Cherry Blossom Kingdom

62 19 45
                                    

Medya afet..

Kaşlarımı çattım benim ölmem mi? Ama neden?

"Siz ölürseniz.. Bizim tahta geçmemiz daha kolay olucak." Adam bana iyice yaklaştığında geri geri adım attım.

"Ama sizi hemen öldürmeyeceğim. Yavaşça ölmenizi istiyorum." Sinirlenmeye başlıyordum. Derin bir nefes aldım.

"Size çabuk bizi burdan çıkarın dedim! Siz kimsinizde bizi burda tutuyorsunuz?!"

"Ben kimim.. Ben.. Babanın! Hayatını mahfettiği kardeşi. Senin gibi bir paraziti ortadan kaldırdığımda herşey daha kolay olucak."

Ne?.. Kralın kardeşi mi? Adamlar bulunduğumuz yerden çıktığında hafifçe yere eğildim ve oturdum. Kralın bir kardeşi olduğunu biliyordum ama yaşadığını ve bana bu denli kin beslediğini bilmiyordum..

Hava kararmaya ay gökyüzünde yükselmeye başladığında yavaşça oturduğum yerden kalktım. Minik olan pencere'nin yanına doğru gittim. Her taraf karanlık olduğundan pek birşey şey gözükmüyordu. Derin bir nefes aldım ve Prens Jimin'in yanına gittim. Düşünceli gözüküyordu.

"Prens lütfen böyle olmayın. Kral illa bizi bulucaktır." Prens Jimin kafasını kaldırıp bana baktığında kocaman gülümsedim. Aynı şekilde bana gülümsediğinde omuzlarımı yukarı kaldırdım.

"Haksızlık. Niye bu kadar güzel gülüyorsunuz? Bende o kadar güzel gülmek istiyorum!" Gerçektende çok hoş gülüyordu.

"Prenses siz daha güzel gülüyorsunuz." Dudaklarımı büzüp kafamı iki yana salladım.

Prens Jimin ayağa kalkıp yanıma geldi, elleri ile yanağımı üste doğru kaldırdı ve gülümsememi sağladı.

"Bakın prenses şimdi benden bile güzel gülüyorsunuz."

Kafamı olumlu anlamda salladım.
"Sizce nerdeyiz Prens?"
Prens Jimin'in gülümsemesi söndüğünde bende gülümsemeyi kestim.
"Bilmiyorum prenses."..

Karnım yavaştan acıkmaya başlıyordu ama yapabileceğim birşey yoktu. Şimdiye kadar bulunmamız gerekirdi, yoksa.. gerçektende burda böyle ölücek miydik? Hayır, hayır.

"Prens şimdiye kadar bulunmaz mıydık? Niye bu kadar geç sürdü?" Bskışlarımı kapıya diktim gerçektende ölücekti..

"Bilmiyorum prenses siz şimdi uyuyun. Yarım bulunucağımıza inanıyorum." Kafamı aşşağı yukarı salladım. Sırtımı kütüklerden birine dayadım ve gözlerimi kapattım. Prens Jimin şarkı mırıldanmaya başladığında uykum kat kat fazlalaşmıştı

"Işıkları sessizce kapanmış okyanus, ayaklarımbir ritimde yürüyor, tüm gürültü ve ses kesildi. Beni böyle öldürüyorsun.."...

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Kafamı kaldırıp karşımdaki yapıya baktım. Çok yüksekti. Etrafıma baktığımda elbisesi kısa olan kızlar vardı! Eteklerini giyimeyi mi unutmuşlardı! Bu çok utanç verici.

Yavaş ve minik adımlarla yapıtın bahçesinde ilerlemeye başladım. Ağaçların olduğu bir yere geldiğimde etrafa göz attım çok güzeldi. Biraz daha ilerlediğimde birbirlerine çok yakın iki beden gördüm. Biraç adım daha atıp görüş açımı netlediğimde bir erkek kızı köşeye çekmiş öpüyordu! Birden bir ses duyulduğunda kafamı arkaya doğru çevirdim bu.. bu ben değil miydim? Kafamı geri çevirdiğimde asla bu kişiyi görmeyi planlamıyordum..

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Birden gözlerimi açtığımda nefes nefeseydim. Prens Jimin yanıma geldiğinde nefes nefeseydim. Ne oluyordu gördüğüm neydi? Ne görmüştüm öyle.

"Prenses? İyi misiniz?" Prens Jimin telaşla konuştuğunda kafamı aşşağı yukarı salladım. Elimi kalbimin üstüne getirdiğimde hızlıca atıyordu. Kafamı havaya kaldırıp derince nefes aldım, sadece bir rüyaydı sadece bir rüya.

Kalbimin ritmi yavaşça eskisi gibi olduğunda bakışlarımı Prens Jimin'e çevirdim ve hafifçe gülümsedim.

"İyiyim Prens Jimin" Prens gülümsediğinde bende gülümsedim. Gördüğüm şeyden bahsetmeli miydim? Beni deli mi sanardı?

Hayır hayır... Söylememek en iyisi.

İğrenç bir yb daha ve aşırı kısa 🙏
Of üzgünüm ilham perilerim yine yok oldu.

Birkaç resim bırakıp kaçıcam

Kutsandık

Çocuk! Sen ne yapıyorsun!

Cherry Blossom Kingdom //EunTae//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin