- Onlar...
- Ne, ne olmuş onlara söyle! Hadi söyle!
- Bunlar ketçapa bulanmış.
- Şimdi vuracağım ha bu mu şimdi.
- Şaka şaka. Şimdi söyleyeceğim. Bunlarda bir harita var ve gözüküyor. Yani az buçuk görünüyor.
- Bu sefer de şaka mı yoksa¿
- Hayır. Bak istersen.
- Haklısın görebiliyorum. Sence ne yapmalıyız.
- Bence bu haritada gösterilen yere gitmeliyiz. Hem de hemen.
- Ya bir şey çıkmazsa ben onu duydum ya o öl...
- Hayır sakın böyle şeyler düşünme! Bak arabaya binelim sen de bana hikayenin devamını anlat böylece rahatlarsın ha. Ne dersin.
- Tamam haklısın galiba. Hadi arabayı hazırla. Dur ya sen ne ara ehliyet aldın daha 16 yaşındayız.
- Doğru ya gaza geldim. Olsun şurada otobüs var, gel ona binelim.
Otobüse geldikten sonra:
- Hadi şuraya geçelim.
- Tamam.
- Başlayayım mı?
- Evet başla hadi.
- Sonra ben artık bu işte büyük bir şey olduğunu anladım. Belgelerden de bir şey çıkmayınca artık devreye girme vaktinin geldiğini düşündüm ve Canan'a direk sordum "Sana neler oluyor?" diye. O bana ise sadece "Boşver" diyordu. Artık çok sıkılmıştım. Fakat elden bir şey gelmiyordu. Birkaç gün daha denedim ve olmadı. Ben de onu her zaman gittiğimiz o yere götürdüm.
- Yoksa düşündüğüm yer mi?
- Evet, evet orası! Genç meşenin olduğu yere.
- Yaşlı meşe olmasın orası.
- Hayır. Biz oraya genç meşe deriz. Çünkü dışı ne kadar yaşlansa da içinde çok güzel bir fidan yaşıyor.
- Nasıl ya, bu nasıl olabilir?
- O meşeninin içinde büyük bir boşluk var ve biz de Canan ile oraya bir fidan diktik. İçimizdeki çocuk hep öyle kalsın diye. Büyük küçüğe korunak, küçük ise büyüğe sağlam kalsın diye destek oluyor. Bunu bir tek biz ikimiz biliyoruz ama şimdi sen de öğrendin. Umarım kimse bilmez. Ne kadar da güzel değil mi?
- Evet öyle ağlayacaktım neredeyse! (Nine)
- Aaaaaaaaaaaa! Sen kimsin nine, arkadaşım nereye gitti?
- Ben buradayım öyle duygulu anlattın ki durduramadım ve nine de ayakata kalmasın diye kalktım.
- Olsun söyleyebilirdin. Şimdi başka biri daha öğrendi sırrımı.
- Aslında bir kişi değil. Bir otobüs dolusu insan duydu sesini!
- Ne, nasıl?
- Çok sesli söyledin de.
- Offfff ya!
- Şimdi kardeşimi ıhı ıhı arayasım geldi. (Şoför)
- Ağlıyon mu sen kaptan ya? (Arkadaşım)
- Yok! Gözüme bir şey kaçtı boşver. (Şoför)
- Neyse biz inelim bizim durağa geldik. (Ben)
- Yavrum bak bekliyorum otobüste ne oldu anlatacaksın tamam mı? (Nine)
- Tamam nine tamam ya! (Ben)
- Sus büyüğe cevap verme bakayım. Bekliyorum gelince anlatacaksın. (Nine)
- Tamam nine söz veriyorum geleceğim. (Ben)
Otobüs gittikten sonra:
- Hepsi senin suçun.
- Hayır benim suçum değil ama şimdi bunu boş verelim.
- Haklısın. Uzun bir yol var önümüzde zamanımızı boşa harcamayalım.
- Dur onları görüyor musun?
- Evet görüyorum ne oluyor orada.
- Aaaaaaaaaaaa! (Bir kadın sesi.)
DEVAM
EDECEK
Lütfen beğenmeyi unutmayın!
