~kin~

283 11 19
                                    

"bak ne haldeyim? Mutlu Oldun mu?"
"c-ceren böyle olmasını istemedim."
"tabi kesin istemedin. Hatta üzerinden bir yük kalktı diye mutlu oldun değil mi? Cemre sana kaldı diye mutlu oldun değil mi?"
"Bunu neden yapıyorsun o zaman? Annem yüzünden mi? Neyle tehdit etti seni?"
"ne fark eder? Ha nedimle evliyim ha değilim. Onunla evlenmesem senin kalbin benim için atar mı?"

Sustu. Hep yaptığı şeydi. Ben onun gözlerinin içine umutla bakarken o sustu.

"cemreyle sana mutluluklar." diyip çıktım odasından.
Nedimin odasına gittim. İçeriden sesler geliyordu. Cemreydi bu.

"çok özür dilerim. Yanında olamadığım için. Bu halde olduğun için. Seni koruyamadığım için. Sen onunla evleniyorsun. Gerçekten evleniyorsun. "
İçeriye girdim.
" sen ne yaptığının farkında mısın? Çık odamızdan. Merak etme birazdan düğünümüzde göreceksin nedimini."
"neden? Neden ceren? Ona bunu neden yapıyorsun."
Kahkaha attım.
"tabi neden ona bunu yapıyorum. Peki ben nolacağım? Sen şu zavallının yanında durduğun gibi kardeşinin yanında durdun mu? Yanlışlarımla da olsa yanımda oldun mu?"
"aynı şey değil. Ben senin yanında olmak istedim. Sen nedime eziyet ederken ben nasıl yanında durayım. Kendini bir malmış gibi satmak isterken nasıl ablan olarak yanında durayım!"
"yeter! Git!"
Kolundan tutup dışarıya attım. Kapıyı kilitledim. Ağlayarak nedimin yanına gittim.
"seni sevdiği gibi kardeşini sevmiyor. Gördün mü? Gördün mü dedim sana Allahım cezası!"
"ye-yeter."
"yetmez. Sen sever misin beni? Cenk beni sevmedi. Sen sever misin?"
Gözlerini kaçırdı.
"sevmezsin. Sende cenk gibi sus. Ama sen cemreyle de olamayacaksın."

Midem bulanıyordu. Hızla kapıyı açıp lavaboya koştum.

Cemreden

"ceren dur iyi misin?"
Lavaboya kadar peşinden koştum. Sonra kapıyı kilitledi.
"ceren aç kapıyı! Neyin var?"

Bir süre sonra açtı. Kötü görünüyordu.
"sadece midemi bozdum herhalde. İyiyim."
"korkuttun beni. Ceren lütfen yapma bunu."
"hala mı Nedim ya! Kardeşin kötü halde sen Nedim nedim nedim diyorsun. Ben bıktım bu durumdan"
"ceren yapmak zorunda değilsin."

Cenki görünce sevindim. Belki o bunu durdurabilirdi.
"cenk."
"efendim Cemre."
"bir gelebilir misin?"
"tabi. Noldu?"
"şu saçmalığa bir son vermeliyiz. Ben ikisininde nasıl acı çektiğini görüyorum. Ama neden evlenmek te ısrar ediyor anlamadım."
"kendi tercihi. Bize laf düşmez."
"ne? Sen bari yapma. Lütfen."
"asıl seni neden bu kadar ilgilendiriyor?"
"ben cerenin ablasıyım. Ve nedim-"
"onun nesisin. Evet söyle. Neyi olarak herşeyine burnunu sokuyorsun."
"ha-haklısın. Ben nedimin hiç birşeyi değilim. Ama sen kuzenisin. Buna rağmen ona uzaksın. Onun yanında değilsin. Yazıklar olsun."
Aşağıya indim. Bu işi nasıl bitiricektim.

"Cemre dur Bi kızım."
Babannemi böyle görmek şaşırtmıştı.
"babanne?"
"ne var kız. Ne baktın öyle alık alık. Ne güzel giyindim. Süslendim. Birde sana bak. Babanne ben miyim sen mi?"
Gözlerimi devirip yanından geçtim gittim.
Hazırlıklar bitmişti. Düğün saatine çok az kalmıştı. Konuklar gelmişti. Annemin yanına gittim.

