Selim: Seni bırakmıyıcam.
Ve iyice yaklaştı..
O anda gözlerinin etkisinden çıkıp beni öpmeden başımı omzuna koydum. Bu doğru değildi, yapamazdık. Selimin derin bir iç çektiğini hissettim. Titreyen sesimi aldırmadan kafamı kaldırıp ellerimi göğsüne yaslayıp konuştumŞebnem: B-beni evime götürür müsün?
Selim gözlerime baktı, demin başımı eğdiğim için kırıldımı bilmiyorum ama yüzüne takındığı gülüşü sahteydi, belli. Elimi kavrayıp beni arabaya götürdü. Arabaya binmem için kapıyı açıp sürücü koltuğuna bindi, son gaz basınça korkmuştum. Fazla hızlıydık, yavaşlamalıydı. Görüntüler yanımdan kayıp giderken rüzgar tenimi deliyordu resmen.
Şebnem: Yavaşlamalısın Selim.yüzüme baktı, hiç bir tepki vermedi. Tebessüm etmiyordu kafasını tekrar yola çevirdi. Ama hala aynı hızla gidiyorduk.
Şebnem: Lütfen Selim yavaşla.
Ani bir fren yaptığında başımı sertçe çarptım. Ağzımdan çıkan minik çığlıkla Selim bana döndüSelim: Şebnem özür dilerim, gerçekten! Canın acıyor mu? Bakıyım.
Eliyle elimi tutmuş diğer elini ise başıma koyup okşuyordu, hızla elini iktirdim
Şebnem: Ne yaptığını sanıyorsun?! Niye böyle davranıyosun! Seni öpmedim diye mi bu sinir?!
Bağırmaktan her an sesim kısılabilirdi arkadaşlar. Ve söyleyeceğim sözler çok ağır olmasına rağmen benim iznim olmadan ağzımdan döküldüler
Şebnem: Red edilmeyi mi gururuna yediremedin ha?! Selim İnanı kimse red edemez mi?! Gururuna mı dokundu söylesene!
Selim şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakarken beklemeden onu öptüm. Evet evet doğru anladınız, bildiğimiz dudağına yapıştım. Selim o kadar şaşırdı ki tepki bile veremedi. Hızla geri çekildim. Gözlerimden süzülen yaşları görmesini istemesemde hıçkırıklarımı duymuştu.
Şebnem: O-oldu mu?
Hızla kapıyı açıp arabadan aşağıya koştum. Arkama bakmadan koşuyordum. Araba kapısı ve ayak sesleri duyunca peşimden geldiğini anlamıştım. Zaten o anda bir el bileğimden kavrayıp beni durdurdu. Kafamı çevirince yine gözleriyle karşılaştım, beni sıkıca kollarının arasına aldı. Başımı göğsüne yaslayıp ağlamayı kestim.Selim: Bu gece olan her şeyi unutalım olur mu? Özür dilerim, seni üzmek istemedim.
yüzüne bakıp gülümsedim, o gerçekten iyi birisydi. Ona güveniyordum.
Şebnem: Eve gitmek istiyorum, sonra konuşuruz.
Beraber arabaya doğru yürümeye başladık. Ay ben tam bir ruh hastasıydım az önce çocuğa bağırdım, sonra öptüm, sonra arabasını terk ettim şimdi arabasına doğru yürüyorum onunla birlikte. En kısa zamanda ciddi bir tedavi görmem gerek!
-Şebnemin Ağzından-
Evin kapısından şimdi girmiştim, kızlar uyumuşlar bile. Saat kaçtı acaba? Cebimden telefonumu çıkarıp ekranına baktım. Oha saat 02:16
Ne ara bu kadar geç olmuştu? Aldırmadan üzerimi değiştirip kendimi yatağımın huzur dolu kollarına bıraktım. Selimle bu gece olan her şeyi unutma kararı almıştık. Gerçekten şuan göz kapaklarımla büyük bir savaş içerisindeyim. Ve göz kapaklarım kazanmıştı, daha fazla direnemeyip uykuya daldım.-Selimin Ağzından-
Eve girip anahtarı bir kenara attım. Kendimi salonumda ki büyük koltuğa bıraktım bu arada içeriye Can girdi.
Selim: Can, uyumadınız mı siz hala?
Can: Özgür yattı da ben uyuyamadım, uyku tutmadı.Dedi ve Canda kendisine yanıma yani koltuğa attı. Yüzüne bakıp güldüm