Ne İzleme Cihazıymış Arkadaş!

16 3 1
                                    

Arkadaşlar sizden özür dilerim ama bugün iki bölüm yayınlayacağım.

Birkaç dakika sonra:

Canan: Ben böyle olacağını hiç düşünmemiştim!
Kankim Burki: Son model arabayla gidecek halimiz yok ya!
Canan: Ablamla da mı böyle beni aradı?
Kankim Burki: Evet!
Canan: Bu çok sıkıcı ama!
Kankim Burki: Yapacak bir şey yok!

O sırada babam:

Freddy: Bana ne yapacaksın doktor!
Babam: Eğer ne planladıklarını söylemezsen emin bilmek istemezsin!
Freddy: Ne demek istiyorsun doktor?
Babam: Ne demek istediğimi biliyorsun Fred! Kızımı öldürmeyeceklerini en az sen de benim kadar iyi biliyorsun!
Freddy: Üzgünüm doktor ama ben de bu istediğin bilgi yok!
Babam: O zaman işime yaramayacaksın demek bu ve ben işime yaramayanlarla çok iyi eğlenirim. "Kızlar babalarına çekmiş belli yani bu! Tabi anne de bir şey karıştırmıyorsa!"

O sırada annem:

???: Sonunda gittiler, plan nedir?
???: Ne olacak tabiki onları bulup öldürmek!
Annem: Size diyorum sağda o sağda. Bak dinlemiyorlar! Ha öldün işte hiç dinlemiyorlar ki beni! Çok mutsuzum! "Ben bunun türk olduğuna kesinlikle ikna oldum! Baksanıza televizyon ile konuşuyor!"

O sırada yine babam:

Babam: Evet Fred, ben çok insaflı bir bilim adamı olduğum için sana seçme hakkı tanıyacağım! Söyle bakalım... Bana olanları anlatacak mısın? Yoksa....
Freddy: Yoksa ne doktor?
Babam: Yoksa bu acılı ve bir o kadar da ölümcül iğnelerden mi tatmak istersin?
Freddy: Nasıl iğneler bunlar, anlat lütfen!
Babam: Yani ölmek istiyorsun!
Freddy: Beni çok yanlış tanımışsın doktor. Ben işimi her zaman sağlama alırım bilirsin!
Babam: İletişim cihazına güveniyorsan. O çoktan dereyi boyladı...
Freddy: Tek o mu var sanıy...
Babam: Telefonun, çizmendeki izleme cihazı ve saçındaki mikro kameranı da tabiki unutmadım.
Freddy: Çok beceriklisin doktor ama sen gittikten sonra epey bi değişmeler oldu. Artık deri altına bile izleme cihazı takıyoruz!
Babam: Ne dedin sen?
Freddy: Evet doktor duyduğun gibi!
Kaslı Pislik: Üzgünüm doktor!
Babam: Ne! Ahhhhh.....!

O sırada Canan:

Canan: Sonunda geldik!
Kankim Burki: Canan burası olduğuna emin misin?
Canan: Elbette ki eminim!... İstersen sen de bak!
Kankim Burki: Konum biraz daha ilerde sanki!

O sırada annem:

???: Bunu sana yapamam ben senin annenim!
Annem: Cansu şu kadın kadar olamadım. Üzgünüm kızım!

Kapı çalar:

???: Şevval "Gizli isme bakın hele"  , Burak burada mı Canan ile beraberdi ama!

Annem kapıyı açar ve:

Annem: Ne dedin sen?
Komşu Yenge: Dedim ki Canan ile Burak birlikte bir yere gidecekti. Buraya mı geldiler. Burak telefonunu açmıyor. Çünkü ve ben de endişelendim. "Görüyor musunuz? Cansu ile gidince birkaç gün olsa merak etmiyor ama Canan'a sıra gelince birkaç dakikada endişeleniyor!"
Annem: Onlar cafeye gitti endişelenme sen!
Komşu Yenge: Tamam sen öyle diyorsan öyledir!

Komşu Yenge gider ve annem kapıyı kapatıp sesli düşünmeye başlar:

Annem: Bir kızımı kaybettim bir tane daha kaybedemem! Nerede telefonum acaba? Ona bir izleme çipi takmıştım daha dün ama! Onunla bulurum şimdi!

O sırada Canan:

Canan: Bak bir kağıt!
Kankim Burki: Ne olmuş kağıda?
Canan: Galiba ablamın telefonuna yapışmış!...
Kankim Burki: Bir şey yazıyor mu?
Canan: Ablamdan bana mektup galiba! "Yine mi mektup be!"

DEVAM
EDECEK

İkinci bölüm akşama doğru gelir!

KARDEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin