19. Bölüm:Boşluğun Sesi

375 36 13
                                    

Yükseltme taşını kutuya koyarak bilgelere tekrar teşekkür edip kendi hemen odama gittim. Taşı kullanıp gölgelerin çevikliğini geliştirmek istedim.
-GÖLGELERİN ÇEVİKLİĞİ YETENEĞİ GELİŞTİ!
-KIRIK GEÇİT YETENEĞİ ÖĞRENİLDİ: Bu yetenek ile istenilen konuma ışınlanabilirsiniz.(Işınlanmak istediğiniz yere en az bir kere gitmelisiniz.)
Yeteneğim çok güzel bir şey olmuştu artık ışınlanmak için geceleri beklemek zorunda değildim.Yeteneği denemek için uçurumdaki kiraz ağacına ışınlanmak istedim.Duvar bir anda kırılmaya başladı ve siyah bir geçit açıldı.Geçitten içeri girince büyük bir boşluğun içinde kalmıştım.Boşlukta hiç bir varlık sezmiyordum karanlığın ortasında sadece ben vardım bu olay bana özümseme yaptığım karanlık odayı hatırlattı.Etrafta bir şey bulma umuduyla dolaşıyordum fakat herhangi bir şey bulamamıştım. Bulunduğum yer uçsuz bucaksız bir yerde ne yapacağımı anlamamış bir şekilde etrafta dolaşmaktan sıkılmıştım ve yere oturdum. Yere otururken cebimden bir şey canımı yakmıştı cebimden o şeyi çıkarınca şövalyeden kalma olan kolye olduğunu fark etmiştim. Onu aldığımdan beri ne olduğunu anlamamıştım. Koruyucunun gözü ile bakınca bizim minik şövalyenin ölmekten kendini kurtarmak için kolyeye hapis ettiğini anlamıştım. Benden kaçışı kolay olamayacaktı.Şu anda 3 tane canavar ruhu özümseme hakkım vardı ve o şeyi artık kolaylıkla yenebilirdim ve ondan bir şey kalmayana kadar ruhunu özümseyecektim. Kolyeyi boynuma taktım ama kolyede hiç bir hareketlilik olmadı. Kolyeyi boynumdan çıkarıp üzerindeki işleme taşlara dokunup "Çık dışarı." dedim. Hala bir tepki olmamıştı. Kolyeyi havaya kaldırıp bağırdım ama hala kolyede ses yoktu.Sinirlenip cebimden bir bıçak çıkartıp taşları çizmeye başlayınca kolyeden kırmızı ışıklarla şövalye yüksek sesle haykırarak tekrardan ortaya çıktı.
-Hangi sefil varlık beni uykumdan uyandırdı!
-Heeey bu konuşmaları geçte işimize bakalım.
-Yine mi sen ezik insan.Bu sefer şansla kurtulamazsın elimden.
Şövalye kılıcı ile beline eline attı ama kılıcını bulamayınca şaşkınlıkla bana baktı. Sırıtarak;
-Bunu mu arıyordun?
Diyerek Knightslayer kılıcını gösterdim.
-Hah seni yenmek için ona ihtiyacım böcek.
Şövalye yumruk atmak için üzerime atılırken ona bana yaptığı gibi kılıcı ona fırlattım.Kılıçtan sıyrılıp üzerime gelmeye devam ederken kılıcı kendime çektim. Kılıç kolunda derin bir kesik yaptı. Şaşkınlığı daha da artan şövalyenin öfkesi artıyordu.Üzerime tekrardan atılınca kılıcı tekrardan fırlattım. Kılıçtan sıyrılınca tekrar kılıcı kendime çektim. Kılıcın nerden geleceğine bakmak için arkasına baktığı anda kafasına koşarak tekme yapıştırdım.Şövalye yere yapışmış bir şekilde kalkmaya çalışıyordu.Kılıcımı tek parmağımın üzerinde tutarak şövalyenin üstüne gidiyordum.
-Peh bide o kadar 4 büyük ölümsüzden birisisin yeteneklerinin hepsi bu mu?
-....
Şövalye bir anda acı içinde bağırarak yükseldi. Bana bu his tanıdık gelmişti.Elini kaldırdı ve yanağımda bir kesik oluştu.Bu yetenek bana öfke zırhını hatırlatmıştı.Belki onu tekrardan özümsemek pek bir işe yaramazdı sahip olduğu tüm yeteneklere sahiptim.Onu öldürmek için ileri atıldım fakat öteki elini havaya kaldırdı ileriyen atılan ben bir anda geriye doğru uçmuştum.Onu yenmek için biraz farklı oynayacaktım. Gölgemde duran orkları çağırdım ve sırtımdaki mızrakları çıkardım. Orkların hepsine şövalyenin etrafını sarıp saldırmalarını emrettim. Onlar saldırırken orkların şefini çağırdım ve beni şövalyeye doğru tüm gücüyle atmasını söyledim. Şövalye hızlı bir şekilde orklarımın saldırılarını karşılarken ork gölgesinin içinden mızraklarım ile zıpkın gibi içinden geçerek şövalyenin göğsüne mızraklarımı sapladım.Şövalyenin gözlerindeki kızıl soldu ve duman haline gelip kolyeye doğru giderken knightslayerı kolyenin mücevherine fırlattım ve siyah duman bir kaç santimle yetişemeden kolyeyi kırdım. Siyah duman tekrardan şövalye haline geldi ve bana özürler dilemeye başladı.Bu özürler ondan beklencek bir şey değildi ama umurumda değildi. Knightslayerı kendime çektim ve şövalyenin boynuna doğrulttum.
