağlığı daha önemliydi. Yavaşça prensese dikkat ederek tahta koltuğa oturdum. Ellerinin birini ensemden geçirmişti diğer eli ile ise kıyafetimi sıkıca kavramış, kafasını boynumun oraya koymuştu. Titriyordu tanrım lütfen yardım et!..

....

Hava kararmıştı ama prensesin ateşi geçmemişti. Birçok kez uyandırmayı denemiştim ama uyanmıyordu. Prensesi yavaşça kucağımdan indirip kapının yanına gittim. Kapı gerçektende açılmıyordu.

Geri gidip kapıya sertçe vurduğumda açılmamıştı ama mırıltı şeylinde ses gelmişti. Arkamı döndüğümde prensesin kıpırdandığını gördüm. Hızlıca yanına gittim ve elimle kafasına dokundum. Ateş gibiydi... Yavaşça kafamı kafasına yasladım ve gözlerimi kapadım.

"Böyle olman bana acı veriyor eunbi."

Bir süre daha aynı şekilde durup gözlerimi açtım ve dudaklarımı alnına bastırdım.
"İyi olmalısın meleğim."
Biraz uzaklaşıp tekrar kapının yanına gittim. Ne açılmaz bir kapıydı!

Son bir kez en geriye doğru gidip son hız kapıya vurdum. Çarpmanın etkisi ile yere düştüm. Omzumun acısı ile azımdan minik bir inleme kaçtı.

Elimi yere koyup bastırdığımda acımıştı ama dayanabilirdim sanırsam... Yerden kalkarken birden içeri ışığın girmesi ile oraya baktım.

Bu geçen günki prensesin yanındaki genç değil miydi?

Hi! Ben geldim!
Yorum istiyorum yorum yorummmmmmmm
Nasıldı?
Biliyorum uzunnn süredir bölüm atmadım ama kızmayın.
Siz yorum atmadıkça bölüm yazasım hiç gelmiyor.
Şey birde, hesabı takip edebilir misiniz? Bildirim gönderiyorum bilemiyorsunuz yani:(

Neyse umarım güzel
olmuşturr.

Sizi seviyorum byyy

Cherry Blossom Kingdom //EunTae//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin