Dün erkenden yattığım için sabah uyandığımda saat beşti. Dışarıya çıkıp etrafta biraz dolaştım. Yolda yürürken ağaçların içinde bilgeleri gördüm daha dikkatli bakınca bilgelerin dünkü ön elemeleri geçen kişilerin çeyrek final maçı için yapılan sahayı incelediklerini gördüm. Ormanın içinde biraz daha gezdikten sonra kamp alanından uzaklaştım ve kimsenin olmadığı bir yere geldim. Sahip olduğum yeni yetenekleri test etmek istiyordum özellikle de Kronos'un kanatları ve zamanın gözünü. Gözleri nasıl aktifleştireceğimi bilmiyordum ama kanatlar muhtemelen mızraklar gibi ortaya çıkıyor diye düşünerek mızrakları çıkardım fakat kanatlar ortaya çıkmamıştı. Mızraklar ilk kez beni korumak için ortaya çıkmıştı belki kanatlarda bu şekilde ortaya çıkabilirdi. Hemen büyük kiraz ağacının oraya gittim. Ağacın en tepesine çıktım ve uçurumdan aşağıya baktım. Olacağından emin değildim ama denemekten bir şey olmazdı. En kötüsü aşağıya düşer ışınlanarak yukarıya geri çıkar- dım. Derin bir nefes alarak aşağıya atladım. Gözlerimi kapayarak kanatların çıkması için bağırıyordum. Rüzgarı yararken hava adeta yüzümü tokatlıyordu. Birden sert hava durdu artık düşmediğimi hissettim. Gözlerimi açtığımda sırtımdaki kanatlarım çıkmış havada asılı bir şekilde kalmıştım. Kanatlar ile yukarı çıkmaya çalışırken dengemi kaybettim ve kendimi bir kaç kez duvara vurdum. En sonunda kullanımı öğrenince rahat bir şekilde tekrardan yukarıya çıktım. Kiraz ağacının oraya gelince uçmayı bırakıp kanatları mızraklar gibi tekrardan gizledim.Kanatlara alışana kadar uzun bir süre geçtiği için çeyrek finallerin başlamasına az kalmıştı. Sahanın etrafında yine insanlar toplanmıştı ama bu sefer dünkü elemelere göre daha az insan vardı. Sahadaki maçları izleyip öteki insanların yeteneklerini izlemeye başladım. Genelde herkez oyunun ana yetenek yolu olan tank ve okçuluğu almışlardı. Bu insanların içinde bir tane bile şifacı yoktu. Maçları izlerken bazen gözüme gizli yetenek yolları da çarpıyordu. Kimisi suikastçiydi kimisi hayvan ruhları çağıra- biliyordu. Maçları izlerken sıra Ciara'ya gelmişti rakibi bir simsiyah bir ninja kıyafeti giyen biriydi. Görüntüsü adeta ben suikastçi olduğunu belli ediyordu. Maç başlar başlamaz Ciara geçen seferki turda yaptığı su topunu yaptı. Su topu rakibine yaklaştıkça buzlaşıyordu fakat ninja kılıklı kişi hiç kaçınmak için hareket etmemişti. Buz topu ona çarptığında etrafa ilk başta pembe kanları havaya fışkırdı.Bir dakika kan pembe renkte olmazdı ki sonra dikkatli bakınca bunların kan değil kiraz çiçeği olduğunu gördüm. Peki bu bir yanılsamaysa gerçekte neredeydi. Ciara kiraz çiçeklerine dikkatli bir şekilde bakarken kiraz çiçekleri artık görüşümüzü perdelemeye başlamıştı. Artık ne Ciara'yı ne de kaybolan garip adamı görebiliyorduk.
=============================
Kiraz çiçekleri her yanımı sarmıştı dışarıdan hiç bir şey göremiyor- dum. Sahanın içinde yaprakların hışırtışından başka bir ses gelmiyordu. Bunları düşünürken yanağımın yanından bir bıçak geçti. Yanağımdan ılık bir şekilde kanım akıyordu. Asamı bıçağın geldiği yere su topu fırlatmak kaldırdığım bu sefer başka bir yerden bıçak omuzumu sıyırmıştı. 4 elementi de kullanabiliyordum ama bu yapacağım şey muhtemelen banada zarar verecekti. Asamı öne doğru uzatıp alev topu atmaya başladım. Alev toplarının hedefi bulup bulmaması önemli değildi önemli olan şey sahanın her yerini kaplayan şu çiçeklerden kurtulmaktı. Tüm çiçekleri yakarken alevlerin arasında kalmıştım o sırada rakibimin yanan çiçeklerin arasından çığlık attığını duydum. Çığlığın geldiği yöne alev topu attım. Çığlıkları atan rakibimi yanan çiçeklerin alev almış bir şekilde kaçtığını gördüm. Alevlerin arasında nefes alamıyordum. Ateş beni yakmasın diye su büyüsü ile alevlerden uzak durmaya çalışıyordum ki büyü gücüm bitti ve gözüm kararmaya başladı. Alevlerin arasında zar zor ayakta duruyordum buradan çıkma şansım yoktu galiba Crimson turnuvanın birincisi olucak diye düşünerek yere yığıldım o sırada alevlerin içinde bana doğru koşan birini gördüm. Dahada yaklaşınca onun Crimson olduğunu gördüm. Alevlerin arasında koşarken sanki hiç yanmıyordu yanıma gelince bağırarak "Restorasyon Odağı" dedi. Bir anda çevremizdeki alevler geriledi ve iyileşmeye başladım. Alevler Crimson'un yaptığı alanın içine girmiyordu. Bu sırada rahat bir şekilde nefes alıp veriyordum fakat büyü gücümün hepsini tükettiğim için hareket edemiyordum. Crimson bana fısıldayarak "Ciara umarım yüksekten korkmazsın" dedi ve sırtın uzun kanatlar çıktı. Beni kucağına alarak sahada alevlerin olmadığı alana doğru yükseldi. Sahanım dışına uçarak yere inene kadar yorgunluktan dolayı kolları arasında sızmıştım...
=============================
Ciara'yı odasına götürüp yatağına tekrar yatırdıktan çağırılana kadar onun yanında durdum. Saha çoktan temizlenmiş ve rakibimde sahanın içinde beni bekliyordu. Hızlıca sahanın içine girdim savaş başlar başlamaz rakibime doğru koşmaya başladım rakibim asa ile bana büyü saldırıları yapıyordu fakat koşma hızımı hiç azaltmadan tüm saldırılarından kaçındım. Rakibime yaklaştığımda karın boşluğuna tekme geçirdim arenadan dışarıya uçacakken Ciara'da olan olaylardan dolayı öfkemi atmam gerekiyordu bu yüzden arenadan dışarı uçmakta olan rakibimin arkasına gittim ve sert bir tekme ile yere yapıştırdım. Herkes dehşete düşmüş bir şekilde beni izliyorlardı. Rakibimi yeren kaldırıp kıyafetinden kavrayarak suratını yumruklamaya başladım. Her geriye düşeceği zaman kıyafetinden kendime çekerek yumruklamaya devam ettim. Bilgeler "Bu kadarı yeterli Crimson!" diye bağırana kadar önümdeki adamın yüzünün kan revan içinde olduğunu fark edememiştim. Onu yere bırakarak özür diledim ve iyileştirme yeteneğimi kullanarak yüzünü ve vücudundaki kırık kemikleri iyileştirdim. Sahadan çıkarken tüm insanlar benden korkmuş bir şekilde bakıyorlardı. Maçtan sonra hemen Ciara'nın odasına geçip onun uyanmasını beklemeye devam ettim. Ciara uyandığında ilk beni görsün tek başına olmasın istiyordum. Fakat odaya Arya geldi ve bilgelerin beni görmek istediğini söyledi. Kabul ederek ayağa kalktı odadan çıkarken Arya'dan Ciara'ya göz kulak olmasını istedim ve bilgelerin yanına gitmek için yila koyuldum. İşlerini yapan tüm insanlar beni görünce işlerini bırakarak bana korkarak bakıyordu. Bilgelerin odasına gelince kapıyı tıkladım ve odaya girdim. Bilgeler oturmuş beni bekliyorlardı maçta neden kendimi kaybettiğimi sordular bende " Kendimde değildim ve arkadaşım adına da sinirliydim." dedim. Bir daha olmamasını sürekli arkamı topladıklarını ve insanlardan özür dilemem gerektiğini söylediler. Kabul ederek odanın kapısının oraya bilgeler herkesi topladı kapıdan çıkarak tüm herkesten yaptıklarımdan dolayı özürlerimi sundum fakat insanların arasından bir kaç kişi bana canavar ve yaratık nasıl hile yaptın da bu kadar güçlendin diye bağırmaya başladı. Öteki insanlarda onlardan etkilendi ve bana canavar diye bağırmaya başladılar. Bilgelerden özür dileyerek kanatlarımı ve mızraklarımı ortaya çıkardım ve insanlara bakarak "Evet ben canavarım fakat güçlenmek için hile falan yapmadım bu zamana kadar çok sıkı çalıştım ve güçlendim bu eğitimede güç kazanmak için geldim. Unutmayın ki bu dünyaya yaşayalım diye gelmedik en son seviyeye gelip bu olayları yapan kişiden dilek hakkını almam gerek bu sebeple güçlü olmalıyım. Sizin gibi boş boş durursam buradan asla dışarı çıkamam bu sebeple ben bir canavarım ve bana karşı koymaya çalışan kim olursa olsun onu ezip geçeceğim!" Etkileyici konuşmamı bitirip havaya yükselip Ciara'nın odasına gittiğimde Ciara'nın uyanmış olduğunu gördüm Arya Ciara'nın yaralarına merhem sürüyordu. Odadan içeriye girip Arya'ya teşekkür ettim ve Ciara'nın da nasıl olduğunu sordum. Ciara sarılarak onu kurtardığım için çok minnettar olduğunu söyledi. Yaralarına Arya ile beraber merhemleri sürmeyi devam ettik üçümüz beraber yemek yedikten sonra Ciara uyuya kaldı. Onu tekrardan yatağına götürdüm ve Arya ile onun odasından çıktık. Arya'yı odasına bırakırken olan olayları anlattım. Biraz şaşırmış şekilde "Eğer bilgeler sana bu sırada hiç müdahale etmediyse sıkıntı yoktur." Dedi ve odasına gitti. Bende odama geçip olanları düşünürken sızıp kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRİMSON'UN EFSANESİ
FantasyEren ailesini yeni kaybetmiş bir NEET'tir. Ailesinin ölümünden sonra kendisini daha da kapamış ve sadece bilgisayarı ile uğraşırdı bu döngü bilgisayarda yeni bir oyun ortaya çıkana kadara devam etti.Yeni oyun piyasaya çıkar çıkmaz oyuna giren Eren b...