10.BÖLÜM :

14 4 0
                                    

"Ne mi yaptım ?, Nâlân'a verdiğim sözü bozdum.Ama bozma sebebim bile kendisi için..." Yine bile suçlu hissediyordum kendimi, çünkü öyleydim. Doktor Musa'nın yani o zengin olan doktorun odasına girmiştim."peki orada ne yapmıştım ?" Olmayan paralarımdan dolayı,Doktor musa nın belki dondurma fabrikası bile alabilecek olan paralarından bir dondurma parası çalmıştım. Bu hayatımda yaptığım en masum hırsızlık dı. Ama hırsızlığın masumluğu olamazdı. Olmamalı da zaten. Belki ondan istesen verirdi. Ama niye böyle birşey yaptığımı ben dahi bilmiyordum. kantine geldiğimde 1 tane dondurma istemiş, aldığım gibi Nâlân'ın yanına çıkmıştım.

- Nâlân,bak sana ne aldım.

-Ne aldın ?

-Sözümü tuttum, bak dondurma.

-Aa... Çok teşekkür ederim. Çok ama çok teşekkür ederim kırca abla.

Bilseydi ki ona verdiğim sözü tutmak için başka bir verdiğim sözü bozduğumu... O zaman bana küserdi belkide . sadece onun küsmesi önemli değil. İnsanların kendi çabalarıyla kazandıkları parayı aldığım için bende kendimi affedemiyordum. Tabi ki Allah da affetmez. Büyük bir banka soygununun da küçücük bir paranın da manevi değeri aynı aslında. İkisi de aynı günah. Önemli olan ise bu suçu  yapmamaktı. Ama ben yine yapmıştım. Tek hatam bu değil, öbür hatam : verdiğim sözü tutmamak dı. Ve son olarak ise : kötü davrandığım kişilerin birgün sevebileceğim kişiler olabileceğini unutmam dı. Zira çok sevdiklerimin de bir gün sevmediklerimden olabileceğini... Belki tüm bunların bir telafisi vardır ?!

- Afiyet olsun Sarı kafa !

-Kırca Abla, saçlarım iyice dökülünce ne diyeceksin bana ? Yine sarı kafa mı ?

-Elbette diyeceğim. Sen benim için hep sarışınsın çünkü !

-Ben çok mu hastayım ?

-Yoo,biraz... Ama ameliyat olursan hiç hasta olmazsın !

-Gerçekten mi ?

-Evet. Tabi ki de.

-O zaman olayım. İyleşince hâlsizliğim de geçer hem.

-Ama biraz pahalı... Ve zor.

-O zaman ? Ben hep hasta mı kalacağım ? Olmaz. Nolur ameliyat olayım nolur !?

-Elimden geleni yapacağım Sarı kafa!, Elimden geleni...

**********

-Kırca hanım , sizinle biraz konuşabilir miyiz ?

-Tabi...

(Bu doktor Musa. Umarım ondan para çaldığı mı anlamamıştır.)

-Odama gelin lütfen...

-Peki.

Bir alt katta olduğunu bildiğimden ondan önde gidiyordum.

-Sanırım odamın nerede olduğunu biliyorsunuz ?!

-Ee... Duymuştum birinden... Sanırım hemşireler den.

-Pekâlâ,buyrun.

Odasına varmıştık. Ben açıkçası biraz korkuyordum.Ama artık geriye döndüremiyeceğim hatalar yapmak istemiyordum.Ona bunları anlatacaktım...

-Musa bey.  -Kırca hanım.

(Aynı anda söylemiştik.)

-Önce siz söyleyin lütfen.

-Yo,yo siz söyleyin.

-peki... Ben , ben bir hata yaptım.

-Bende.

-Siz ne hatası yaptınız ?

-Önce siz söyleyin lütfen.

-Aynı anda söylemeye ne dersiniz Musa bey.

-Olabilir.

-bir,iki,üç.

-Ameliyat yapabiliriz - Ben çaldım.

-NE ?!

- Ameliyat çok pahalı ama benim bu ameliyatı yapabilecek kadar param bulunuyor. Ben size yardımcı olsam. Bu arada ne dediniz anlayamadım.

-Şey, ben sizden birşey aldım.

-Ne aldınız ?

-Maddi ve manevi bir şey.

-Tamam da ney ?

-Nâlânın mutluluğunu, 3 TL lik bir dondurma parası.

-Ne ?!  Nereden aldınız ?!

-Kasa dan.

-Benim bir kasam olduğunu nereden biliyorsun ?! Neden benden istemedin ?

-Çünkü ben eski bir hırsızım ! Size söylesem verir miydiniz ? 3 TL istesem alay ederdiniz diye düşündüm.

-Saçma bu ! Onca para dan 3 TL almış olamazsın !

-Bakın o zaman...

-Öyle olacak zaten.

-Tamam.

O kasaya doğru yaklaşıyor du. Ben ise kendimden emin bir şekilde bekliyordum.  Parmakları kasanın kilidinde dolaşırken kapağını açmış, paraları saymaya başlamıştı bile. Sayıyor,sayıyor ve miktarı her bine geldiğinde seslice söylüyordu. Terlemeye başlamıştım. Kendimden emindim ama ya eksik sayarsa falan ? O zaman neler olur... Bekleyişimin son buluşu hiç iyi olacağa benzemiyordu. Bana dönmüş ve :

-3 TL DEĞİL 3.000 TL DİYECEKTİNİZ SANIRIM ?!

𝕂𝕒𝕝𝕡 𝕪ü𝕜ü𝕞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin