- Abla yardım et! Abla, Abla! Üzgünüüüüm! Dedi. Ben, ben ise yalan sandım ve eğer inansaydım belki, belki o u-uçurumdan düşmezdi.
- Bak olan olmuş ama sana bir şey soracağım. Bunlar nasıl oldu yani oraya nasıl geldiniz. Her şeyi söyle.
- Ah, tamam. Soğuk ve karlı bir kış günüydü. Annemin anlattığına göre...
- Cansu!
- Ne baştan başla dedin.
- Ama doğduğun günden başla demedim. Olayın başından başla.
- Ha anladım. Tamam başlıyorum. Her zamanki gibi Canan ile tartışıyorduk ama sonra bir kız geldi okula yeni gelmiş bizden yardım istedi. Üstü başı temiz iyi huylu bir kıza benziyordu. Onu müdüre götürdük. Sonra o günün öğle vaktinde onu yine gördük. Tabi yanlız kalmasın diye kardeşim Canan ile yanına oturduk. Bize "Siz barıştınız mı?" diye sordu. Kardeşim bu soru karşısında durur mu hemen verdi cevabı "Tahin ve pekmez hiç ayrılabilir mi, bu bizim günlük rutinimiz" dedi. Kız bize gülümsedi ve kendini tanıttı. Adı Selindi. Annesi ve babası boşanmış ve Selin babasıyla kalmaya karar vermiş. Babası da bir iş için onların artık burada yaşayacaklarını söylemiş. Ha unutmadan bizim yan karşımızdaki evde kalıyorlarmış ne tesadüf değil mi? Birkaç gün sonra Canan ve o kanka oldular. Bir elmanın iki yarısı gibi. Tabi ben biraz kıskandım bu olmamalı elmanın iki yarısı olması gereken biz ikimizdik. Gizli kardeş tokalaşmamızı bile ona gösterdi. Altını çizerek söylüyorum bu gizli tokalaşma kimseye gösterilmez ama o tek kuralı bozmuştu. Neyse ben artık Canandan nefret etmeye başlamıştım. Fakat bunu hakedecek bir şey yapmamış değildi. Bir gün lavaboda ellerimi yıkarken Selin'i gördüm tuvalette biriyle konuşuyordu. Ben kulak misafiri olmadan duramadım ve bir süre sonra benden bahsettiğini anladım. Neden mi?
- Neden?
- Onu sana söylemedim denemelerde olur ya.
- O denemelerde mi oluyordu.
- Neyse ne! Hatırlamıyorum. Başver onu şimdi nerede kalmıştım, ha hatırladım. İşte sonra Selin "Ablandan nefret etme sonuçta senin ablan benim için onu bırakma!" diyordu o an da tetiklendim ve kardeşimle büyük bir kavgaya hazırlandım.
- Bekle!
- Ne oldu?
- Lavaboya gitmem lazım.
- Ya ben de önemli bi şey sandım. Neyse lavabodan çıkınca devam ederim.
- Hızlı olacak söz.
- Altına yapmada!
- Zaten bundan sonra kesin uçuruma çıktınız.
- Sen öyle san. 😏😏😏
DEVAM
EDECEKArkadaşlar bu benim ilk yazım umarım beğenmişsinizdir.