-Şimdi bu işi şöyle yapıcaz. Uslu uslu durup bana bu en sonki zırhlı halini nasıl kullandığını öğretirsin yada ruhundan geriye hiç bir şey kalana kadar ruhunu özümserim seçim senin.
-Bunu sana anlatsam dahi o zırhı kullanamazsın o zırh yeteneği sadece bende bulunan özel bir yetenek onu o yeteneğe sahip olmana imkan yok.
-Önceki dövüşümüzde senin ruhunun bir kısmını özümsedim ve o yetenek bende var şimdi bana bunu nasıl kontrol edeceğimi öğreteceksin.
Kılıcımı konuşurken boynuna biraz bastırdım ve hemen şaşkınlığının üzerinden atıp kabul etti.
-O yeteneği kullanabilmen için agresif veya sinirli olman gerekli zırhı aktive edince ise bilincinin açık kalması için içindeki enerji dağılımının dengeli olması lazım.
-İç enerji dediğin şey ne ?
-Kan dolaşımı gibi düşün hepsinin bir düzeni var ve her bir bölgeye ayrılmış durumda. İç enerjinin de işleyileşide aynen bu şekilde olur ve iç enerjisi yüksek ve dengeli olan kişiler yeteneklerini üç dört kat güçlendirebilirler.
-Peki o halde bana bunu kullanmayı öğreteceksin yoksa ne olacağını biliyorsun.
        Kılıcımın belime taktım ve yanına oturdum.Şövalye ile yaklaşık iki hafta boşlukta iç enerji ile ilgili meditasyon yaptım. İç enerjiyi kontrol etmeyi öğrendikten sonra tüm yeteneklerim güçlenmişti Kemik Cildim bu sırada isim değiştirip Kemik zırh oldu ve vücudumun tamamı kaslardan oluştu bir gram bile yağ kalmamıştı vücudumda. Kemik zırhı aktive edebilmek için şövalyeye bana saldırmasını söyledim bana dört beş kere vurduktan sonra öfke zırhımı aktive edebilmiştim ama sadece bununla kalmayıp şövalye gibi elimi savurduğum yere keskin bir rüzgar vuruyordu.Bunu boşlukta acı bir şekilde fark etmiştim. Yeteneği test ederken rüzgar şövalyeyi kesti ve şövalye acılar içinde bağırmaya başlamıştı her ne kadar başta onun ruhunu özümsemek istesemde sahip olduğu tüm yeteneklere sahiptim bu boşuna bir ölüm olurdu. Hemen şifacılık yeteneği ile onu iyileştirmeye çalıştım iyileşse dahi çok fazla güç kaybetmişti. Ayağa kalkabilecek gücü yoktu sadece yerde yattığı yerden konuşuyordu. Ona dinlenmesini onu kurtaracağımı söyledim. Ona sürekli şifa yeteneği uyguluyordum kendim yorulunca kendime de uygulayıp onu iyileştirmeye devam ediyordum bu şekilde sanırsam bir gün boyunca ona şifa yeteneği uyguladım.Kendine geldiğinde benim yorgunluk ve uykusuzluktan oluşan kanlı gözlerimi gördü. Onun için bu yaptıklarıma teşekkür edip benim önüme eğildi ve benim onun efendisi olmamı istedi. Onu öldürüp orduma katabilirdim ama öldükten sonra konuşabilip konuşamayacağını bilmiyordum bu yüzden onun efendisi olmayı kabul ettim. Bir anda sağ bileğimde siyah bir nokta oluştu. Noktaya bakarken karşıma bildirim paneli geldi.
        TEBRİKLER!!
   4 Büyük Ölümsüzden Kara Şövalye kendi efendisini bırakıp sizin koruyucunuz oldu. İstediğiniz zaman onu yanınıza çağırabilirsiniz. Eğer sizi öldürmeyi düşünürse otomatik olarak kendi ölecektir.
      Paneli okuduktan sonra şövalyeye baktım. Benim yüzüme bakamıyordu.
-Şövalye ustanı bırakıp benim yolumda yürümeyi mi düşünüyorsun?
-Evet crimson o benim ustam değil artık.Ustam olsaydı eğer gelip beni kurtarmak için bir şey yapardı ama tek yaptığı şey muhtemelen benim kaybedişimi izlekti. Sen benim ustam olmama daha layıksın lütfen bunu kabul et.
       Şövalye bu sözleri söylerken kafasını hala kaldırmamıştı. Kılıcımı alıp ona uzattım.
-Madem benim yanımda olucaksın güçlü olman gerekir değil mi şövalye?
-Teşekkürler efendim.Bana şövalye demek zorunda değilsiniz o benim önceki efendimin verdiği isimdi bana istediğiniz gibi seslenebilirsiniz.
-Peki o halde bir düşünelim. Yeteneklerinin hepsi karanlıkla ilgili olduğu için sana Night (Gece) diyeceğim.
-Peki efendim bu ismimi gururla taşıyacağım.
        İkimiz otururken bu boşluktan bu kadar zaman sonra bir ses geldi.
-Siz burada tutsak bir şekilde kapana kısılıyken nasıl bu kadar rahat durabilirsiniz
         Boşlukta bulunduğumuz yerde nokta nokta yıldızlar parlamaya başladı.Yıldızlar toplanıp Night ile karşımızda duran büyük bir ejderha olmuştu. Koruyucunun gözü ile bakınca şok olmuştum.
    Zaman ve Mekan Ejderi Kronos
     Seviye:?
     Güç:?
     Büyü Gücü:?
     Zırh:?
     Zeka:?

CRİMSON'UN EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin