SEN BENİ SEVEMEZSİN!

62 9 9
                                    

"İnsan bu kadar çabuk SEVİLDİĞİNİ öğrenir miydi?
Ya da ben mi öyle hissediyordum?"

(Media: KEREM)

Kafamdaki sorulara aldırış etmeden bir an önce kantine indim ve Kerem'i bulmaya çalıştım, ama sadece çalıştım. Çünkü kantinde yoktu. E sabahın köründe yemekhanede olamayacağına göre sınıfına gitmeye karar vermiştim ki zil çaldı.
"Neden bu kadar zorlaşıyor her şey?" Diye aklımdan geçirdiğimde arkamdan birisi aynı sabahki gibi omzumu çürütürcesine parmağıyla vuruyordu omzuma. O vuruşun kime ait olduğunu sanırım biliyordum, ben onu her yerde ararken o şu an arkamdaydı. Cidden beni istediği zaman bulabiliyor muydu? Arkamı döndüğümde düşündüğüm gibi oldu bu Kerem'di.
"İlkem zil çaldı burada ne işin var?"
'Onun burda ne işi vardı' zemin kata inmiştim fark etmeden, ama nasıl?
"Ben seninle konuşmak için kantine inmiştim, bulamadım aklıma da bir şey takıldı farketmeden buraya gelmişim..." neden açıklama gereği duymuştum? "Anladım ama neden beni arıyordun?" Dedi. "Seninle konuşmam gerekiyor çünkü." Yine bi zil daha ama öğetmenler zili bu sefer. "Tabii konuşalım ama sorun olmazsa birdahaki tenefüs konuşalım yoksa derse gec kalacağız.". "Tamam sen nasıl istersen." Dedim ve sınıfın katına çıktık beraber.

40 DK SONRA...

Tenefüs zili çalmıştı ve Kerem beni kapının önünde bekliyordu. Aslında gidip onu üzmekten çok korkuyordum çünkü o benim yıllar sonra konuşuğum Pınar ve annem dışında tek insandı. Utana sıkıla yanına gittim, bahçeye indik ve konuşmaya hemen atladım.

"Kerem beni sevemezsin."

Kerem anlatıyor...

Bahçeye indik, tam 'İlkem bir şey mi oldu?' Diyecektim ki o sihirli cümleyi duydum.
"Kerem beni sevemezsin."
"İlkem sana bunu kim söyledi, Pınar mı? Çenesini tutamadı mı?" Pınar'a çok sinirlenmiştim ama şu an yapabileceğim bir şey yoktu İlkem öğrenmişti, planlarım arasında bu yoktu..
"Evet Pınar söyledi ama sen beni sevemezsin, bana aşık olamazsın. Eğer beni 1 sene boyunca takip ediyorsan her şeyimi biliyorsan benim seni mutlu edemeyeceğimi, kimseye güvenemediğimi biliyorsundur..." çok sakindi, oturduğumuz bankta gözlerini yere dikmiş öylece bakiyordu ve bişeyler söylüyordu..
"Evet İlkem seninle ilgili her şeyi biliyorum. Ve en iyi bildiğim şey de kahretsin ki o salak adam yüzünden beni görememen. Hayatımda duyduğum bana tek ilham veren isim, İlkem.. anlamıyorsun sen bu şekilde sustukça başını eydikçe benim bi parçam yok oluyor bunu yapmaya devam edersen tamamen yok olucam çünkü seni gördüğüm ilk andan beri şapkanı takmış, kulaklığını takmış, kendini müziğin akışına bırakmış, öylece yere bakan bi kız. Bunu yapamaya devam etmemen için elimden geleni yapacağım. Ama sen de benden vazgeçme lütfen, sevmiyorsan da elini ver bana arkadaş olalım.. LÜTFEN" elini tutmuştum ve eliningeri çekmemişti..
"Biliyor musun?" Diye başladı anlatamaya,
"Aslında doğru söylüyorsun ben kendime küçücük kapkaranlık bi hayat kurmuşum ve o hayatın içinde tek başıma öylesine yalnızım ki kimse beni duymuyor sanıyordum, kimse beni görmüyor sanıyordum, benimde kimseyi duymam veya görmeme gerek yok sanıyordum ama sen bugün benim sesini duyduğum, gördüğüm, kelimelerinde kaybolduğum tek erkeksin. Belki de artık dünyaya karşı, sana karşı gözlerimi açmam ve sana elimi uzatmam gerekiyor.. beni kurduğum bu kapkaranlık yalnız dünyamdan çıkartır mısın? Sana elimi versem tutar mısın? Hayal etmeye kotktuğum hayallerimi gerçekleştirmeme yardım eder misin?" Sözleri paramparça etmişti beni, sol gözünden akan bir damla yaşı sildiğimde konuşmaya başladım.
"Ben sana bir yıl boyunca zor gününde yanında olup seni iyileştirmeye çalıştım her ne kadar sen görmesende, şimdi bana kalkmış elimi versem tutar mısın? Diyorsun. Sen elini bana bir yıl önce verdin ve ben elini şu zamana kadar asla bırakmadım, bırakmaya da niyetim yok." Cümlelerimi bitirdiğim sırada zil de çalmıştı ve elimde olan İlkem'in elini sıkıca tutup sınıfa doğru yürümeye başladık. Okulda herkes benim onu sevdiğimi biliyordu bu yüzden kimse bu durumu yadırgamadı. Sınıfına girerken elini bırakmak istemiyordum ama elini benden çekip sınıfa girmişi. BU NEYDİ BÖYLE onun elini tutmustum ve bir daha asla bırakmayacaktım. Bırakmamalıydım.

APTAL AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin