Kalktığımda küçük şirin bir odanın içindeydim. Dün gece ne olmuştu? Kim beni buraya getirmişti? Oda da küçük bir masa, dolap ve yatak vardı. Camlar açılmasın diye çivilenmişti.
Kapıya doğru gittim. Kapının kolunu indirmeye çalıştım. Ama olmuyordu. Kapı kilitlenmişti. 3 seneki felaket geri mi dönmüştü? O anın etkisiyle kapıyı yumruklayıp ağlamaya başladım. Peki, ağlayınca hepsi geçecekmiydi? Hayır! Peki bu lanet gözyaşları neden akıyordu?
Kapının arkasından birinin okkalı küfürler savurduğunu işittim. Bu ses... Tanıdıktı! Bana zarar vereceğini düşünerek odanın içindeki dolabın içine girdim. Girdikten yaklaşık 1-2 dakika sonra kapı açıldı. Ardından ne zaman nerede duysam anlayabileceğim bir piç smile...
"Ah hadi ama Açelya Güney. Buraya senle oyun oynamak için gelmedim. Ben daha çok eğlenmeyi düşünüyordum."
Hayır çıkmamalıydım. 3 sene önce 2 ay kadar kalmıştım. Peki şimdi? Şimdi ne kadar burada tutsak kalacaktım? 3 ay mı yoksa 4 mü? Belkide sonsuza kadar!
"Demek oyun istiyorsun Açelya Güney. Elma dersem çık armut dersem çıkma. ELMA!"
Seslere bakılırsa ilk önce yatağın altına sonra ise masanın altına baktı. Sonra... Bu tarafa geliyordu. Ama bir anda sesler kesildi.
"Bak anlaşma yapalım kaybeden kazananın istediğini yapar."
Ardından hiç beklemediğim bir anda dolabın kapısı açıldı. Karşımda ki kişi yüzünden donakalmıştım. Elini yanağıma koydu ve başparmağıyla okşamaya başladı.
"Bu bir oyundu Açelya Güney. Bu oyunda kazanan yok kaybeden var ve sen kaybeden tarafsın."
(Ayaz'ın ağzından)
(Havuzda)
"Sözde kızı kazanmaya çalışıyordun. Kız hepten gitti."
"Sen kapa çeneni!"
"Nasıl kapıyım çenemi nasıl? Beni dövme planı senin değil miydi?"
"Benim planım olduğunu Açelya'ya söylemeyeceksin! Yoksa..."
"Yoksa ne ha ne? Beni yine döver misin? Yoksa geçen sene insanlara 'Ateş sizi çok seviyor. Bana hergün sizden bahsediyor. Ama inanmayın o sadece gönül eğlendirir. Sizi siker sonra başka birinizi. Ateşle olduğunuz sürece hepiniz tek kullanıklımsınız' dediğin gibi bu seferde Açelya'ya mı söyleyeceksin? Beni daha ne kadar rezil edebilirsin? Bak ben Açelya'yı seviyorum. Ve senin onu üzmene izin vermicem."
"Ne sevgisinden bahsediyorsun dingil! Yarım saat voleybol oynadınız!"
"Hah! Onu ilk kez gördüğümü sanıyorsun değil mi? Ben onun ilk aşkıyım! Peki sen? Sen onun EX SEVGİLİSİN!"
"Ne ilk aşkı? Neyden bahsediyorsun?"
"O bana çok aşıktı. Hatta ilkokulda oldu. Bana mektup yazmıştı. Başta kimin yazdığını bilmiyordum. Sonra öğrendim. Ama mektup hocanın eline geçmişti. Benle Açelya'yı okuldan atmışlardı. Ama gerçekten bende bu çılgın kızı sevmiştim. Ama o benden nefret ediyordu. Bende ona üç sene önce bir oyun oynadım. İlk önce sevip sonra nefret etmek ikisi çok garip duygular. Ben ikisini de yaşadım. Ve bana bu duyguları yaşattığı için acısını çekmeliydi."
Bunlar hazmedilmesi zor şeylerdi. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Gerçekten üç sene önce Açelya'yı kaçıran Ateş olabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-FELAKET-
Romance3 yıl önce yaşadığı bir felaketten dolayı 3 yıldır evinden dışarı çıkamaz. Bir yılbaşı günü özgürlüğüne kavuşur ve o gece hayatı değişir.