"anne sen buna Bi dur demeyecek misin?"
"cerenin inadını görmüyor musun? Benim sözümü ne zaman dinlediniz ki? Nasıl utanıyorum Bi bilsen kızım."
"haklısın. Neden inat yapıyor onu da anlamadım. Nedim istemiyor ama."
"bilemiyorum orasını."
"ya ne demek bilemiyorum. Cerenle neden evlenmek istesin?"
"Cemre bilmiyorum kızım. Birde sen dellendirme beni"
"peki öyle olsun."

....................................

"ağlama kızım. Ağlama."
Annem saçlarımı okşayıp, beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Civan da söylene söylene bir kaldı.
"ceren diye ablam yok benim."
"öyle deme oğlum. Ablan hatalı ama öyle büyük büyük laflar etme."
"anne canım çok yanıyor."
"kızım bizde üzüldük canımız yandı. Ama sen niye bu kadar ağladın anlamış değilim."
"cidden abla sen niye bu kadar ağladın."
"kardeşim için tabi."
"hı kesin kardeşin için."
Babanneme baktım.
"ne demek istiyorsun babaanne"
"ayol ne diyeceğim. Öyledir diyorum."
"ne demek cidden o Neriman ana. Kardeşi için ağlıyor kız. Ablası sonuçta."
"ben bir lavaboya gideyim."
"git git. Elini yüzünü yıka kendine gel. Harap ettin kızım kendini."

Kalkıp, lavaboya gittim.
Yüzümü yıkadım.
neden onun için hayatını hiçe sayıyorsun? Neden aileni geride bırakıyorsun?
Abla sen nedime aşıkmısın

Hayır ben sadece ona yardım etmek istedim. Onu kurtarmak istedim. Aşık olamam. Olamam.
Aynada yansımama baktım. Berbat haldeydim. Nefes alamıyordum. Nedim yanımda olsaydı belki hayat daha güzel olabilirdi.
Lavabodan çıkıp bahçeye gittim. Nefes almak iyi gelirdi belki de. Gözlerimi kapatıp güzel havayı soludum.

"sende mi aynı durumdasın? Bende zorlanıyorum bu köşkte. Yapamıyorum. Sen haklıydın onun yanında durmam gerekti."
Cenkin sesiyle arkamı döndüm.
"onun yüzüne bakamıyorum. O cesareti kendim de bulamıyorum. Benim yüzümden bu halde. Biliyorsun. Kendi eserime nasıl bakayım? Onu bu hale getiren ben. Gidip nasıl bişey olmamış gibi onunla konuşayım. Nasıl yüzüne bakayım?!"
"senin eserin değil. Annenin eseri. Ya siz çocuktunuz çocuk. Ama artık büyüdün. Artık herşeyi anlıyorsun. Onun yanında durman gerek cenk. Özellikle sana ihtiyacı var. Seni görünce gözlerinin içi parlıyor. Seni çok seviyor."
"ben onun yanında olursam. Sen? Sen yanımda olur musun?"

Gözlerimi kaçırdım. Ne diyeceğimi bilemiyordum.

Gülümsedi. "biliyordum. Onu bırakıp bana gelemezsin. Değil mi?"
"üzgünüm."

Cerenden

"bak bak iyice bak. Nasıl yakınlar. Gör Cemreni."
Kafasını tutup kaldırdım.
"bak diyorum. Nasıl olsa nedim yok ama cenk var onun için böyle işte. Bu kadar basit."
"bı-bırak!"
Tüm gücüyle beni itti. Onları izlemeye başladı. Sinirliydi.

"bize yaptıklarını o ikisine ödetebiliriz. Onların canını yakabiliriz."
"o-olmaz."
"hala mı ya? Hala mı? Ah karnım. Neden böyle oluyor!"
Lavaboya koştum. İçimdekileri boşalttım tekrar. Suyu açıp ağzımı yıkadım.
"noluyor? Ne demek bu?"

Cemreden

Cenk bir anda ellerimi tutunca şaşırdım.
"yinede teşekkür ederim. Bana kendimi gösterdiğin için."
Kafamı salladım gülümseyerek.
Kafamı kaldırıp nedimin odasına baktım. Sinirli duruyordu. Bize bakıyordu.
Ellerimi çektim.
"gitmem gerek."
"nereye"
"annem bekliyordu."

Müştemilata gittim koşar adımlarla.
"iyi misin kızım"
"iyiyim anne. Hadi uyuyalım artık. Çok yorgunum."
"tabi uyuyalım."

Herşey daha yeni başlıyordu. Nedimi onlara bırakmayacaktım.

my reflectionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin